21 Mart 2013 03:27

CHP neye karşı?

CHP neye karşı?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kritik zamanlar dışında siyaset yapmak kolaydır. Genel şeyler söyleyebilirsiniz, halkın nabzına göre şerbet verebilirsiniz; ama, öyle zamanlar gelir ki, bunların hiçbirini yapamazsınız ya da yapsanız bile pratik adımlarınız sizin asıl niyetinizi, kimliğinizi ortaya çıkarır.
Böyle durumlara çok bilinen bir örnek olarak birinci Emperyalist Paylaşım savaşı sırasında sosyal demokrat partilerin tavrı ve durumu örnek verilebilir. Savaş öncesi, çok devrimci, işçi sınıfından yana, emperyalizme ve kapitalizme karşı olduğunu söyleyen parti ve kişiler, “yurt savunması” falan gibi sahte gerekçelerle ülkelerindeki emperyalist-kapitalist egemen sınıflardan yana tavır almışlar ve onların başka halkları katletme, ezme ve sömürgeleştirme politikalarını desteklemişlerdi.
CHP de, bir süre önce Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olduktan sonra lafızda ezilenden yana, demokrasiden ve özgürlüklerden yana tavır aldığını ilan etmişti. Ama, iş kritik bir zamanda, eyleme gelince gerçek yüzünü açığa vurdu.
Peki CHP’nin gerçek yüzünü ortaya çıkaran turnusol kağıdı, kritik mesele neydi? Elbette tahmin edilebileceği gibi Kürt Meselesi.
CHP, Silivri Davalarındaki hukuksuzluklardan, savcıların yasalara aykırı davranışlarından vs. yakınıyor. Doğrudur. Herkes bunu görüyor ve eleştiriyor. Yakınıyor. Ama aynı CHP, KCK Davalarında ve diğer bütün siyasi davalarda da aynı hukuksuzlukların yapıldığını, savcıların aynı şekilde davrandığı görmezden geliyor.  O zaman, herkes anlıyor ki, CHP aslında hukuksuzluklara, yargı sistemindeki adaletsizliklere değil de, Silivri’ de yargılanan kişilerin yargılanmasına itiraz ediyor.
Ergenekon, Balyoz gibi davalarda yargılananlar da siyasi taktiklerini bu temel üzerinde oluşturmuşlar. Yargılamalarındaki hukuksuzlukları kamuoyuna yaygın bir şekilde anlatarak, masumiyetlerine kamuoyunu ikna etmek ve böylece halkın desteğini arkalarında toplamak. CHP’nin yardım ve desteği onları güçlendiriyor.
CHP’nin desteklediği ve AKP’den endişe eden yurttaşların ehveni şer diye belki de yanına savruldukları kimseler Veli Kücük, Kemal Kerinçsiz, Kemal Gürüz, özel kuvvetlerin subayları vb. dir. Ergenekon ve balyoz gibi davalar açılmadan ve bu kişiler tutuklanmadan önce, bugün onlara (CHP’nin de inkar edilemez gayreti ile) destek verenler, yukarıda saydığımız kişilerin faili meçhul cinayetler, kayıplar vb. nedenlerle yargılanmasını ve cezalandırılmasını talep ediyordu.
CHP’nin gerçek yüzünün açığa çıktığı ikinci kritik konu da müzakere ve çözüm süreci adı verilen sürece karşı tavrıdır. CHP, bu sürece karşı çıktığına göre, demek ki bugüne kadar barış, akan kanın durması, Kürt meselesinin çözümü vb. konularda doğruyu söylemiyordu.  Demek ki, CHP’nin de safı Silivri’de yargılanan ve Kürt Meselesini son direnen Kürt’ün direnişi kırılıncaya kadar şiddetle çözme stratejisi izleyenlerin yanıydı.
Bizlerin, demokrasiden ve özgürlüklerden yana olan herkesin, CHP’li olup bizim gibi düşünenler de dahil; yapmamız gereken, emperyalizmin işbirlikçisi, patronların hükümeti AKP’ den kurtulma ve halkın kendi iktidarını kurma mücadelemizde  askere, askeri darbelere, işkence, faili meçhul cinayet vb. insanlık suçu olan fiilerin faillerinden medet umulamıyacağını herkese anlatmak olmalıdır. İki taraf da emekçilere, Kürtlere, Alevilere, kadınlara, gençlere yani halka düşmandır. On yıllık AKP iktidarı da, ondan önce ki iktidarlar da, askeri darbe yönetimleri de aynı şeyleri yapmıştır. AKP’ nin yerinde şimdi Silivri’ de yargılananlar iktidarda olsa ya da CHP iktidarda olsa bugün AKP’ nin yaptığından farklı şeyler yapmayacaktır.
AKP’ nin on senedir uyguladığı neoliberal ekonomik politikaların mimarı sosyal demokrat Kemal Derviş’ tir. On yedi bin faili meçhul cinayet, gözaltında kayıp, işkence, köy boşaltma ve her türlü zulmün yapıldığı dönemlerin bir kısmı SHP, CHP ve DSP gibi şimdiki CHP’ nin önceli partilerin iktidarda olduğu zamanlardır.
Bugün siyasette üç ana akım vardır. AKP, CHP artı Silivri mahpusları; bir de demokrasi güçleri. Son on yıldır ve öncesi, demokrasi ve özgürlükler bağlamında kazanılan ne varsa, bu üçüncü akımın, cephenin; demokrasi güçlerinin mücadelesi sonucu kazanılmıştır.

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...