11 Nisan 2012 10:48

Askerlik ve savaş

Askerlik ve savaş

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bugün, “Askeri harcamalara karşı küresel eylem günü.” Bugün, Türkiye toplumunun çeşitli kesimlerinden insanlar, Galatasaray Lisesi önünde saat 12.30’da buluşuyorlar.Bir basın açıklaması yapacaklar. Çağrı metinlerinde söyledikleri gibi,
“Bir ülkenin büyüklüğü beslediği orduyla, başka ülkelere yolladığı askerlerle, savaşa ve silahlanmaya ayırdığı bütçeyle değil, barışa ve insanına verilen değerle anlaşılır.”diyecekler.
Sonra bazı verileri paylaşacaklar;  çağrı metinlerinde bazılarını açıklamışlardı:
“149 Ülkenin analiz edildiği Dünya Barış Endeksi’nde Türkiye 128. sırada.
Küresel Militarizasyon Endeksi’nde Türkiye 27. sırada.” diyecekler.
Talep edecekler, çağrı metinlerindeki gibi:
“Bu tabloyu değiştirmek için, savaşa değil insana bütçe diyoruz.
Askeri harcamalar insanlığı harcıyor.
Askeri harcamalara karşı birleşelim.”
Pazar ve pazartesi günleri Diyarbakır’daydım. Hasanpaşa İş Hanı’nda bir süre sohbet ettik arkadaşlarla.Bir hayvan hakları savunucusu kadın arkadaş söyledi.
“Roboski’de acımız büyük” dedi. “İnsanlarımızı katlettiler” dedi. “Ben bir bütün olarak bakmamız gerektiğini düşünüyorum” dedi. “Doğamızı katlettiler, katırları, kurtları,kuzuları, böcekleri, kuşları vurdular” dedi “Vuruyorlar,zehirliyorlar,kirletiyorlar” dedi. İçerdeki savaştan söz ediyoruz. 3 bin 700 köy yakılıp yıkılmadı mı? Köyler demek, binlerce ev demek.
Ceviz ağacı, çam ağacı, çiçekler, böcekler yakılmadı mı,  karıncalar?
Büyük bir içtenlikle söylüyordu bunları.
Kant 200 yıl önce yazmıştı, “Sonsuz Barış Üzerine Felsefi Düşünceler”de. Savaş demek yıkım demektir. En fazla yıkım da doğanın yıkımıdır. Barışı sağlamak lazım. Ama nasıl? Kant’ın pek çok önerisi var. Dünya hükümeti önerisi bugünkü Birleşmiş Milletler oluşumuna esin kaynağı olmuş.
Doğanın yıkımı genellikle gözden kaçırdığımız şey oluyor. Diyarbakır’da Hasanpaşa İş Hanı’nda bir kadın arkadaş bunu seslendirdi. Demek ki başka bir gözle de bakılabilirmiş.
Askerlik meselesini ve tabii savaş meselesini sorgulamamız gerek.
İnsanlık savaş karşıtlarının, vicdani retçilerin uyarılarını  dinlese ve ciddiye alsa iyi olur.Bir de vazgeçse bazı ülkeler, vicdani retçileri hapishanelere kapatmaktan…
Ağrı Diyadin Hapishanesinde bir iyi insan yatıyor, biliyorsunuz: Halil Savda! Bir vicdani retçi…Ve bir vicdani ret hakkı savunucusu.
Bütçede, “insana verilen değer”den bahsediyordu bugünkü etkinliklerinde insan ve doğa hakları, barış hakları savunucuları…
Hapishane, baskı, savaş, ölüm, tahribat, bomba, silah yerine “insana verilen değer”.
Hemen yanı başımızda Suriye’de patlıyor bombalar; içerideki savaş makinelerini de unutmayalım. İran’a doğru yayılıyor sesler. Ölüm sesleri.
Savaşı, askerliği, savaş araç ve gereçlerini sorgulama zamanıdır.
Hiç de geç değil…

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...