06 Haziran 2013 11:36

Ticari medya, kenara çek! Yurttaş gazeteciye yol ver!

Ticari medya, kenara çek! Yurttaş gazeteciye yol ver!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Tüm Türkiye’ye yayılan Gezi direnişi sosyal medya aktivizmini patlatırken, pazar medyasının da ipliğini pazara serdi.

Majestelerinin basını ve gazetecileri en basit habercilikte sınıfta kalırken, sokağın sesi olan “yurttaş gazeteciliği” parladı. Kalabalıkların gücü, ticari medyanın cafcaflı haber merkezlerine haber atlattı. Bundan gazetecilik adına bir hayır çıkacaksa, o da haber üretim sürecinin özgürleşip, demokratikleşmesi olacaktır.  

Haber içeriklerine okurun, izleyicinin veya protesto alanlarındaki eylemcinin katkısına yurttaş gazeteciliği diyoruz. Joyce Nip, günümüz medya atmosferinde izler kitlenin medya içeriğine katkı sürecini “kamu gazeteciliği” olarak da nitelendiriyor. Kamu gazetecisi, kişisel web yayıncılığının olanaklarını kullanarak, webblog’lar, youtube, twitter, facebook, friendfeed, googleshare gibi sayısız sosyal medya platformunda enformasyon üretiyor ve yayıyor. Profesyonel gazetecilerin yetersiz kaldığı noktada, amatör gazeteci, bilgilenmiş yurttaş yaratma sürecine katkıda bulunuyor. Yurttaş, gazeteci, bir yandan kendisinin de içinde olduğu bir olayı-durumu yazı, fotoğraf ve video ile geniş kitlelere aktarırken, bir yandan da demokrasinin gelişmesine katkıda bulunuyor. Son 10 gün içinde şunu gördük: Gerçekleri halka anlatma işini ticari medya profesyonellerine bıraktığımızda bize yalan söyleniyor. O halde, artık herkes kendi medyasını kurabilir, herkes gazeteci olabilir.  

ABD’li Gazetecilik Akademisyeni Jay Rosen, ticari medyanın bugün içinde bulunduğu güven krizini açılarken, ana akım medyanın okuru/izleyiciyi müşteri gibi görmesinin yarattığı sıkıntılarına değinir. Ona göre, yurttaş gazeteciliğinin avantajı, okuru/izleyiciyi bir ürünü satın alan tüketici gibi değil, o ürünün işlenmesine katkıda bulunan ve onu geliştirerek paylaşan bir güç olarak görmesinden gelir.

Rosen yurttaş gazeteciyi şöyle tarif eder:
* Kamusal hayata kişisel katkısını önemseyen,
* Kamusal kararların potansiyel katılımcısı olmak isteyen,
* Ortak çıkarlar etrafında toplanmış bir bütünü temsil eden,
* Kendisini kamusal alanda tartışılacak konuların temel muhatabı kabul eden,
* Seçici ve karar verici olan,
* Kendisini yeteneklerini geliştirmesi gereken bir öğrenici gibi gören,
* Kendi kimlik aidiyetine olduğu kadar, ötekilere karşı da sorumluluk da duyan kişi.

Gezi direnişi sırasında benim sosyal medyada gördüğüm yurttaş gazeteci profili de artısıyla eksisiyle buydu. Sokaklarda gaz, su ve cop yiyen aktif protestocuyla evinde protestolara “online” destek verenler bir sosyal medya Voltranı  (gücü) oluşturdular. Onlar sosyal medyada ses, yazı, fotoğraf ve videolar paylaştılar. Bu paylaşımlar sadece Türkiye’ye değil, tüm dünyaya yayıldı. İzleyenler bu paylaşımların altına yorum yazdı, içeriği zenginleştirdi. Zenginleşen içerik yeniden başkalarıyla paylaşıldı ve bu bilgi aktarma döngüsü her gün, 24 saat boyunca devam etti. Dünyanın çok izlenen televizyon kanalları ve gazeteleri olan biteni sosyal medyadan öğrenerek dikkatlerini Türkiye’ye çevirdi. Benim CNN İnternational, France 24, BBC, Euronews gibi kanallardan, New York Times, Guardian, Foreign Policy gibi yayınlardan takip ettiğim kadarıyla, yabancı basın da Türkiye’deki yurttaş gazeteciliği hareketine dikkat çekti ve aktif içerik üreticileriyle söyleşiler gerçekleştirdi. Gezi Parkı eylemleri ile gelişen protesto eylemleri, Türkiye’de ilk kez bu kadar geniş katılımlı bir yurttaş gazeteciliğini yarattı.

