01 Mayıs 2011 12:03

Bürokrasinin çarkı…

Bürokrasinin çarkı…

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İşte ÖSYM. İşte YSK. Bürokrasi. Birileri alınıp başlarına atanıyor ve uygulamaları kanun hükmünde oluyor. Ne denli halka, demokrasiye, hukuka karşı kararlar olursa olsun geçerliliği tartışılamıyor. Ancak yeterince güçlü eylemli tutumla uygulandığında olacakların algılanması sağlandığında kararlardan dönülmesi mümkün olabiliyor. YSK’nın veto kararında olduğu gibi. Altından kalkılamayacağı anlaşıldığında yine hukuk ve demokrasi tanınmadan “yaptım oldu” türünden karar değiştiriliyor.
Ya da ÖSYM. ‘Allem kallem’ YGS sonuçları açıklandı. Göz göre göre ve “yanlışlıkla şifrelendi” denmesine rağmen!
Kime karşı sorumlu bu kurumlar? Halka karşı mı? Olmadıkları kesin. Halk belirlemiyor ki bürokratları. Halk ne seçiyor, ne de değiştirebiliyor! Kim seçiyor peki? Kendi aralarında üst bürokrasi ve iktidar ipini ele geçirenler.
Bakın örneğin Yargıtay Başsavcısı’nın görev süresi doldu ve yerine yenisi seçildi. Seçildi mi? Ve kim seçti.? Seçilmedi. Bu net. Atandı!
Atanma, Yargıtay’ın belirlediği 5 hakim arasından yapılacak. Kim yapacak? Cumhurbaşkanı! Halk nerede? Nerede dahil olacak “halkın egemenliği” denen demokratik işleyişe? Olacak mı? Hayır olmayacak! Olmuş sayılacak. Hani cumhurbaşkanını “halkın seçtiği” vekiller seçiyor ya! Cumhurbaşkanları seçilip geliyor ve tıpkı mahkemeler gibi “millet egemenliği”ni temsil ettikleri ileri sürülüyor. Onun ya da başka durumlarda “seçilmiş” hükümetin seçtikleri, yani atadıkları dönüp millet ve halk adına kararlar veriyor ve halkı yönetiyor, yargılıyor, iktisadi, siyasi vb. yaşamını düzenliyorlar. Bütün kararları onlar alıyorlar.
Yasama da var, var olmasına. Hep izliyoruz Meclis’te kararların nasıl alındığını. Hele bazen beşer dakikalık konuşma hakkı oluyor. Sonra eller indirilip kaldırılıyor. Bitiyor. Düşünmek bile gerekmiyor! Kim hazırlıyor çıkacak kararları? Yine bürokratlar! Asker ve sivil bürokrasi düzenin temel direği. Devletin asıl kurumları.
Eskiden Kemalist bürokratik diktatörlük derdi liberaller. Karşı çıkarlardı! Sorun olan, Bonapartist bürokratik diktatörlük derlerdi. Askerler karşısında AKP mesafe alınca bürokrasi sorunu hallolmuş olmalı ki, aşırı sivri YSK kararı bir yana bırakılırsa sesleri çıkmıyor. Çözüldü mü, bitti mi?
Cumhurbaşkanı, Belgrad dönüşü, askeri darbeler döneminin kapandığını söyledi. “İç hizmet yönetmeliği”nin ünlü 35. maddesi de değiştirilirse sorun kalmayacakmış. Öyle mi? Koşulları oluştuğunda halkın darbelenmesi ihtimalinin kalkmayışı bir tarafa, askeri bürokrasinin sonuna mı gelindi yani?
Sorun şimdi darbeleri ÖSYM’nin, YÖK’ün, YSK’nın ya da hükümetin vuruyor olmalarından ibaret de değil. Bu kurumların ve benzerlerinin, içişleri, dışişleri, adliye, “emniyet” makamlarının başına hükümet yandaşı/yanlısı bürokratların getirilmesiyle sınırlı değil sorun. Evet, önemli sayılan liyakat değil atamalarda. Öyle dendi, ama hiçbir zaman da olmadı. Yargıtay Başsavcılığı’na kimin atanacağını göreceğiz örneğin. Yargıtay’ın belirlediği beş adaydan biri diğerlerine en az 150’e yakın fark atmış. Hükümetin adayı olduğu söylenenle arasında daha fazla fark var. Ancak sorun, hangisi atanırsa atansın, atanacak olmasında. Sorun, halk tarafından seçilmeyecek olmasında.
Bürokrat, kim olursa olsun, halktan kopuk “görev”e getirilmektedir. Halkın derdini nasıl dert bilecektir? Olanaklı mıdır? Çark, halkla bağlantısızdır ve bu nedenle halka karşı dönmektedir.
Askerler, koşulları yoktur darbe yapamazlar ya da vardır yapabilirler. Ama ayrıcalıklarıyla farklıdırlar. Halk tarafından seçilmemektedirler. Subayları örneğin askerler seçmemektedir. Üstüne bir de MGK vardır, YAŞ vardır, özel mahkemeleri vardır. Sıkıyönetim’de tüm yetkiyi ellerinde toplamaktadırlar.
Şimdi bir de CHP’den başlayarak ileri sürülen askerliğin kısaltılması önerisi gelip “profesyonel askerlik”e bağlanmıştır. Tüm partiler hemfikirdir. Zaten başlamıştır uygulama: Savunma Bakanı “Güneydoğu’da altı tümen tamamen profesyonelleşti” diye açıklamıştır. Paralı askerlik, halktan kopuşun son noktasıdır!
Seçimlerde de temel sorun bu olacak: Halkın egemenliğinin önündeki engeller…

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...