Vicdani reddin reddi
Fotoğraf: Envato
Vicdani reddin reddi nelere yol açıyor, gürünüz. Eskişehir’de görülen ve bugün de (27 Eylül 2012, Perşembe) yeni bir duruşması daha yapılacak olan iki dava var.
İlki kamuoyunda “Herkes bebek doğar” davası olarak biliniyor. “Ya ne olarak doğar, ne var bunda?” diyebilirsiniz. Diyoruz da insanlar “Herkes bebek doğar, asker doğmaz” dedikleri için suçlanıyorlar. Böyle bir durum var. Bir iki duruşma önceydi. Eskişehirli üç kadın, asker değil bebek doğurduklarına dair tanıklıkta bulundular.
Saçmalık, vicdani retçi sanıklarda ve bebek doğurduklarına dair beyanda bulunan kadınlarda değil. Saçmalık, suçlamada; militarizmi yücelten anlayış ve sloganlarda. “Her Türk asker doğar” sloganının sanki gerçekmiş gibi ve bir hukuki yaptırım olarak insanların karşısına çıkartılmasında...
“Herkes bebek doğar” dedikleri için insanlar hakkında iddianameler düzenlenmesinde...
Büyük barış yürüyüşçüsü Halil Savda kardeşimiz hem bu “Herkes bebek doğar”davasında Mehmet Atak, Fatih Tezcan, Ahmet Aydemir ve Davut Erkan ile birlikte yargılanıyor hem de aynı suçtan (Halkı askerlikten soğutma suçu) ayrıca ve tek başına yargılanıyor. İki davanın da Eskişehir’de duruşması var bugün.
Halil, barış yürüyüşüne devam ediyor, ayakları barışçıl bir şekilde isyan ve itirazda bulunsa da demokratik yollardan soruna çözümler buluyor hekimler, araya girerek...
Çözüm için reçeteler hazırlayarak...
Öte yandan kabul edilemez şeyler oluyor Türkiye’de.
Hukuk düzeni ya devlet imzası nedeniyle uyumlu hale gelecek ulusal üstü insan hakları belgeleriyle ya da adaletsizlikte ısrar edecek. Hangisi memleket hayrına olur siz karar verin.
Siyasi iktidar ya TCK 318. maddesini yürürlükten kaldıracak ya da yargı anayasanın 90.maddesi hükümleri çerçevesinde hareket edecek.
Mesela yargı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 46.maddesinde yazılı olan, Sözleşmenin tarafı olan ülkelerin kesinleşmiş AİHM kararlarına uymayı taahhüt etmesi nedeniyle ve AİHM’nin Büyük Dairesinin bütün Avrupa Konseyi üyesi olan 47 ülkeyi bağlayan Bayatyan/Ermenistan kararı doğrultusunda, vicdani reddi Sözleşmenin 9.maddesi çerçevesinde yorumlayıp öyle karar verecek. AİHM’nin Erçep/Türkiye kararını düşünün(22 Kasım 2011).
Vicdani ret konusunda yapılacak şeyler var Türkiye’de...Yapın beyler…
Mesela “Biz Ordu’ya ancak fındık toplamaya gideriz” diyenlere “gidebilirsiniz kardeşim, seyahat özgürlüğü var, iyi yolculuklar dileriz“ deyin.
Şimdi yapılmakta olduğu gibi, karakolun, hapishanenin, mahkemelerin yolunu göstermeyin…
Hani memlekette süren savaş var ya, anaları, sevgilileri ağlatan…
Düşünün ki, memleketin bütün gençleri ve de kadınları, “Savaşmıyoruz, üniforma da giymiyoruz, gerilla kıyafeti de; top-tüfek de kuşanmıyoruz” demişler mesela.
Düşünün ki kimimiz fındık toplamaya gitmişiz Ordu’ya, kimimiz de Hakkari Berçelan yaylasında türkü çığırmaya…Hep beraber…
Savaşçılar ne yapar acaba?
İki tarafın savaşçıları…
Dünyanın bütün savaşçıları…
- Sonrası... 22 Haziran 2023 04:20
- İnsan hakları standartları ve değişim 15 Haziran 2023 04:10
- İnsan haklarının korunması sorunu 08 Haziran 2023 04:21
- Yeni bir güne uyanabilmek: Yaşamak! 01 Haziran 2023 04:21
- AYM kararlarına uyum ve uygulama sorunu 25 Mayıs 2023 04:22
- PKK ve ETA'nın savaşı ve aileler 18 Mayıs 2023 04:19
- Yeşil Sol Parti Çankaya'dan: Sekiz paragrafta atılacak devrimci adımlar 11 Mayıs 2023 04:41
- AİHM kararlarına uyum göstermek 04 Mayıs 2023 04:19
- Hukukun üstünlüğü ve demokrasiye saygı ihtiyacı 27 Nisan 2023 04:21
- Devletin savaş harcamaları üzerine 20 Nisan 2023 04:18
- Cumartesi Annelerinin toplanma özgürlüğü, polis ve Anayasa Mahkemesi 13 Nisan 2023 04:01
- Yeni dönem mi? 06 Nisan 2023 04:21