02 Haziran 2013 11:50

Ortadoğu'nun kadınları ne anlattı?

Ortadoğu'nun kadınları ne anlattı?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

26 ülkeden 300’e yakın kadın, dünyanın gözünü diktiği Ortadoğu’da  kadınların mücadelesinin birikimini paylaşmak ama daha çok da bu birikimin bir güce dönüşmesini örgütlemek için bu hafta sonu Diyarbakır’da biraradaydı. Ortadoğu kadınlarının buluşması, Kürtlerin Ortadoğu’da kurucu bir özne olarak ortaya çıkışının tescillenmesi anlamına gelecek biçimde Kürt kadın hareketi tarafından organize edildi. Nitekim Kürt kadınlar da bu özgüvenle ve bu coğrafyanın “yenilenmesinde” tuttukları role atıflarla konuştular hep. Arap dünyasının kadınları ile yapılan tartışmalar, bu tartışmalardaki “yeni bir mücadele hattı” vurguları da bunu gösteriyordu. Ve tabi Kürtlerin çeşitli kazanımlarının Ortadoğu’nun yeniden doğuşunu belirleyecek olması vurgusu da...
Kimi ülkeler tek kadınla temsil edilirken, kimisi farklı örgütlerden gelen kadınlarca temsil edildi. Ortaklıkları, coğrafyanın mücadeleci kadınları olması. Yürütülen tartışmalar bir yandan Ortadoğu’nun politik tablosunu ortaya koyarken bir yandan da bu tablonun kadınlar üzerindeki etkisine ilişkin veriler de ortaya koydu. Hatta çoğu zaman ulusal sorunlar daha çok tartışıldı.
Coğrafyanın kadınlarının çok büyük ortaklıkları var; savaş, çatışma, şiddet, taciz, tecavüz, dini ve geleneksel baskılar, ulusal hakların kadınlara yansıyan dil ve kimlik sorunları gibi. Bunlara karşı ortak direniş biçimleri de var; özel kadın örgütleri kurmak, halk hareketleri içerisinde kadınlar olarak özgül yapılar oluşturmak, politik örgütlenmelerin önde giden isimlerinden olmak gibi…
Ve elbette ki bu ortaklıkların yanında, bundan sonra örülecek mücadele hattının neresinde yer alacaklarını belirleyecek önemli farklılıklar da var.   
Temel tartışma noktalarının siyasal İslam karşısında kadınların pozisyonu ve anayasa tartışmaları olması bir tesadüf değil. Kadınların en önde yer aldığı mücadele süreçlerinin ardından kurulan iktidarların dini referanslarla önce kadınların haklarına göz dikmiş olması, devrimin “çalınmış” olması bu tartışmaların ana kaynağı. Mısır, Tunus gibi değişimin hatlarının keskinleştiği ülkelerin kadınları, Afganistan gibi değişimin karanlıkla bastırıldığı ülkelerin kadınları, İran ve Bahreyn gibi değişimin İslamcı öznelerce el konulduğu ülkelerin kadınları laikliği halk demokrasisinin olmazsa olmazları olarak tarif ederlerken, diğer ülkelerin farklı bakış açısına sahip kadınları arasında bu konuda tartışmalar var. Türkiye’de laiklik konusunda ana eksen olarak ortaya konan başörtüsü tartışmalarından çok daha geniş bir zemine işaret eden bu tartışma, kadınların varoluşuna bir tehdit olarak siyasal islamın, kadınların hem siyasal-sosyal hem de ekonomik sorunlarını nasıl derinleştirdiğini de açığa çıkarıyor.
Ve anayasa tartışması. Bu da eşitlik, adalet, halkların varlığının ve haklarının kabulü, kadınların sosyal ve siyasal haklarının tescili açısından oldukça önemsenen bir nokta. Kadınların cins talepleri göz önüne alınmadan yazılan yasal metinlerin, bunlar için mücadele eden kadınların “mağlup olması” anlamına geleceği ortaklaşılan bir zemin. Esas olanın o yasaların nasıl yazıldığı ve hangi güçlerce pratiğe geçirildiği olduğunu vurgulayan da çok kadın vardı.
Bu yüzyıl kadınların yüzyılı. Bunu sadece mücadelenin öznesi olan kadınlar söylemiyor, uluslar arası güçler, stratejik planların sahipleri de bunun farkında. Bu, mücadelenin hattını ve sonucunu kimin belirleyeceğinin de göstergesi aslında. Kendi cins talepleri ve halkların eşitlik, özgürlük ve adalet talepleri için mücadele eden kadınlar, sonucu belirlemek için birlikte hareket etmek istiyor. Nasıl mı? Yazmaya devam edeceğiz.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...