03 Eylül 2012 11:06

Yeni adli yıl başlarken

Yeni adli yıl başlarken

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yeni adli yıl dün başladı. Bu yıl adli yılın başlaması nedeniyle yapılan resepsiyonlar  “Terörle Mücadelede kaybettiğimiz şehitler nedeniyle” denerek iptal edildi. 30 Ağustos Resepsiyonu da Cumhurbaşkanı rahatsız diye iptal edilmişti. Anlaşılan AKP devlet törenlerinde içkili törenleri yavaş yavaş kaldıracak. Elbette, her zaman yaptığı gibi, asıl amacını gizleyerek, başka gerekçelerle bunu yapacak.
Neyse, resepsiyonların iptali ve içkili devlet törenleri  ayrı bir tartışma konusu.  Bugün tartışılması gereken asıl konu, yeni adli yıl açılırken yargının durumu…
İstanbul Barosu Yönetimi, Cumhuriyet Gazetesi’ne yarım sayfa çok sert bir açıklama içeren ilan vermiş.  Yargının Hükümetin emrine girdiğini ve iktidar ve güç mücadelesinde Hükümetin kullandığı bir araç olduğunu iddia ediyor.
Yargıtay başkanı ise adeta İstanbul Barosu Yönetimine yanıt verir gibi, dünkü açılış konuşmasında uzun uzun yargının bağımsızlığı üzerinde durmuş ve “Yargı bağımsızlığı, yargıcın onurudur. Bu onur özlük haklarından fiziki ve sosyal imkanlardan bağımsız olarak tek başına savunulur“ demiş. Yargıtay Başkanı, yargının bağımsızlığını yitirdiği, idarenin etkisinde kaldığı gibi eleştirilerin çokluğundan da etkilenmiş olacak ki; “Gerek yapısal, gerekse karar alma süreçlerine ilişkin müdahaleler hiçbir şekilde kabul edilemez. Hakim ve savcılarımız anayasanın verdiği bağımsızlık statüsünün içini hukukun üstünlüğü idealiyle doldurmaya, bu statünün temel hak ve özgürlüklerini koruma işlevini hiçbir zaman hatırdan çıkarmamaya, bağımsızlık duygusuna zarar verecek içsel nedenlere karşı durmaya, her zemin ve her koşulda yargısal vakar ve cesareti korumaya devam etmelidir” demiş. Fakat, bu adli yıl açılış konuşmaları bugüne kadar hep böyle olmuştur. Bütün, Yargıtay başkanları ve Anayasa Mahkemesi başkanları açılış konuşmalarında benzer sözler söylemiştir. Uygulama ise açılış konuşmalarındaki yüksek ilkelere hiçbir zaman yaklaşamamıştır.
12 Eylül Referandumu öncesi AKP ve yandaşları yargıdan şikayet ediyordu. Yargının ulusalcı, Ergenekoncu kesimlere yakın olduğunu, onlarla işbirliği yaptığını, hatta onların siyasetlerinin yürütücüsü durumuna düştüklerini falan söylüyordu.
12 Eylül Referandumu esas olarak yargıdaki atama ve disiplin işlerini gören HSYK’nın el değiştirmesi yapılmıştı. Referandum sonrası, HSYK, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay, AKP’nin artık yanmayacağı şekilde değişime uğradı. Tabii, yargının üst kademelerindeki bu değişikli yakınıcıları da değiştirdi. Artık, yargıdan yakınan AKP değil ulusalcılardı.
12 Eylül Referandumu öncesi ve sonrası yargı için destekleyen ve yakınanlar değişse de, yargının üst kademesinin tutumu egemen siyasi çevrelerden birinden diğerine yaklaşsa da; yargı bütün zamanlar boyunca ezilen sınıf ve tabakalara karşı tutumunu hiç değiştirmedi. 12 Eylül Referandumu öncesi yargı da, sonrası yargı da devrimci gençleri, ezilen yoksul Kürtleri, aynı kararlılık ve şiddetle cezalandırmaya devam etti. Kadına karşı her zaman erkeğin yanında oldu. Patronları işçilere tercih etti. Savunma hakkını ve savunma hakkının temsilcisi avukatları hiç sevmedi. Adliyelerde hakim, savcı, kalem müdürü ve memurları, çaycısı, temizlikçisi ve güvenlikçisini adliye içinde gördü, avukatı adliye dışında saydı. Hakim ve savcının avukatın amiri olduğu vehmine kapıldı. Kadı yargısından miras kalan bir alışkanlıkla, savunmayı hep biçimsel bir mesele olarak ele aldı. Modern zamanların yargı ritüeli gibi değerlendirdi. Avukat ve savunma ne derse desin, hangi delili getirirse getirsin, kararı verecek olan hakim ve savcı ikilisiydi.
Yeni bir adli yıl başlıyor. Açılış konuşmalarında ne söylerlerse söylesinler, bu yıl da yargı adil olmayacak. Bu yıl da, adalet terazisinin kefesi patronlardan, erkeklerden, beyaz Türklerden (Türk-İslam) yana eğilecek. Bu yıl da savunmanın ve avukatın sözüne yargı kulaklarını kapayacak. Bu yıl da yargı Hükümetin yargısı olarak eleştirilmeye devam edecek. Taa ki, halk kendi yeter diyene kadar. 

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...