12 Şubat 2013 10:54

Anne ben barbar mıyım?

Anne ben barbar mıyım?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

‘Anne ben barbar mıyım” şair Lale Müldür’ün kitabının adı. Bu yılki Bienalin, kentsel dönüşüm olarak belirlenen temasına başlık olarak bu kitabın adı seçildi. Bienaller giderek Türkiye’de de önemli bir sanatsal etkinlik haline geliyor ve hem burada sergilenen “iş”lerin niteliği hem temaları hem de sponsorluğunu üstlenen tekeller nedeniyle çok da tartışılıyor. Nitekim bu yıl da sunuş toplantısından itibaren Bienal, sanat çevresinin gündemine yeniden girdi.
Nasıl girmesin; “sorguluyoruz” diye biten cümlelerin çokça yer aldığı bildiriyle duyurulan Bienalin sponsoru olan kimi holdinglerin kentsel dönüşümden rant sağlıyor olması bu sanat etkinliği hakkında duyulan kuşkuları bir kez daha pekiştirdi. Küratör Fulya Erdemci’nin metninde geçen “Kentin yeni özneleri -yeni mimari yönetmeliklerin içerdikleri ve dışladıkları, kalmasına izin verilenler ve bir kere daha barbar ilan edilenler açısından- kentin geleceği nedir?” cümlesine bakılırsa kentten kovulan barbarlar; yani emekçiler ile kalmasına izin verilenler arasındaki çatışmaya sanat cephesinden bir yumuşatıcı ayar çekiliyor, Bienal sayesinde. Yani sanatçı ya yersiz yurtsuzlaşmaya tepki göstermeye devam ederek barbar kalacak ya da kentsel dönüşümü mazur görerek uygarlaşacak! Bienalden yapılan ayardan maksat bu. Kentin yeni özneleri denen kesim de zaten malum: artık finans merkezi haline gelen bir kentin en merkezi yerlerine, buralar boşaltıldıktan sonra kurulacak olan finans burjuvazisi ve onlar için düzenlenen hizmet sektörü... Rantsal dönüşüme karşı mı çıkıyorsunuz ama o zaman barbarsınız!
Hadi öyle misiniz değil misiniz sorgulayalım!
Daha Bienale çok var, sonbaharda yapılacak. Ama o zamana kadar düzenlenen toplantılar ve etkinliklerde sanatçılar ve kamuoyu sanatsal bir nezaketle iki yüzlü tekelci sermayenin konseptinde ağırlanacaklar... Kentsel dönüşüme bir başka gözle bakmaya ufaktan ufaktan alışacaklar artık... Boşuna mı sorguluyoruz!
Sanatçı naif insandır dayatmalara gelemez. Ona bir fikir dayatamazsınız, o soru sorarak, sorgulayarak gerçeğe ulaşmak ister. Bazen sorgulama süreci sonsuza kadar uzayabilir; Bienalin de yatırım yaptığı yer tam da burası. Rantçı Bienal sponsorları için sonsuza kadar sorgulamak kentsel dönüşümün ne menem bir bela olduğuna ikna olmaktan daha iyidir çünkü.
Ancak rantsal dönüşümün siyasi aktörleri için aynı naiflikten söz edilemez. , ’da  İl Danışma Meclisi Toplantısında konuşan Başbakan konuya bodoslama dalmış ve demiş ki,  “İstanbul nasıl ki kökleri Osmanlı’da olan bir ulu çınarsa AK Parti de bu ulu çınardan gıdasını alan bir harekettir.” Biliyoruz bu gıdadan sadece AKP Hükümeti ve temsil ettiği sermaye sınıfı beslenmeyi istiyor bir tek... Gerisi barbar kalacak olanlar zaten, yani kentten kovulmayı hak edenler. Devam ediyor Başbakan: “Taksim Kışlası’nın aslını inşa edilmesini istiyoruz, birileri de karşı çıkıyor. İstanbul’daki kurul. Ama bu kurulun üstünde bir yer var. Ankara’da. İnceleyecek kurulun kararını. Ret verecek bitecek bu iş... Trafik de alta alınınca siz İstiklal caddesinde rezidansından AVM’ye, müzeye burası farklı bir çekim alanı olacak.”
Hadi sorgulayalım... İstanbul kimin için bir çekim alanı olacak? Hah işte bunu bir kurul sorgulamış...Da, sorgulamış, incelemiş ve reddetmiş ne yazar. Var Ankara’da bir üst kurul... Onun da üstünde bir hükümet. Ne dersen de, ne kararı verirsen ver bozulacak.
Şimdi bu durumda niye barbar olup olmadığını annesine sorma yükümlülüğü, ben kurul kararını kaale bile almam diyen Başbakan’a, İstanbul’un arazilerini yağmalayan sermaye gruplarına düşmüyor da kentin yoksullarına, emekçilerine, sanatçısına düşüyor hiç anlaşılır gibi değil.
Aynı konuşmada Erdoğan Mehmet Akif’ten şöyle dizeler okudu: “Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum/ kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boynum!”
Gene geldik aynı arabesk; hem kırıcı hem kırılgan, hem zalim hem mazlum moduna.
İstanbul İstanbul olalı, “barbar” varoşlarından bile böyle arabesk bir ses yükselmemiştir.
Hadi sorgulayalım bakalım; kim barbar kim değil.

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...