18 Şubat 2011 02:07

Bir sultan yetkisi de RTÜK Yasası’ndan

Bir sultan yetkisi de RTÜK Yasası’ndan

Fotoğraf: Envato

Paylaş

“Belgelere” bakarsanız Türkiye’de sansürün kalkmasının üstünden 100 yıldan fazla zaman geçmiştir ve “basın hür”dür! Ama gerçekte TCK 301’den Terörle Mücadele Yasası’na pek çok yasada basına sınırlamalar getirilmiştir. Basındaki tekelleşme ve patronların basını kârlarının artırılmasını esas alan yayın çizgisiyle basın özgürlüğüne ilişkin haklar da işlememektedir.
Radyo ve televizyonlar üstünde ise RTÜK belası vardır ve denebilir ki, bu gün yayın yapılabiliyorlarsa RTÜK izin verdiği için yapılmaktadır.
İşte uzun yıllardır eleştirilen ve demokratikleşmesi istenen RTÜK Yasası yenilendi.
Kamuoyunda “RTÜK Yasa Tasarısı” olarak bilinen “Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısı” TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı.
Radyo ve televizyonlardaki yabancı sermaye payının yüzde 25’ten 50’ye çıkarılması, reçetesiz satılan ilaçların televizyon ve radyolarda reklâmının yapılabileceği, RTÜK’ün yayın durdurma yetkisinin artırılması gibi bir dizi “yeni değişiklik” getiren yasada, en önemli “yenilik” ise Başbakan ve onun atayacağı bakanına “yayın durdurma yetkisi”nin verilmesi. Yasaya göre, “milli güvenliğin açıkça gerekli kıldığı hallerde veya kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasının kuvvetle muhtemel olduğu durumlarda Başbakan veya görevlendireceği Bakan, geçici yayın yasağı getirebilecek.”
Yasa metnindeki bu son ifadedeki “yuvarlaklığı” tanıyoruz elbette. Ne zaman ki; insan hakları, en temel özgürlükler çiğnenecektir, o zaman “milli güvenlik”, “ kamu düzeni”, “toplum ahlakı” “halkın ihtiyacı” gibi herkese göre anlamı değişebilen kavramlar öne çıkarılıp; temel haklardan bir kaçı birden kaldırılıvermektedir. Örneğin “grev yasakları”nda da bunu görüyoruz. “Milli güvenlik” gerekçesini bahane ederek lastik işçilerinin grevi yasaklandı bu ülkede! Ya da “halk sağlığını tehdit ettiği” gereçesiyle belediye işçilerinin grevi engellendi! “Ne ilişkisi var bu grevlerin ‘milli güvenlik’ ve ‘halk sağlığı” ile?” diyorsanız onu da siz kuracaksınız!
Burada da yarın bir TV kanalında, örneğin Kıbrıs‘taki Türkiye’nin politikasını eleştirmek “mili güvenlik için tehdit” bulunabilir. Çünkü Kıbrıs’ta Türkiye artık “stratejik nedenlerle” asker bulundurmaktadır! Ya da grev haberleri vermek, “kamu düzenin ciddi biçimde bozulmasına yol açacağı” için TV yayınları, radyo yayınları durdurulabilir!
Burada, sonra ilkesel yaklaşılmasa bile, hemen akla gelen hükümetin kendi hoşuna gitmeyen haberleri ve programları veren kanallara karşı bu yetkiyi Demokles Kılıcı gibi kullanacağıdır. Çünkü internet sitelerini bile hükümete muhalefet edip etmemesine göre izleyen bir ülkede, Başbakan ve bakana TV yayını durdurma yetkisi vermenin “hırsıza evin anahtarını emanet etmek” kadar aptalca olduğunu anlamamak için Türkiye’yi yönetenleri ve Türkiye’deki sermaye siyasetinin karakterini hiç tanımamak gerekir.
Referandum tartışmaları sırasında yapılan bir tartışma, Başbakana “yayın durdurma” yetkisi veren yasayla ilgili duruma, pratikte bir açıklama getiriyor.  Tartışma şöyleydi: Galiba CHP ve AKP’li iki vekil arasında geçmişti. Meclise Anayasa Mahkemesi üyelerinin seçimiyle ilgi yetki verilmesine karşı çıkan AKP’li vekil, buna karşı çıkan CHP’li vekile, yapılanın demokratik olduğunu kanıtlamak için, “Norveç’te bu yetkiyi Kral’a vermişler!” diyor. CHP’li vekil bu atağa; “Eğer Norveç Kralı atayacaksa bizim de bir itirazımız olmaz!” diye tartışmayı bitiriyor.
Elbette biz Norveç Kralı’na da olsa böyle “atama yetkileri” verilmesine ya da “TV’lerin yayınını durdurma yetkisi” verilmesine karşıyız. Ancak Türkiye’de az çok bir demokrasi kültürü olmadığı, demokrasiyi ve özgürlükleri de kendi çıkarının bittiği yerde ezip geçen siyasi zihniyetin egemen olduğu bir ülkede böyle bir yetkinin nasıl kullanılacağı da ortadadır.
RTÜK Yasası yenilenirken, Başbakana “yayın durdurma yetkisi” verilmesinin ifade ve basın özgürlüğünü nasıl bir tehlikeye attığı bilinmez değildir. Ama bu durum, dün “Yeni RTÜK Yasası çıktı!” haberi içinde özel bir vurgu yapılmaya bile ihtiyaç duyulmadan geçilen bir haber olmuştur.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...