30 Eylül 2012 11:24

Yaşadım yaşıyorum

Kimi konular vardır, sizin o konuda ne düşündüğünüz yalnız sizi ilgilendirir.
Uygar bir ülkede, demokratik bir yönetimde bunun için sizi kimse sorgulayamaz.
Örneğin din konusu böyledir.
Kimi konularda da, toplumun ya da belli kesimin ne düşündüğü sizi elbette çok ilgilendirir.
Çünkü onların düşünceleri sizi çevreleyen ortamın niteliğini belirler.
Öyle ya, örneğin toplumun üçte biri Hitler gibi düşünsün. Geri kalanı da korkaklıklarından suya sabuna dokunmasın… Böyle bir toplumda insan gibi yaşayabilir misiniz?
Sanırım başka örnek vermeme gerek yok…
İşte bundan ötürü, kimi konularda başkalarının ne düşündüğü sizi doğrudan ilgilendirmeli diyorum.
Örneğin toplumumuzda polise güveni sarsılanlar bunu düşünmeli…
Örneğin toplumumuzda adalete güveni sarsılanlar bunu düşünmeli…
Örneğin toplumumuzda yasa yapanlara, uygulayanlara, yönetime güveni sarsılanlar bunu düşünmeli…
Bütün bu güvenler sarsıldı mı ört ki ölem mi diyorsunuz?
Hayır!
Yanlış!
Bu yazıyı yazarken TV den kulağıma bir söz çalındı.
Belki de kendi düşünceme göre değiştiriyorum, ama bilinen söz:
Bir toplumun içinde iyi ile kötünün oranı neyse, üç aşağı beş yukarı,
polisin,
adaletin,
yönetimin içinde de odur.
Biz sağlıklı düşünenlerin çoğalmasını istiyoruz.
Biz bütün insanların eşit vatandaşlar oldukları bir toplumda insanca yaşamak istiyoruz.
İnsanların aydınlandıkça bunun gerçekleşme yoluna gireceğine inanıyoruz.
Bütün vatandaşlar arasında hiçbir ayrım istemiyoruz.
Kimsenin, kimsenin omzuna binmediği,
 herkesin tüm vatandaşlığını eksiksiz yaşayabildiği bir ülke olmasını istiyoruz vatanımızın.
Kimsenin can almağa kalkışmadığı bir toplumda yaşamak istiyoruz.
Sevgi ortamında yaşamak istiyoruz.
Bu ortamın yaratılabileceğine inanıyoruz.
 Buncası yeter…
Çok mu zor?
Kolay mı sandınız?
Elbette zor!
Ama burada doğduğu için kendini mutlu sayan biri olarak, bir gün bu söylediklerimin gerçek olmasına, okyanusta bir damla ölçüsünde de olsa katkıda bulunabilmek için yaşadım, yaşıyorum.

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et