06 Mayıs 2013 15:29

19. şampiyonluğun hikayesi

19. şampiyonluğun hikayesi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kadıköy’de ilan edilmiş şampiyonluk...
Burak Yılmaz, Umut Bulut, Hamit Altıntop, Nordin Amrabat, Dany Nounkeu gibi transferlerle güçlendirilmiş şampiyon kadro...
Fenerbahçe’ye karşı kazanılmış Süper Kupa...
Epey fiyakalı girdi Cimbom sezona.
Ancak yeni transferleri yeşil sahaya monte etmek kolay olmadı. İlk hafta Kasımpaşa güçlükle geçildi. Arkasından İnönü deplasmanında savunmadaki defolar ve orta alandaki mücadele eksikliği göze çarptı. Üstüne “yalnızca kolunda bir bant taşıyan kaptan” olmaktan daha ötesinde bir lider olan Tomas Ujfalusi ilk yarıyı kapattı. Ujfalusi oyunun arka alandaki lideriydi ve onun yokluğu Dany, Semih ve Gökhan Zan’ın ellerinden geleni yapmalarına rağmen sezon boyunca giderilemedi.
Ordu’daki yenilgiye başlayan 3 maçlık kazanamama serisine Şampiyonlar Ligi’nin ilk 3 maçındaki galibiyetsizlik eklendi.
Kadro daha kaliteliydi ama geçen sezonun rakip savunmaları takır takır paslarla ekarte eden Galatasaray’ını ara ki bulasın!
İlk yarının sonuna kadar bu böyle devam etti ancak Galatasaray ilk yarı boyunca liderdi. Ve bir özelliği dikkat çekiyordu. Kazanması gereken, kritik maçların hepsini kazanıyordu Terim’in öğrencileri. Şampiyonlar Ligi’nde ikisi deplasmanda çıkılan Cluj, Manchester United ve Braga maçları... Ligde Fenerbahçe derbisi...
İlk yarı biterken hanesinde yalnızca 33 puan vardı. Bu onu 1992/93’teki Kocaelispor’dan bu yana en düşük puanla ilk yarı lideri olan takım yapıyordu.

WESLEY, DİDİ VE İKİNCİ YARI

İkinci yarı başlarken Galatasaray Wesley Sneijder ve Didier Drogba gibi iki flaş transfere imza attı. Kasımpaşa mağlubiyeti sonrası Galatasaray yine zor durumlardan galibiyetle çıkan takım özelliğini gösterdi ve Beşiktaş’ı 2-1’le geçti. Bursaspor beraberliği sonrası ‘Eyvah’ dendi ama Aslan’ı takip edenler de devamlı tökezliyordu. Cimbom hep kontrolü elinde tuttu.
Kalan 12 haftada art arda alınan Eskişehir beraberliği ve Gençlerbirliği yenilgisi dışında 10 galibiyet aldı sarı kırmızılılar.
Üstüne Şampiyonlar Ligi’nde Schalke’yi geçip, Real Madrid’e karşı da taraftarının başını dik tutacak bir performans gösterdiler. Çeyrek final de başarıydı.

FUTBOLU ZEVK VERDİ Mİ?

Bu süreçte Galatasaray çok mu iyi top oynadı? Bence hayır. 92/93’ten beri aklım futbola eriyor ve her sezonu yakından takip etmiş biri olarak sahadaki oyun açısından en tatmin etmeyen şampiyon Galatasaraylardan birini izlediğimi söyleyebilirim. Yine de Galatasaray kazanma iradesini sahaya yansıtabilmesi, tecrübesi, zor anlarda peydah olan Terim gazı ve yıldızlarıyla şampiyonluğunu 2 hafta öncesinden, 10 puan farkla ilan etti.
Wesley Sneijder, bir türlü takıma adapte olamamasına karşın Orduspor, Kayserispor, Karabükspor gibi maçlarda kritik anlarda sahneye çıkarak rolünü oynadı.
Didier Drogba ise bambaşka bir figür, bir lider olarak kısa sürede lige damga vurdu. Attığı goller ve attırdıkları, saha içindeki heybetiyle Galatasaray tarihine şimdiden adını yazdırdı.
36 yaşında olması sözleşmesinin son yılına giriyor olması gerçekten üzücü.

SELÇUK’A AYRI PARANTEZ

Ve Selçuk İnan...
Milli takımda oynatılmamasıyla başlayan bir sezon...
Başlarda temposu düşüktü ancak haftalar ilerledikçe takımın sesi çok çıkmayan, gizli lideri olarak devleşti. Yeri geldi –Schalke karşısında olduğu gibi- orta sahanın tüm defansif yükünü çekti, yeri geldi en kritik frikiklere, penaltılara, ara paslara imzasını attı. Ödülünü de şampiyonluğun kazanıldığı Sivas maçında aldı belki de. O 2 gol, ne gollerdi öyle...
Felipe Melo’nun ikinci yarıda birden yükselen performansı, Burak Yılmaz’ın Lig ve Şampiyonlar Ligi’nde kaydettiği toplam 30 gol ve elbette Fernando Muslera’nın belki de astronomik bir bonservisle sezon sonu takımdan ayrılmasına yol açabilecek panterliği şampiyonlukta unutulmaması gereken diğer notlardı.

SENEYE NE OLUR?

Galatasaray’la 8. sezonunda 6. şampiyonluğunu yaşayan Fatih Terim’in gelecek sezon kadroyu nasıl güçlendireceği, yıldızlarını elinde nasıl tutacağı ve Wesley Sneijder’in takım oyununa nasıl kazandırılacağı Cimbom’un 2013/14 sezonundaki seyrini belirleyecek belki de.

TAKSİM MESAJI

Son olarak Galatasaray’ın şampiyonluğu sonrası binlerce kişi, İstanbul’da yaşamanın refleksiyle kendini Taksim Meydanı’na attı. Çukur, Vali ve Emniyet’in ikiyüzlülüğü gibi tartışmalara girmeyeceğim.
Bu refleksi neyin doğurduğunu; halkın neden taleplerini, mutluluğunu, öfkesini on yıllardır kitlesel olarak kentin hançeresi olan bu meydandan haykırdığını; ve bu meydanı halka kapatma isteğinin AKP açısından ne sonuç vereceğini düşünmek de Recep Tayyip Erdoğan ve kurmaylarına kalsın artık.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...