26 Mayıs 2012 11:09

Malumun ilamı meselesi

Kirvem,
Başbakan Erdoğan’ın öncülüğünde son zamanlarda tek başına “iktidar” olmanın keyfini süren AKP’nin, başlangıçta “garip gureba” sınıfına koliler içinde dağıttığı mercimek, nohut, fasulye, makarna, şeker, tuz, yağın yanı sıra, keza daha sonraları bunlara ilaveten çuvallarla kömürlerin de devreye girmesiyle halkımızın önemli bir kesiminin “teveccüh”üne “mazhar” olduğu malum!
Fasulye, nohut, salça dağıtmakla yola çıkıldıktan sonra, ardından “eşya piyangosu” misali çerden çöpten yapılmış mobilya, depolarda paslanmaya yüz tutmuş çamaşır makinesi, buzdolabı falan feşmekan derken, “oy”ların önce “cepte keklik” lere, sonra da milletin yüce meclisindeki “pembe koltuk” lara dönüştüğü de ha keza aynen malum!
İktidar yolculuğuna “Al gülüm, ver gülüm” etaplarıyla başlayıp, ardından da özellikle dini bayramların arifesindeki “tatil”lerde ve onun hemen akabinde de eve “dönüş” için yola çıkan vatandaşlarımızın, nedense hepsi de tıpatıp birbirinin kopyası olan trafik kazaları sonucunda kırdıkları ölümcül “rekor”ları önlemek, ya da hiç olmazsa asgariye indirebilmek için devreye sokulan “duble yollar” projesiyle, bu “görünmez kaza”lar babında gözle görülür, elle tutulur bir netice alınmasa da, yine de kimisi zaten anadan doğma, kimileri de sonradan olma “müteahhit” lerin kadifeden keselerinin, sefer taslarının dolması için gösterilen bu çaba, ekonomik kalkınmamızın sadece en temel değil, aynı zamanda da “lokomotif”i olduğu da elhamdülillah malum!
Nitekim “duble yollar” girizgahına eşlik edip, giderek “Beraber yürüdük biz bu yollarda” makamındaki bu “kalkınma modeli”nin peşi sıra memleket semalarını bir günden diğerine fırdolayı kaplayan, daha önceleri ne hikmetse hep horlayıp uyurken, birdenbire “bismillah” deyip, hemen ertesinde de “Anadolu Kaplanları” lakabıyla şahlanan, nitekim evvelemirde “hacı yağı”, daha sonraları adıyla sanıyla ünlü Evropa parfümlerinin Tahtakale’de, merdiven altlarındaki imalathanelerde gizlice üretilen “çakma” taklitleriyle yıkanıp yağlanan bu “turfanda” girişimcilerin, tepeden inme bu “Yürü ya kulum” fetvası mucibince, Misakımızın millisinde aldıkları “yol” da nitekim malum!
Nitekim daha dün sokaklarda Çamlıca gazozu satarken, ertesi gün çalışıp çabalayıp oluklarca “alın teri” dökerek, süte zinhar su katmadan, kantarın topuzuna dokunmadan “helal” yollarla kat ettikleri “mesafe”yle, tıpkı muhterem başbakanımızın dilinden düşürmediği deyimiyle “nereden nereye” yoluna devamla, bu kez de Çamlıca’da villa, Yedi Tepeli şehrin denize nazır yerlerinde vidalı, burgulu, yandan çarklı gökdelenlerin temelini atıp, ya da akşam “ip ipullah sivri külah” yatıp, sabah tam da ibibiklerin öttüğü saatlerde medya “patron”u kimliğiyle uyanır uyanmaz, “minnet” ve “şükran” borcu olarak  “iktidar”daki “abi”lerinin attıkları hemen her adımı onaylayıp “hınk deyici” kesilirken, öte yandan cılız, sesi soluğu dahi doğru dürüst çıkmayan, ya da sanki Denizli horozunu andıran ötüşleriyle kekeleyip duran “muhalefet” cephesine sille, tokat girişip bu uğurda sergiledikleri “performans”, keza ayan beyan ortada!
Geride, mazide kalan makarna, nohut, fasulye faslından edinilen engin “tecrübe”lerin ışığında, şimdilerde de okullarda dağıtılan “sağlıklı süt” projeleriyle minik öğrencilerimizin sıhhatleri “korunup kollanırken”, aynı şekilde ve aynı hassasiyetle istikbalimizin teminatı olan gençlerimizin de  “dünyevi” sağlıklarından çok daha önemli olan ruhi, “uhrevi” sorumluluklarının da zapturapt altına alınıp, maazallah şu ya da bu şekilde “kaza”ya uğramaması için “diyanet” kurumunun gösterdiği “dirayet”e ilaveten, ayrıca saf, halis muhlis, dolayısıyla su katılmamış mertebede “laik” olan devletimizin “dümen”inde şu anda “rota” belirleyen “kaptanı derya” ve emrine amade bilumum “çımacı”larının  da, günden güne artan bir hassasiyetle sergiledikleri bilumum “icraat”ları, hani nasıl derler “Görünen köy kılavuz istemez” misali fevkaladenin fevkinde malumun ilamı Kirvem!..

evrensel.net

Mıgırdiç Margosyan

Malumun ilamı meselesi
0:00 0:00
1.00x
0:00 / 0:00
1.00x

Evrensel'i Takip Et