24 Mayıs 2013 10:45

Elveda Sosyalist Enternasyonal!

Elveda Sosyalist Enternasyonal!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Tam 150 yıllık tarihi olan Almanya Sosyal Demokrat Partinin (SPD), dünya işçi hareketi üzerinde hem teorik hem de pratik açıdan “özel” bir yeri bulunuyor.
İşçi sınıfının burjuvaziye karşı açıktan girdiği ilk büyük kavga olan 1848/49 devriminin yenilgiyle sonuçlanmasının ardından yeniden toparlamaya başlayan Alman sosyalistleri, bugünkü SPD’nin önceli olan Genel Almanya İşçi Derneklerini (ADAV) 150 yıl önce, 23 Mayıs 1863’te Lepzig’de kurdular.
Başta Karl Marx ve Freidrich Engels olmak üzere, dönemin Alman sosyalist önderleri, bu örgüt aracılığıyla Komünist Parti Manifesto’da yer alan “Bütün ülkelerin işçileri birleşin!” çağrısını somut bir örgütlemeye dönüştürmek için uluslararası düzeyde yoğun çaba içerisinde oldular.
Bu temelde kurulan Birinci Enternasyonal’in (1864) ömrü, komünistlerle anarşistler arasındaki ideolojik tartışmalar nedeniyle çok uzun olmadı ve kendisini 1876’da feshetti. Ardından 1889’da işçi sınıfının çıkarlarını, devrimi savunan sosyalist partilerin katılımıyla 2. Sosyalist Enternasyonal kuruldu.
Birinci Dünya Savaşı sırasında Alman burjuvazisine destek verme kararı alan, savaş kredileri için mecliste el kaldıran enternasyonalin en önemli partisi SPD, dünya genelinde işçi hareketinde önemli bir bölünmeye neden oldu. Savaş kredilerine karşı çıkan Rosa Luxemburg ve Karl Liebknech, SPD’den ayrılarak Almanya Komünist Partisine (KPD) giden süreci başlattılar. Ulusal burjuvazinin desteklenmesini reddeden, “savaşa karşı sınıf savaşı” çağrısı yapan parti ve örgütler 1919’da SBKP ve Lenin’in önderliğinde 3. Sosyalist Enternasyonal’i kurdular.
Sırtını devrime ve sosyalizme dönen, kendi ulusal burjuvazisine destek veren partilerin içinde kaldığı 2. Sosyalist Enternasyonal’in bileşenleri, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yine SPD’nin öncülüğünde Frankfurt’ta bir araya gelerek bugün de varlığını sürdüren “Sosyalist Enternasyonal”i kurdular.
150 yıldır dünya genelinde sosyalist ve sosyal demokrat akımlar üzerinde hem ideolojik hem de örgütsel açıdan küçümsenemeyecek bir ağırlığı olan SPD, iki gün önce (23 Mayıs) Leipzig’de yeni bir adım daha attı.
Bir süredir Sosyalist Enternasyonal üyeliğini fiilen askıya alan SPD, nostalji olsun diye yine Leipzig’de düzenlenen 150. kuruluş töreni sırasında kendisine benzeyen partilerle “İlerici İttifak” (Progressive Alliance) adı altında yeni bir “enternasyonal” kurduğunu ilan etti.
Sosyalist Enternasyonal’e üye 70 kadar partinin bu ittifakın kuruluşunda yer aldığı açıklandı. Böylece, halen PASOK Lideri Georgio Papandreu’nun başkanlığını yaptığı Sosyalist Enternasyonal’in kapısına fiilen kilit vurulmuş oldu. Bu arada PASOK’un kendisi de “İlerici İttifak”a üye oldu.
Denilebilir ki; SPD 1915’ten bu yana en hayırlı adımlarından birisini atmıştır.
Yıllardır sosyalizm, işçi sınıfı diye bir derdi olmadığı halde, işçi sınıfına ve emekçilere acı ilaçlar içiren burjuva sosyal demokrat-neoliberal partilerin “sosyalizmi” kullanarak bir araya gelmeleri, doğal olarak geniş kesimler tarafından gerçek sosyalistlere fatura ediliyordu.
Bu nedenle kendileri burjuva, isimleri sosyalist, hatta komünist olan partilerin “Sosyalist Enternasyonal”e elveda demeleri oldukça yararlı bir durum olmuştur.
İşçi sınıfının sahte dostlarının sosyalizmden uzak durmaları herkesten önce işçi sınıfı için önemli. Elbette, SPD’nin Sosyalist Enternasyonal’den ayrılması, yeni bir enternasyonal kurması, tarihiyle bağları koparmaya yönelik ideolojik bir tercihtir. Bunun özünü ise, 150 yıl önce işçi sınıfının kurutuluşu için verilen mücadeleden, yaratılan değerlerden ve beslendiği dünya görüşü olan Marksizm’in etkisinden kesin olarak kopma oluşturuyor.
1959’daki Godersberg Programı’yla işçi sınıfı ve sosyalizmle arasına kalın bir çizgi koyan, sosyalizmi sosyal demokrasiye indirgeyen, ardından “demokratik sosyalizmi” de programından çıkaran SPD, çoktandır Hıristiyan demokratlardan, liberallerden farkı olmayan klasik bir burjuva partisidir. Bu yüzdendir ki, 2005’ten bu yana derin bir kriz içinde debeleniyor. Bugün tabanı halen işçi ve emekçi olan, ama yönetim ve hedef kitlesi orta ve üst sınıfın oluşturduğu bu partinin içine düştüğü gerileme sürecinden çıkması öyle kolay görülmüyor.
Ama; sınıflar mücadelesi, tarihin ilerleyişi; gerçek anlamda güçlü bir Sosyalist Enternasyonal’in büyük bir ihtiyaç olduğunu ve bunun koşullarının öncesine göre şimdi çok daha arttığını gösteriyor.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa