11 Şubat 2013 10:05

Rejimin aynadaki sureti: La Familia

Rejimin aynadaki sureti: La Familia

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Hafta sonunun en gergin maçı İsrail’de oynandı. 2 Müslüman futbolcuyu transfer etmesi “Beitar saftır saf kalacak” hezeyanıyla karşılanan daha sonra kulüp binası ırkçılarca yakılan Beitar Jerusalem, “Beitar’ın tam zıddı” şeklinde tanımlanan Arap takımı Bnei Sakhnin’le karşı karşıya geldi.
Bnei Sakhnin, İsrail 1.ligindeki tek Arap takımı olarak “Arapların gururu” olarak adlandırılıyor. Kulüp, Araplarla Yahudilerin birlikte oynamasını yüreklendiren yapısıyla biliniyor. Bu özellikler, Beitar Jerusalem’in ırkçı taraftar grubu tarafından “Teröristler” şeklinde nitelendirilmeleri için yeterli.
Son dönemde gündeme oturan Beitar Jerusalem’in taraftarları genellikle Ortadoğu’daki ülkelerden İsrail’e gelen Mizrahi Yahudilerinden oluşuyor. Mizrahiler biraz daha milliyetçi olmalarıyla tanınırken Beitar’ın sorun çıkartan taraftar grubuysa basmakalıp yargıların tamamen dışına taşıyor.
La Familia adlı taraftar grubu, yeryüzündeki en ırkçı taraftar grupları listesinde başa güreşiyor. Araplar, Müslümanlar ve siyahiler baş düşmanları. Irkçılıkları stadyum içerisiyle sınırlı değil. Saldırılarını fiziki şekilde dışarıda da sürdürüyorlar. Son olaylar patlak verdikten sonra birçok Beitar Jerusalem taraftarı La Familia’nın yaydığı kötü şöhretten şikayet etti. Guardian’a konuşan kulübün genç takım antrenörü Barbara Barashi’nin şu sözleri önemli: “Hepimizin onlar gibi olduğunun düşünülmesini istemem. Ben öğrencilerime herkesin eşit olduğunu öğretiyorum.”
“Arap Müslümanlarla Avrupalı Müslümanlar farklıdır” diyerek güya taraftarlarını sakinleştirmeye çalışan Beitar Jerusalem’in A takım antrenörü Eli Cohen’in 100 yıl ilerisinde bir tavır.
Maça gelecek olursak; Bnei Sakhnin 2-0 öne geçmesine rağmen son 20 dakikada yediği gollerle deplasmandan beraberlikle ayrıldı. 700 polisin görev yaptığı maçta 35 taraftar stadyuma alınmadı. La Familia’dan olduğu tespit edilenlere müsamaha gösterilmedi. Ancak burada da “İsrail eşitliği” söz konusuydu. Stadyuma sokulmayan 35 kişiden 20’si Bnei Sakhnin, 15’i evsahibi Beitar Jerusalem taraftarıydı. Maçın en ilginç anı transferi olay yaratan Çeçen Müslüman oyunculardan Gabriel Kadiev’in oyuna girdiği 80.dakikaydı. Haaretz’e göre tribünlerin bir kısmı Kadiev’i ıslıklarken, büyük çoğunluk alkışlarla destek verdi.
Sene 2013 ve insanoğlunun hâlâ ırkçılık, milliyetçilik gibi dertleri var. Yukarıdaki tüm satırlar aslında büyük bir acıyı, 2 halkın trajedisini yansıtıyor. Yahudi olsun, Arap olsun, İsrail’de hayata gözlerini açan her insan, bu ideolojinin kurbanı.
Bu tip ulusal eşitsizliğe dayanan siyasi rejimler, artık geleneksel yapı mevcut durumuyla yola devam edemeyecek bir hale büründüğünde “açılım” yoluna gider. Bu süreçlerde egemen taraf, ona iktidarını sürdürme fırsatı da veren ayrıcalıklarından en az ödün vererek masadan kalkmak ister. Gerçekten “eşit” olmak onun için bir yenilgidir çünkü. Bu yolda en büyük destekçileri, daha önce senelerdir milliyetçilikle zehirledikleri insanlardır. Beklentiyi(eşitliği) asla karşılamadığı halde, “ehven-i şer” kategorisinden kabul ettirmeye(dayatmaktır onun aslı) çalıştıkları sözde açılımlarında hep halkı işaret ederler: “Halk milliyetçi, halk tepki gösterir. Yavaş yavaş olacak bu işler. Sabredin(hele biat edin de).”
Bu hikaye kuşkusuz size tanıdık gelmiştir. Ezen ulus politikalarının meşruiyet sağlayıcısı olarak İsrail halkı da Türk halkı da adeta özenle yetiştirilmiştir. Bizde artık mızrak çuvala sığmıyor. Batı’da gittikçe daha çok kesim “gerçek eşitlik”, “barış”, “çözüm” taleplerini AKP’nin sınırlarına hapsolmadan dile getirebiliyor. İsrail halkı bu tarih öncesi sorunla yüzleşmeye kalktığında bizden örnek alacağı çok şey olacak.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...