Başbakan'ın yumuşak karnı
Fotoğraf: Envato
Birkaç gün önce Başbakan bu kez NTV tarafından ağırlandı. Yandaş medya Başbakan ile röportaj yapmak için yarışıyor. Çanak sorular, sıkışma anlarında geçiştirmeler vs. vs.
Her biri birer Ulusa Sesleniş programı. NTV röportajında açıkça görüldü ki, Başbakan’ın yumuşak karnı Roboski (Uludere) Katliamı’dır. Sorulmadı denmesin diye adeta yarım ağız “Uludere Olayı”nı da sordular gazeteciler Başbakan’a, Başbakan bu soru için hazırlıklı olmasına rağmen, yüzünün şekli değişti, kendinden emin havası birden yok oldu, adeta sorgu hakimi karşısındaymışçasına inandırıcı olmaya aşırı gayret göstererek ama yüzüyle doğru söylemediğini belli ederek bir cevap verdi. Aslında usta gazeteciler, Başbakan bu soruya cevap verirken kamerayı başkasına çevirmeyi akıl edememişti. Programdan sonra, “niye bunu yapmadık” diye üzüldükleri kesin. Kamerayı başkasına çevirmeyi akıl edemediler ama “Uludere Sorusu”ndan hemen ustalıkla başka sorulara, ODTÜ ve “Böcek” sorularına geçiverdiler.
Soruşturması yargıda devam eden her konuda iştihayla konuşan Başbakan “Uludere” söz konusu olunca “konu yargıda, konuşmak doğru olmaz” bahanesine sığınmaya çalıştı. Yargıda olan neydi? Uludere’de kaçakçılık yapan köylülerin üzerine bomba yağdırma emrini kim vermişti? Köylüleri bombalayanlar kimlerdi? Yani, 34 kişiyi öldürme fiilinin failleri kimdi? Yargı bir senedir bunu bulup iddianame hazırlayamıyor. Oysa, bombaları gönderen uçakları kimin kullandığı belli. Bu pilotların bombalamak için kimden emir aldıklarını ve bu emir veren kişinin, kimden onay aldığını Başbakan’ın bilmemesi ise olanaksız. Failleri Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Hava Kuvvetleri Komutanı başta olmak üzere yüzlerce kişi biliyor. Soruşturmayı yürütenler ise, herkesin bildiğini öğrenmek ya da bulmak için bir senedir yazışmalar yapıyor.
Yargı bir konuda karar vermek istemezse böyle yapar. Ben, Sultanahmet Adliyesi’nde aynı koridordaki iki mahkeme arasında bir dosyanın, bir kapıdan diğer kapıya gitmesi için bir sene üç, dört yazışma yapıldığını bilirim.
Başbakan, bugün Uludere Katliamı’ndan kendini kurtarsa dahi, yarın bu konuyla ilgili yargılanabileceğini aklına getirdiğinden sanırım, bu soru karşısında sararıp soldu. Bugün Silivri’de yargılananlar da aklına geldi sanırım o sırada.
Orada ölenlerin bir kısmı sivil mi, değil mi? Tartışılır diyor Başbakan. Ne zaman tartışılır? Öldürdükten sonra mı? Siz böyle mi yapıyorsunuz? Önce öldürüp, sonra öldürdüklerinizin terörist olup olmadığına mı bakıyorsunuz?
Askerleri etkisizleştirme politikalarına destek olmak üzere Başbakan bir zamanlar Mustafa Muğlalı olayını gündeme getirmiş ve Van’daki bir kışladan Muğlalı ismini kaldırtmıştı. Roboski Katliamı ile Mustafa Muğlalı Katliamı arasında ne fark var? Yoksa, Başbakan Uludere’de 34 köylüyü katledenlerin isimlerini kışla ya da başka resmi kurumlara vermediği için sevinmeli miyiz?
Roboski Katliamı’nın failleri sorulduktan ve yanıtı alınmadan ustaca başka konuya geçildiğinde, Başbakan yine birdenbire mağdur pozisyonuna sığınıverdi, derin devlet Başbakan’ı dinliyormuş, ODTÜ’lü öğrenciler Molotoflarla ve demir bilyeli sapanlarla Başbakan’a saldırıya hazırlanmışlarmış…
Roboski Katliamı nedeniyle hesap vermesi gerekirken, birden hesap soran ve mağdur edilen tarafına geçiverme… Güzel taktik.
Ve, bütün bir yandaş medya, Roboski Katliamı’nın yıl dönümünde “Böcek” ve “ODTÜ” tartışması yapıyor.
- Şaşkın ördek 23 Nisan 2024 04:32
- Barış ne zaman gelecek? 16 Nisan 2024 04:47
- Sosyalistlerin seçim çalışması nasıl olmalıdır? 09 Nisan 2024 04:42
- Seçim dersleri 02 Nisan 2024 04:47
- Moskova katliamı 26 Mart 2024 05:38
- Büyük Birader bizi gözetliyor 19 Mart 2024 04:39
- Küçülemeyen devlet 12 Mart 2024 04:52
- Etkisiz hale getirmek 05 Mart 2024 04:48
- Her şey rant için 27 Şubat 2024 08:49
- Hem yasa koyucu hem yürütücü hem de hakim 20 Şubat 2024 04:48
- İşkenceyi ve işkenceciyi aklamak 13 Şubat 2024 04:40
- Böyle demokrasi olmaz 06 Şubat 2024 04:46