Dağılan liberalleri toplamak
Ufuk Uras’ı anlamak zor doğrusu.
AKP, toplumun çeşitli kesimlerinden yoğun eleştiriler alıyor. İmam hatiplerin yeniden orta kısmını açmak ve ilk okulu bitirmiş kız çocuklarını eve kapatmak için hazırlanmış 4+4+4 projesi tepki gördü.
Pozantı Cezaevindeki vahşet, AKP’nin cezaevleri politikalarını deşifre etti.
Cezaevlerindeki gazeteciler meselesi bütün dünyanın tepkisini çekiyor.
Adıyaman’da Alevilerin evlerinin Maraş’ta olduğu gibi işaretlenmesi, İçişleri Bakanının konuştuğu Taksim Mitingi AKP’nin tutumunun ırkçı ve mezhepçi olduğu konusunda kuşkular uyandırdı.
Uludere Katliamı Kürt sorununun çözümü konusunda AKP’den olumlu adım bekleyenleri hayal kırıklığına uğrattı.
Mehmet Altan’ın Star gazetesinden atılması AKP’yi destekleyen liberalleri dahi isyan ettirdi.
ABD ve AB emperyalistlerinin gönüllü taşeronluğunu üstlenmiş, savaş yanlısı dış politikası oy aldığı seçmenlerini bile kara kara düşündürüyor.
Yandaş kalemşorlar, AKP’yi nasıl yeniden demokrat gösterebiliriz diye kafa patlatırken; Ufuk Uras, devrimcilere karşı kılıcını çekmiş, atını onlara doğru dört nala kaldırıyor. 12 Eylül Referandumu’nda sahte demokrasi paketine “hayır” oyu verdiler diye, onları 12 Eylülcü, Kenan Evren’in saflarında olmakla suçluyor. Hill Hotel’de yapılan bir toplantıda, “Yetmez ama evet”çilere teşekkür etmiş. Hayırcılar için, “Niyetiniz ne olursa olsun objektif olarak aldığınız tavır önemlidir. Kenan Evren ve avukatları mahkemede diyecektir ki; ‘Siz, bizi niye yargılıyorsunuz kardeşim. Yüzde 40 bu anayasa değişmesin dedi’ Kenan Evren ve avukatları, bu anayasa değişmesin diyenleri tanık olarak gösterecektir... Kenan Evren ve avukatlarının en büyük argümanı bu olacaktır, ben eminim. O yüzden 12 Eylül yargılamalarına karşı set oluşturanlar büyük yanlış yaptılar...” demiş.
Uzun zamandır “Yetmez ama evet”çilerin sesi çıkmıyordu. İçlerinden bazıları 12 Eylül Referandumu’nda yanıldıklarını dahi söylemeye başlamıştı. HSYK’nin atamaları, özel yetkili mahkemelerin tutuklamaları, KCK ve Karargah Davaları, hatta bu davalarda bazı “yetmez ama evet”çi liberallerin dahi tutuklanması, gazetecilerin andıçlanması ve gazeteci kıyımları, AKP’nin özgürlük vaatlerinin sahte olduğunu anlamalarını sağlamıştı. Referandumun HSYK’yi ve Anayasa Mahkemesini yeniden düzenlemek için yapıldığını görmüşlerdi.
Şimdi, Ufuk Uras, dağılan “Yetmez ama evet” hareketini ayağa kaldırmaya çalışıyor.
4 Nisanda Ankara’da başlayacak 12 Eylül Davası’nı bunun için kullanmaya çalışıyor.
Ankara’da görülecek 12 Eylül Davası’nın göstermelik ve bir iki darbeci generalin yargılanması durumundan çıkarılması için başta Devrimci 78’liler olmak üzere, devrimci parti ve örgütler çalışmalar yapıyordu. “Yetmez ama evet” çilerin de bu konuda organize olmaları ve davaya müdahale etmeleri elbette olumlu olur. Fakat, dağılan liberalleri toplamak için devrimcilere küfürler etmek, devrimcileri 12 Eylülcülerle aynı cephede göstermek doğru değil. Bir taraftan HDK içinde yer alacaksın, diğer taraftan HDK içindeki müttefiklerine karşı saldırgan açıklamalar yapacaksın.
Başta söylediğimiz gibi Uras’ı anlamak gerçekten zor.
Evrensel'i Takip Et