19 Nisan 2013 10:40

Kürt sorunu, Kürt hareketi ve 'sosyalistler'

Kürt sorunu, Kürt hareketi ve 'sosyalistler'

Fotoğraf: Envato

Paylaş

KCK Yürütme Kurulu Üyesi Zübeyir Aydar’ın “Sosyalist arkadaşlarımızdan bahsediyorum” diyerek “Şunu anladım ki, bizi yakından tanıdığını zannettiğimiz kesimler de bizi tam anlamamış, hayret ettim” açıklaması Kürt sorununun barış, demokratik çözüm, eşitlik haklar ve özgürlük için yıllardır mücadele eden ve Kürt hareketi ile her dönem ortak platformlarda birlikte olan örgüt ve partilerin tepkisine neden oluyor. Ezgi Başaran’ın köşe yazısına konu olan ve çarşamba günü Radikal gazetesine manşet olan “Sosyalistler bizi anlamıyor” açıklaması, başta HDK bileşeni partiler olmak üzere bir çok çevre tarafından tartışılıyor.
Zira son zamanlarda Kürt hareketinin çeşitli düzeylerdeki temsilcilerinden bu tür ifadeler ve değerlendirmeler sıkça görülür oldu. Neredeyse en ufak eleştiri ve uyarı bile bu kapsamda değerlendiriliyor. Sanıyorum yine Ezgi Başaran’ın Ahmet Türk ile yaptığı bir görüşmede de Türk, “Sosyalist dostlarımız ‘Kürtler bizi satıyor’ demesin. Biz çok acılar çektik. Bizi de anlayın. Bu fırsatı kaçıramayız.” demişti. Bu konu  PKK’nin yetkili birçok ismi tarafından da değerlendirildi. Kürt hareketi ile gerçek anlamda sosyalistler arasında böyle bir tartışma yaratılmak istenip istenmediğini bilmiyoruz, ancak, Kürt hareketinin söz konusu “yakından tanıdığı sanılan” sosyalistler kimler ise, bunlar somut olarak aktarılmalı ve toptancı değerlendirme ve yaklaşım yapılmamalıdır.
Elbette, her ülkede olduğu gibi, Türkiye’de de “sol”, “sosyalist”, “komünist” ismiyle anılan, ya da kendisini böyle isimlendiren oldukça fazla örgüt ve parti bulunuyor. Ancak “solcu”, “sosyalist”, “komünist” unvanı olmak kolay olsa da, konu, “ulusal” olunca işlerin nasıl sarpa sardığını Kautsky’den bu yana biliyoruz. Bizde de, konu Kürt sorunu olunca, bu sıfat sahiplerinin bir bölümünün en azından “kekelemeye” başladığın görüyoruz.
Ancak konu, Kürt sorunu olunca, eğip bükmeden, gerekçeler yaratmadan, üzerinden atlanmadan, “şovenist ya da şovenizmin etkisindeki kesimlerce söylediklerim nasıl karşılanır” hesabı yapmadan, açık ve net bir tutum alamıyorlar. Bu tavır, 30 yıllık silahlı mücadele döneminde PKK ile ilişkilerde, Kürt siyasal hareketine karşı tutumda ve Kürt halkının kimlik, ana dilde eğitim, siyasi statü ve kaderlerini ellerine alma mücadelesinde de çarpıcı bir biçimde görüldü. Kimi, PKK’nin şu ya da bu yanlışından, kimi etkisi altındaki ‘resmi ideoloji’den, kimileri, CHP’nin yörüngesinden kurtulamamaktan, kimileri de resmen “Türk ulusalcısı” olduğundan dolayı Kürt sorununa uzak durmayı yeğledi. Kimi sorunu “sosyalizme havale” etmeyi kimileri statükonun yanında durarak bir şeyler söylemeyi, iki arada bir derede kalarak sorunu geçiştirmeyi denedi.
Temelleri Şefik Hüsnü TKP’si tarafından atılan ve ardı sıra gelen hemen tüm siyasi çevreleri etkisi altına alan “Kemalist”, “Türk ulusalcısı”, şoven sol bir “gelenek” ne yazık ki süregeldi. “Sol”ve sağ şekilleniş,  “Laik ve şeriatçı” toplum mühendisliği de buradan beslenip şekil buldu. Gerçek şu ki, sistem solculuğundan köklü kopuşu her hareket başaramadı. Bu gün hâlâ “barış ve demokratik çözüm” adı ile anılan yeni gelişmeler karşısında da bin dereden su getirerek, dünyanın tüm meselelerini konu edip, Kürt halkının haklı ulusal taleplerini bir ayrıntı haline getirerek değerlendirmelerde bulunmanın nedeni de, bu ideolojik prangalarla yaşamaya son verememekten olsa gerek.
Ancak Kürt sorunu karşısında eğmeden bükmeden tutum alan ve bunu her koşulda sürdüren sosyalistler ile “sol” ulusalcı, vd. “sosyalistleri” aynı kaba koymak doğru bir tutum değil. AKP’ye tapma derecesindeki liberalleri ise süreci anlayanlar olarak taltif etmeye de gerek hiç yok.
Tüm bunları şunun için yazıyoruz; evet, bu gün içinden geçtiğimiz koşullarda hâlâ Kürt sorununda doğru tutum almayan, alamayan “sol” ve “sosyalistler” var. Hiçbir zaman almayacak bu etiketleri taşıyanlar da olmaya devam edecek. Ancak bunlara ilişkin eleştirisi ya da sözü olanlar daha açık belirtmelidir. Kim, hangi örgüt ve hangi parti olduğu açık bir biçimde belirtilerek konuşulmalıdır. Değilse, aynı torbaya koyarak, sosyalistleri şamar oğlanına çevirmek doğru olmasa gerek.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...