26 Aralık 2012 15:02

Başbakan'ın yumuşak karnı

Başbakan'ın yumuşak karnı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Birkaç gün önce Başbakan bu kez NTV tarafından ağırlandı. Yandaş medya Başbakan ile röportaj yapmak için yarışıyor. Çanak sorular, sıkışma anlarında geçiştirmeler vs. vs.
Her biri birer Ulusa Sesleniş programı. NTV röportajında açıkça görüldü ki, Başbakan’ın yumuşak karnı Roboski (Uludere) Katliamı’dır. Sorulmadı denmesin diye adeta yarım ağız “Uludere Olayı”nı da sordular gazeteciler Başbakan’a, Başbakan bu soru için hazırlıklı olmasına rağmen, yüzünün şekli değişti, kendinden emin havası birden yok oldu, adeta sorgu hakimi karşısındaymışçasına inandırıcı olmaya aşırı gayret göstererek ama yüzüyle doğru söylemediğini belli ederek bir cevap verdi. Aslında usta gazeteciler, Başbakan bu soruya cevap verirken kamerayı başkasına çevirmeyi akıl edememişti. Programdan sonra, “niye bunu yapmadık” diye üzüldükleri kesin. Kamerayı başkasına çevirmeyi akıl edemediler ama “Uludere Sorusu”ndan hemen ustalıkla başka sorulara, ODTÜ ve “Böcek” sorularına geçiverdiler.
Soruşturması yargıda devam eden her konuda iştihayla konuşan Başbakan “Uludere” söz konusu olunca “konu yargıda, konuşmak doğru olmaz” bahanesine sığınmaya çalıştı. Yargıda olan neydi? Uludere’de kaçakçılık yapan köylülerin üzerine bomba yağdırma emrini kim vermişti? Köylüleri bombalayanlar kimlerdi? Yani, 34 kişiyi öldürme fiilinin failleri kimdi? Yargı bir senedir bunu bulup iddianame hazırlayamıyor. Oysa, bombaları gönderen uçakları kimin kullandığı belli. Bu pilotların bombalamak için kimden emir aldıklarını ve bu emir veren kişinin, kimden onay aldığını Başbakan’ın bilmemesi ise olanaksız. Failleri Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Hava Kuvvetleri Komutanı başta olmak üzere yüzlerce kişi biliyor. Soruşturmayı yürütenler ise, herkesin bildiğini öğrenmek ya da bulmak için bir senedir yazışmalar yapıyor.
Yargı bir konuda karar vermek istemezse böyle yapar. Ben, Sultanahmet Adliyesi’nde aynı koridordaki iki mahkeme arasında bir dosyanın, bir kapıdan diğer kapıya gitmesi için bir sene üç, dört yazışma yapıldığını bilirim.
Başbakan, bugün Uludere Katliamı’ndan kendini kurtarsa dahi, yarın bu konuyla ilgili yargılanabileceğini aklına getirdiğinden sanırım, bu soru karşısında sararıp soldu. Bugün Silivri’de yargılananlar da aklına geldi sanırım o sırada.
Orada ölenlerin bir kısmı sivil mi, değil mi? Tartışılır diyor Başbakan. Ne zaman tartışılır? Öldürdükten sonra mı? Siz böyle mi yapıyorsunuz? Önce öldürüp, sonra öldürdüklerinizin terörist olup olmadığına mı bakıyorsunuz?
Askerleri etkisizleştirme politikalarına destek olmak üzere Başbakan bir zamanlar Mustafa Muğlalı olayını gündeme getirmiş ve Van’daki bir kışladan Muğlalı ismini kaldırtmıştı. Roboski Katliamı ile Mustafa Muğlalı Katliamı arasında ne fark var? Yoksa, Başbakan Uludere’de 34 köylüyü katledenlerin isimlerini kışla ya da başka resmi kurumlara vermediği için sevinmeli miyiz?
Roboski Katliamı’nın failleri sorulduktan ve yanıtı alınmadan ustaca başka konuya geçildiğinde, Başbakan yine birdenbire mağdur pozisyonuna sığınıverdi, derin devlet Başbakan’ı dinliyormuş, ODTÜ’lü öğrenciler Molotoflarla ve demir bilyeli sapanlarla Başbakan’a saldırıya hazırlanmışlarmış…
Roboski Katliamı nedeniyle hesap vermesi gerekirken, birden hesap soran ve mağdur edilen tarafına geçiverme… Güzel taktik.
Ve, bütün bir yandaş medya, Roboski Katliamı’nın yıl dönümünde “Böcek” ve “ODTÜ” tartışması yapıyor.

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...