03 Nisan 2013 10:54

Yerel yönetimler meselesi

Yerel yönetimler meselesi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bazı kişiler vardır, çok iyi yazarlar ya da konuşurlar. Bazıları her ikisini de iyi yapar. Liselerde bir zamanlar münazaalar yapılırdı. Bir meseleyi bir grup savunur, diğer bir grup ise eleştirir, aksi görüşü savunurdu. Yarışma sonunda kimin haklı ya da haksız olduğuna değil, kimin konusunu iyi savunduğuna göre galip ilan edilirdi.
Barış sürecinde, yeni anayasanın tartışıldığı günlerde çeşitli siyasi odakların temsilcileri, sözcüleri liselerdeki münazaalara benzer bir tartışma yürütüyor. TV’lerdeki tartışmaları izlerken, bazen tamamen karşı olduğum görüşleri dahi bazı hatipler öyle savunuyor ki, “Acaba?” diye düşünmekten kendimi alamıyorum.
Oysa, gerçekler basittir. Ve, yukarıda sözünü ettiğim konuşmacılar çoğu zaman basit gerçekler hakkında tek kelime etmeden saatlerce konuşabilir, sayfalarca yazabilir.
Örneğin, yerel yönetimler meselesi.
Yerel yönetimler düzeninde, yerel yönetimlerin inisiyatiflerin arttırılmasını isteyenler var; yerel yönetimlerin inisiyatiflerinin mümkün olduğunca kısıtlanıp, merkezi yönetimin güçlendirilmesini savunanlar var.
12 Eylül Rejimi merkezi yönetimi mümkün olduğu kadar güçlendirmiştir. Merkezi yönetimde de, Cumhurbaşkanlığı, MGK, YÖK, RTÜK, Diyanet İşleri Başkanlığı vb. kurumlarla hükümetlerin dahi üstünde, askerin belirleyici olduğu bir sistem kurmuştur.
Aslında 12 Eylül Darbesi’nden sonra uygulanan fiili yönetimi legalize etmiştir.  Darbenin hemen ertesinde belediyelere emekli subayları başkan olarak atayan Cunta yönetimi, eğer mümkün olsa bunu da yasal düzenlemesini yaparak devam ettirecekti. Ama, öyle bir düzenleme yaptı ki, yerel yönetimler merkezi idarenin izni olmadan adım atamaz hale getirildi. İçişleri Bakanları belediye başkanları üzerinde demoklesin kılıcı gibi sallanıp durdu. Bugün AKP Hükümeti tarafından CHP’li belediyelere yapılan operasyonlar bu yasal düzenlemenin sonucudur. Keza, Dikili Belediye Başkanı’na yapılan zulüm de…
Yerel yönetimlerin yeni anayasada nasıl düzenlenmesi üzerine kalem oynatanlar ya da söz edenler öncelikle 12 Eylül Rejimi’ni, mevcut düzeni onaylayıp onaylamadıklarını açıklayarak söze başlamalıdır. 12 Eylül Rejimine hayır diyenler ise nasıl bir yerel yönetim istediklerini ana hatları ile belirtmelidir.
Tartışmacıların genellikle adını zikretmedikleri, ama tartışmanın asıl subjesi olduğu herkes tarafından bilinen konu Kürtlerin taleplerinden biri olan özerklik meselesidir. Öyleyse, üçüncü olarak, bu konuda fikir beyan edenler şu sorulara yanıt vermelidir. Kürtlerin çoğunlukta oldukları illerde (Elbette düzenleme bütün iller için geçerli olacaktır ama konu Kürtlerle ilgili olmasaydı verilen cevaplar büyük ihtimalle çok farklı olacaktı) halkın valiyi seçme hakkı olmalı mıdır, olmamalı mıdır? Kürtlerin çoğunlukta olduğu illerde İl Meclisleri ve İl İdareleri eğitim, sağlık ve kolluk hizmetlerini düzenlemeli ve yürütmeli midir, yürütmemeli midir? Kürtlerin çoğunlukta olduğu illerde, illerin gelirleri İl Meclisi ve İl İdareleri tarafından kullanılmalı mıdır, kullanılmamalı mıdır?
Asıl, gerçek sorular bunlardır ve saflaşma bu sorulara verilecek yanıtlara göre olacaktır.
Yerel yönetimlerin inisiyatiflerinin artırılmasının çeşitli zaafları yok mudur? Elbette vardır. Bütün yönetimlerin zaafları vardır. En demokratik olan yönetimler dahi istismar edilebilir. İstismarı önlemenin en önemli unsurlarından biri halkın yönetime katılmasının önünü açmak ve halkın denetimini sağlamak için gerekli mekanizmaları oluşturmaktır.
İllerin gelirlerine sahip çıkması bazı iller açısından ilk başlarda olumsuz olabilir. Bu olumsuzluk merkezi yönetimin bu illeri sübvanse etmesi ile giderilecektir.
Uluslararası sermayenin yerel yönetimler üzerinden hesaplarının olması ise yerel yönetimlerin inisiyatifinin artması ve halkın kendi kendini yönetmesi için henüz çok yetersiz de olsa bazı haklar elde etmesi ile ilgili bir konu değildir. Bugünkü mevcut sistemde, 12 Eylül Rejiminin en merkezci sisteminde dahi uluslararası sermaye önündeki engelleri  işbirlikçilerinin eliyle birer birer aşmıştır ve bir ihtimal olarak söylenenlerin zaten çoğu gerçek olmuştur.
Emperyalistlere ve işbirlikçilerine karşı mücadele yerel yönetimlerde halkın yönetime katılımının arttırılması ile daha güçlenecektir.

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...