Seçimler, devrim ve karşı-devrim
12 Haziran seçimlerine Kuzey Afrika ve Ortadoğu’daki Halk Ayaklanmalarının sıcak ateşi içinde giriyoruz. Amerika’da, Avrupa’da, Asya’da ve dünyanın birçok yerinde kapitalizme, sömürü ve baskıya karşı yeni mevziler açılıyor. Halklar ya ayakta, ya da ayakta olanlarla çarpıyor yüreği...
Eskiye, köhnemiş olana karşı ortaya çıkan devrimci halk ayaklanmaları Türkiye’nin sınırındaki Suriye’ye kadar yayılmış bulunuyor. Egemenler zorlanıyor. Suriye’de tüm halk, iş, ekmek ve özgürlük diyerek alanlara çıkıp, yönetimin silahlı güçlerine karşı direnirken, aynı zamanda Kürtler, kimlik, dil, kültür ve ulusal hakları için ayaklanmış bulunuyor.
Suriye Devlet Başkanı Esat’ın, “Reform başlattık, Kürtler de yurttaşlık hakkı kazanacak” açıklaması Arapları da, Kürtleri de tatmin etmiş görünmüyor. Ortadoğu’daki Halk Ayaklanmaları, İran ve Irak’ı da etkiliyor. Kürtler, Bölgesel Kürdistan Yönetimine karşı kitlesel eylemler yapıyor. Yolsuzluk, adaletsizlik, baskı ve sömürüye karşı çıkan önemli bir direniş odağı oluşuyor. İran’da da farklı gelişmelerle birlikte, Kürtler idamlara ve despotizme karşı mücadele ediyorlar.
Kuzey Afrika’da başlayıp, Ortadoğu’yu etkisi altına alan halk ayaklanmaları, Suriye’ye kadar dayanmış bulunuyor. Ancak başka bir düzeyde olmakla beraber, Türkiye’de de bir halk hareketi var. Kürt halk hareketi bu gelişmelerin dışında değerlendirilemez.
Türkiye halkları tüm gelişmeleri pür dikkat izliyor, sonuçlar çıkarıyor. Geniş kitleler indinde, Kürt halkının talepleri daha anlaşılır oluyor.
Türkiye Başbakanı ve egemen güçleri, akıl verip, “model ülke” önermelerinde bulunurken, Ortadoğu ve Afrika’daki gelişmelerin de bizi “teğet” geçeceğini ummaktadır. Ancak bizler bu kadar “iyimser” değiliz. Umuyor, diliyor ve dahası olması için çaba gösteriyoruz ki, bu halk ayaklanmaları Türkiye’yi de etkisi altına alsın. Kürt halk hareketi daha da büyüsün, düşük düzeyde seyretse de giderek işçi ve emekçileri de kapsayan, tüm Türkiye halklarının ortak direnişi ve halk hareketi olarak ilerlesin istiyoruz. Halk hareketi, “sivil itaatsizlik" büyüsün...
Kürt halkının siyasi Kürt hareketinin tutumuyla gündeme aldığı ve sürdürdüğü “sivil itaatsizlik” eylemleri, Demokratik Çözüm Çadırları, Cuma namazlarında AKP borazanlığı yapan “din görevlileri”nin arkasında saf tutmama eylemleri ve başkaca eylemleri Arap Halk ayaklanmalarından, Ortadoğu’daki devrimci halk hareketlerinden bağımsız düşünemeyiz. Dolayısıyla, 12 Haziran seçimleri sıcak bir atmosferde geçiyor ve seçim tutumunu tüm bu gelişmeleri görmeden belirlemek, sorunu dar kalıplar içine hapsetmek olur.
İşçi sınıfının devrimci partisinin seçim taktiğini belirlemede bu ve başkaca birçok faktörün rol oynaması kadar doğal bir şey olamaz. Bu mücadele, devrim ve karşı-devrim arasında cereyan eden bir mücadele olarak görülmeden, taktiklerin kıymeti de anlaşılamaz.
12 Haziran seçimlerine gerçek anlamda iki anlayış, iki parti katılıyor. Yüzde 10 seçim barajından dolayı halkın Meclisteki temsiliyetini sağlamak için Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku’nun bağımsız adaylarıyla giriliyor.
Bir yanda halkın davasının, Türkiye’nin emeğin haklarının kazanılması, demokrasi ve özgürlüğün egemen olduğu bir ülke için seçime girenler, diğer tarafta, sömürü ve baskı düzeninin bazı rötuşlar yapılarak devam etmesi için yarışan, halk iradesini gasp etmek için olmadık yalanlar söyleyen düzen partileri.
Halkın adaylarının bir araya geldiği Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku adaylarını açıkladı. Onlar emeğin, demokrasi ve özgürlüğün kararlı savunucuları, mücadelenin temsilcileri... Blok bileşenleri içinde seçime giren tek parti EMEP. EMEP adaylarını açıkladı. İşçilerin, kadınların ve gençlerin öne çıktığı adaylar sömürü ve baskıya karşı, eşitlik ve özgürlük için hummalı bir çalışma içinde olacaklar.
Emek Partisi, Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku bileşeni olarak, bağımsız adayların gösterilmediği diğer illerde işçi ve emekçilerin talepleri etrafında mücadele edecekleri ve seçime girecekleri tek parti. Emek Partisi’nin alacağı her oy aynı zamanda yüzde 10 seçim barajını anlamsız kılmayı sağlayacak. Bloku ve EMEP’i ortak tutumun bir bileşeni olarak değerlendirmek Türkiye çapında ortak bir çalışma yürütmek gerek.
Blokun bağımsız adaylarının olmadığı yerlerde, burjuva düzen partilerine, emek ve demokrasi düşmanlarına, inkarcı ve ayrımcı politikaların savunucularına karşı mücadeleyi önemseyerek hareket etmek zorundayız.
Tüm Blok bileşenleri bağımsız aday ya da EMEP ile girilen her yerde ortak hareket etmeyi, tek ses, tek merkez olmayı başarabilirlerse, bu seçimler sonrasında güçlü bir hareket olarak ilerlemeyi oldukça büyütmüş olacaktır. Blok bileşenleri il, ilçe, belde, köy, mahalle, işyeri komiteleri oluşturarak sürece müdahale edilebilir ve tüm düzen partileri karşısında demokratik bir halk seçeneği yaratabilirlerse, bu Blokun mücadeleden daha da güçlü çıkmasını sağlayacaktır.
İşçi ve emekçileri, işsizleri, köylüleri ve üreticileri sefalete sürükleyenlere, Kürtleri yok sayanlara, Alevilerin ve farklı inanç kesimlerinin haklarını teslim etmeyenlere, çevreyi yağmalayanlara, kadınları ikinci sınıf cins görenlere, gençlerin geleceğini karartanlara, sanata ve sanatçıya düşmanlık edenlere, faili meçhullerin açığa çıkarılmasını engelleyenlere, savaşı ve şiddeti tırmandıranlara karşı güçlü bir cephe oluşturmanın olanağını yaratmak için, halkımız bloğun bağımsız adaylarıyla, blok adaylarının olmadığı alanlarda ise Emek Partisi ile sürece devrimci bir müdahalede bulunacaktır.
Evrensel'i Takip Et