Savaş sözümüzü ağzımıza tıkmasın
Fotoğraf: Envato
Reyhanlı’daki patlamanın yıkıntılarının arasında bir kadının ellerini isyanla göğe açtığı görüntüler gelmeye başladığında HDK Kadın Meclisi’nin konferansındaydık. Tam da savaşın ağır yaralarının kadınların hayatında hâlâ nasıl kanıyor olduğunun konuşulduğu, 4 aydır cenazelerin gelmemesinin kanayan yaralara nasıl pansuman olduğunun anlatıldığı zamanda… Çatışmalara son verilmesinin ve Kürt sorununda siyasi çözüm sürecinin kadınların barış mücadelesi ve cinsiyetçiliğe karşı mücadelesini daha görünür kılacağı umudunu paylaşırken... Tam da kalıcı barışın en önemli koşullarından birinin de cinsiyet eşitliğinin gerçekleştirilmesi olduğunun konuşulduğu sırada… Tam da bu sürecin gerçek bir çözümü doğurması için kadına yönelik her türlü şiddetin sona erdirilmesi, savaş sürecinde kadınlara karşı işlenen suçların, zorunlu göçün yarattığı maddi ve manevi kayıpların tazmin edilmesi gerektiği ifade edildiği sırada… Onlarca ölü, onlarca yaralı, Suriyeli mültecilere saldırı, devletlilerin açıklamaları ve kim ne olduğunu bilemesin diye yayın yasağı haberleri geldi.
Savaş zaten böyle bir şey, sözünü kurmadan lafı ağzına tıkar. Sen gerçek barışın zeminini tarif ederken seni kana, gözyaşına, isyana boğar, yeni bir toplumsal sözleşmenin çerçevesini tartışırken seni en gerisine mahkûm eder.
Tam da bu nedenle eşitsizlik, adaletsizlik, yok etme politikaları olmasın demek için yüzünü yalnızca memleket sathına dönemiyorsun. Barış için aşamalar kaydedilirken bölgede, dünyada neler olup bitiyor, bu yaşananlar kurulan barış hayallerini nasıl bozguna uğratabilir diye düşünmek zorunda kalıyorsun.
Hükümet, hem sermayenin Osmanlıcı yayılma hevesleriyle ve hem de Rojava’da ortaya çıkan demokratik özerk Kürt yönetimini tehdit sayarak Suriye’ye askeri müdahaleyi içeren emperyalist savaşın destekçiliğini yapıyor. Bölgedeki her adımıyla Ortadoğu’yu dinsel ve etnik kanlı çatışmaların bataklığına daha fazla çekiyor. HDK Kadın Meclisi bileşeni kadınlar bir yandan barışın tarafı, müzakerelerin muhatabı olmayı önüne hedef koyarken bir yandan da emperyalist yayılmacılığa ve bölge devletlerinin gerici, baskıcı, cinsiyetçi, katliamcı politikalarına karşı halkların eşitlik ve özgürlük talepleriyle ve her şeyden önce tüm Ortadoğulu kadınlarla dayanışma içinde olmanın yollarını yaratmak istiyor.
Dünya deneyimlerinde de böyle. Barış umudunun filizlendiği dönemlerde egemenler kendi projelerinin dayanaklarını oluşturmaya çalışırken, kadınlar hangi topraklar üzerinde hangi araçlarla egemenlik kurulacağından daha çok savaşın açtığı yaraların tamiratı ve gündelik yaşamın nasıl ezilenlere yer açacak şekilde kolaylaştırılacağı ile ilgilenmiş. Bu tabi ki “dünya egemenleri nerede ne planlıyor umurumuzda değil” anlamına gelmiyor. Barış için bir araya gelen kadınlar yaptıkları çalışmalarda bir yandan bu süreci farklı kesimlerden kadınlarla nasıl buluşturacaklarını tartışırken bir yandan da daha da genişleyerek, egemenlerin bölge ve dünya paylaşımı projelerinin önüne nasıl geçeceklerini planlıyor.
Savaş sözü mesnetsiz bırakır, kanla lekeler, gözyaşıyla sular, kapalı kapılar ardındaki egemenlik planlarından halkların ve kadınların payına acı ve korku düşmesine neden olur. Kadınlar bunu biliyor, yaşıyor. Tam da bu nedenle devletliler en yetkili ağızdan “benzer saldırılar gerçekleşebilir” derken sormalı: Nereden biliyorsun? Ne umuyorsun? Kendi planları sorgusuz sualsiz hayata geçsin diye benzer saldırılardan medet umanlar karşısında kadınlar, gelecekleri ve umutları bu planlara kurban gitmesin diye söz söylemeli evet, ama daha da önemlisi bu sözü her yerde örgütlemeli. Çünkü sadece kalabalıkların örgütlü sözü ağza tıkılamaz.
- “Aileyi koruma” lafının altından yine nefret ve düşmanlık çıktı! 08 Ekim 2022 00:45
- Başörtüsü istismarında at başı gidenler 06 Ekim 2022 04:28
- Bizi kim öldürüyor? 05 Ekim 2022 05:18
- ‘Sözleşmeden vazgeçmiyoruz’ demek ‘Tek adam yönetimini tanımıyoruz’ demek 21 Temmuz 2022 05:00
- Beşikten mezara rehineliğin adı: Çocuk yoksulluğu 15 Nisan 2022 00:55
- Emma’dan Emine’ye... 10 Mart 2022 23:56
- Kadın dostu postunda emekçi kadın düşmanlığının şahikası: Farplas 18 Şubat 2022 01:20
- ‘Küçüğün rızası’ diyen Bakan çocukların nafakasına göz dikti 11 Şubat 2022 00:00
- Cezaevlerine göz kulak olmak, dillerimizi koparamasınlar diye dil olmak... 28 Ocak 2022 05:00
- 6. Yargı Paketi tehlikesi: Nafaka hakkına saldırıda somut adımlar 07 Ocak 2022 04:54
- Geçen hafta yoksulluktan, çaresizlikten yedi çocuk öldü 24 Aralık 2021 05:00
- Asgari ücreti kadınlara lüks haline getirenler 10 Aralık 2021 04:52