04 Nisan 2011 12:08

Bu nasıl ticaret?

Bu nasıl ticaret?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

27 Mart’ta yapılan Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı’nda (YGS) matematik sorularının basit bir sıralamayla çözülebildiği ortaya çıktı. Yöntem her ne kadar basit olsa da, böyle bir yolun izlenmiş olabileceği muhtemelen şeytanın bile aklına gelmezdi. Şeytanın aklına gelmeyen acaba birilerine fısıldandı mı? Fısıldandı ise bu hizmet mukabilinde ne kadar ödeme alındı? Yoksa kiminin parası kiminin hayır duası mı alındı bilmiyoruz, fakat merak ediyoruz.
***
ÖSYM geçtiğimiz yıl KPSS sınavındaki iddialarla gündeme gelmiş, yetkililer önce “hiçbir şey yok” demiş ardından, “var ama biz yapmadık” demiş, en sonunda da bazıları istifa etmiş, bazıları soruşturma kapsamına alınmış, sınav iptal edilmiş ve olay yargı sürecine devredilmişti. Hala oralarda bir yerlerde sürünüyor.
***
Bu YGS meselesi de yargı sürecine girmeden değinelim. Zaten ülkenin meclisinde dokunulmazlık nedeniyle bekleyen 789 dava dosyası, birçok önemli suikast, katliam ve organize suçlarla ilgili dava süreçleri derken; suçları ve suçluları konuşmak suç olur hale geldi.   
***
YGS konusu basit bir al-ver (ticaret) gibi gözükse de daha alavere dalavereli bir durumdur. Eğer iddialar doğru ise 1 milyon 700 bin kişinin girdiği bu sınavda karaborsa geliri elde edilmiş gibi duruyor. Ülkenin yüzde doksan dokuz nokta dokuz virgül dokuz buçuğunun Müslüman olduğu ve haftada bir gece yatmadan önce müthiş Sülümanı seyrettiği bir ülkede ticaretin de adil ve hakça olması gerekmez mi?  Eğer soruların çözüm yöntemi bilgisi birilerine para veya dua karşılığı satıldıysa, bu haktan diğer adaylar neden yararlanamıyor? Eğer iddialar doğruysa bu ticaretin başındakiler tekelci güçlerinden yararlanarak belli bir gruba hizmet sunuyor. Böylesi bir ticaret en azından “serbest ticaret” kitabına sığmaz, bunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Merkezi sınav sisteminde adalet ancak soruların isteyen herkese, ama aynı zamanda uygun fiyatla satıldığında sağlanabilir(!).
***
2002 Eylül ayında ÖSYM tarafından düzenlenen Açıköğretim bütünleme sınavında da sorular çalınmış ve satılmış ya da çalınmadan satılmış ve soruların bir kısmını satın alan öğrenciler soruların pahalılığından şikâyetçi olmuştu. O zamanın parasıyla bir matematik sorusunun ortalama 500 milyon TL’den satıldığı iddia edilmişti. Tüm iddialara rağmen yetkililer o zaman da önce soru sızmadığını iddia etmişlerdi. Sonra ellerindeki soruları basın-yayın kuruluşlarına gönderenler “biz bunu haber yapamayız” cümlesiyle karşılaşmış, o dönemde de “özgür basın”ın ne kadar özgür olduğunu anlamıştık. Cesaret sahibi sadece Reha Muhtar olmuş, pazar günkü matematik sınavından önce cumartesi akşamı soruları (çözümleriyle birlikte) canlı yayında yayınlamıştı. Böylelikle sınav iptal oldu, ama açıkçası yargı süreci nasıl işledi bilmiyorum.
***
Ortada gerçekten büyük bir rant var. Sadece YGS için düşünelim. 1 milyon 700 bin öğrenci ortalama iki yıl bu sınava hazırlanıyor. Bu sınava hazırlanmak için ortalama 10.000 TL dersane parası ödemiş olsalar toplamda 10 milyar 700 milyon TL eder. İçlerinden yüzde otuzunun da (510.000 kişi) ek olarak özel ders aldığını varsayalım. Özel ders için de ortalama 7.000 TL harcadıklarını düşünürsek: 3 milyar 570 milyar TL eder. Adaylardan yüzde kırkının (680 bin kişi) lise öğrencisi olmadığını yani okulu daha önce bitirdiğini düşünelim. Ancak bunlarında en az yarısının (340 bin kişi) sınava çalışmak için son bir yıldır bir iş’te çalışmadığını düşünelim. Eğer bir iş’te çalışsalardı aylık ortalama 1300 TL gelir elde edeceklerini düşünelim. Bu da 442 milyon TL eder. Adayların evde kaldıkları dönemde aile ekonomisine de (gıda, elektrik tüketimi, internet bağlantısı, taşıma ücreti) kişi başına ortalama aylık 300 TL ek yük getirdiklerini düşünüp bunu iki yıl (24 ay) ile çarpalım: 12 milyar 240 milyon TL eder. Efendim elbette daha birçok harcama kalemi var ama bunlarla sınırlı kalsak bile toplamda aileler için ve dolayısıyla toplum için 26 milyar 952 milyon TL (eski parayla 26 katrilyon TL) bir yüktür Yüksek Öğretim Sınav Sistemi. İnsanları mezarda emekliliğe mahkûm ederken “kaynak yok napalım?”, diyenler “istihdam olanağı neden yaratılmıyor” diyenlere “kaynak mı var” diyenler alın size kaynak!
***
KPSS meselesinden sonra hâlbuki ÖSYM’de olağanüstü haller vardı! Çok güvenilir hale gelmişti! Ev anahtarını bile salona almıyordu! Fatih marka kalem, açacak ve silgiyi bile kendi veriyordu. Su vermiyor ama onu da serbest bırakıyordu!

Efendim, çözüm önerim şudur; ya sınav soruları satılsın(!) (ama herkese) böylelikle dersaneye, yola, ıvıra zıvıra para vermesin insanlar doğrudan hizmet alsın, ya da bu sınav sistemi kalksın! Yoksa, “ortada hile hurda var mı?” “varsa kim yaptı?” “yoksa herkes masum mu? derken atı alan Üsküdar’ı geçer.

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...