Gezi Direnişi sırasında yıldızı parlayan yurttaş gazeteciliği pek çok açıdan da eleştirildi. Haber kaynakları sorgulandı, çarpıtılmış gerçeklik iddiaları gündeme geldi, dış mihraklardan bahsedildi.  Sıradan insanların ürettiği haber içeriklerinin profesyonel editoryal süreçten geçmediği için dezenformatif ve manipülatif olduğu yolundaki argümanları açıkçası komik buluyorum. Aktif bir sosyal medya kullanıcısı olarak, gezi direnişi sırasında şunu gözlemledim: Bu argümanlar genellikle hükümet yandaşlarından ve kredibiliteleri dibe vurmuş ticari medya yöneticilerinden geldi. Yaygın medyanın bugüne kadar ürettiği içerik sütten çıkmış ak kaşık olsa, dönüp bu lafları edenlere dikkat edebilirdik. Ama, profesyonel editörlerin yönettiği haber merkezleri penguen belgeseli yayınlarken, amatör gazeteciler sokaktaki polis şiddetini tüm çıplaklığıyla aktarıyorsa, bilgi için nereye bakmalıydık? Kimi ciddiye almalıydık? Sosyal medyada gerçek ismiyle cismiyle, şeffaf olarak yer almayan bir takım manipülatörler (profesyonel kafa karıştırıcılar) yok muydu? Vardı elbet. Onlar büyük bir gayretle asılsız haberleri yaygınlaştırdılar, protestocuları provoke etmeye, yanlış yönlendirmeye, galeyana getirmeye çalıştılar. Ama, çok kısa bir süre içinde yine sosyal medyada yalanlandılar, hatta ifşa edildiler. Üstüne üstlük, sosyal medya kullanıcıları hızla bir oto-kontrol mekanizması geliştirerek protesto alanlarından haber geçmenin etik ilkelerini oluşturdular. Protestoların başından itibaren sorumlu gazeteciliğe davet yapıldı, bilgi geçenler ve takipçiler provokasyonlara dikkat etmeleri için uyarıldı. Kısacası, halk Türkiye basın tarihinde ilk defa “Ticari medya, kenara çek!” dedi; sokağa sahip çıktığı kadar haberine de sahip çıktı.  

Türkiye’de bugüne kadar devlet şiddetinin meşrulaştırıldığı ve masum kalabalıkların haklı protestolarının devlet-medya iş birliğiyle terörizm olarak çerçevelendiği pek çok olaya tanıklık ettik. Ama böylesine bir ana akım medya protestosuna ilk kez tanık olduk. Keşke, yaygın medya gerçeği daha erken kafalara dank etseydi. O zaman, belki yıllardır “Gazeteler yalan yazıyor, biz marjinal değiliz” diyen veya “Yalaka medya neredesin?” diye öfkeyle bağıran “ötekinin” acısını az çok anlamak mümkün olabilirdi. Bugün İstanbul Gezi Parkı’nda demokratik katılım haklarını kullandıkları için devlet tarafından çapulcu ilan edilenler, devletin ve medyanın geçmişte çapulcu ilan ettiklerinin de aslında kendileri gibi ciddiye alınmak isteyen yurttaşlar olduklarını anladıkları ölçüde, demokrasi yolunda önemli yol almış alacağız.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa