Van unutuldu
Van ve Erciş’ten kötü haberler geliyor. Her iki kentin önemli bir kısmı göç etmiş. Kalanların bir kısmı hasarlı evlerinde kalmaya devam ediyor ya da zamanının bir kısmını evlerinde geçiriyor. Bazı depremzedeler ise çadır kentlere sığınmış. Fakat, çadırkentlerde tuvalet ve banyo ihtiyaçları giderilemiyor. Çadırlar eksi 10 dereceleri bulan soğuklara göre yapılmamış. Soğuktan korunmak için çadırları naylonla kapatıyorlar ve içinde elektrik sobası yakıyorlar. Bu durumda çadırlarda rutubet oluyor. Sık sık elektrik kesintisi oluyor ve elektrik sobaları yanmıyor. Çadırlardaki rutubet ve elektrik kesintisi nedeniyle soğukta kalmak hastalıklara neden oluyor. Çocuklar ve yaşlılar içinde hastalıklı sayısı hızla artıyor.
Ne kadar doğru bilmiyoruz ama, TOKİ konutları boş duruyor ve oraya depremzedeler yerleştirilmiyor diye şikayetler var. Okullar kapalı. Sağlık hizmetleri yetersiz. Van’da atama bekleyen iki bir öğretmen varken, dışarıdan buraya öğretmen atanıyor ve atanan öğretmenlerin çoğu kötü koşullar nedeniyle buraya gelmiyor.
Hükümet, Van ve Erciş’te yaşayan yurttaşların sorunlarına çözüm bulamamış. Depremzedelere gönderilen para ve diğer yardımların ulaşıp ulaşmadığı belirsiz. bu konuda kimse hükümete ve resmi kuruluşlara güvenmiyor. 1999 depreminden sonra 11 yıl boyunca toplanan deprem vergileri depremzedeler için ve depremlerde olabilecek muhtemel zararların önlenmesi için kullanılmamış. Bunu Bakan Şimşek açıkladı. Duble yol vs. yaptık dedi.
Diğer taraftan AKP, ABD ve AB’li emperyalistlerin taşeronluğunu üstlenerek Suriye’ye karşı askeri harekata hazırlanıyor. İnsani koridor adı ile Türkiye’nin güney sınırından Suriye’ye silah vb. gönderilmesi ve emperyalizmin işbirlikçilerine doğrudan silah desteği sağlanması planlarına katılmış görünüyor.
Bütün bu gelişmeler bir hükümeti göndermek için yeterli sebeptir. Fakat, bizde CHP sayesinde AKP Hükümeti yoluna devam ediyor ve üstüne üstlük Dersim demagojisi nedeniyle puan da topluyor.
CHP, asla demokrasiyi savunamıyor. Demokrasi, özgürlükler vb. ile devleti koruma arasında kaldığında her seferinde devleti koruma tutumunu seçiyor. Belki de CHP adını DKP (Devleti Koruma Partisi) olarak değiştirmeli. Genel Başkanı Dersim Katliamı olayını herkesten iyi biliyor. Üstelik bu konuda röportajlar yapmış. Çağlayangil ile ilk o konuşmuş ve Çağlayangil’ den katliamla ilgili bilgiler almış. Dersim Katliamı konusunda konuşanların çoğu Kılıçdaroğlu’nun Çağlayangil’den öğrendiklerini anlatıyor. Ama, Kılıçdaroğlu, “Evet, Dersim’de bunlar bunlar yapılmıştır, yapanlar da şunlardır. Devlet Dersim’de katliam yapmıştır” diyemiyor.
CHP’nin devleti koruma partisi olduğunu bilen Tayyip Erdoğan da, onların bu zaafı üzerinde tepiniyor. AKP Hükümeti’nin Van depremi konusundaki aymazlığını unutturmaya çalışıyor.
AKP Hükümeti’nin yaptıklarını anlatmak ve politikalarının halk karşıtlığını halka göstermek Emek ve Demokrasi güçlerinin yapabileceği bir iştir. CHP bir kere daha bırakalım halk iktidarını kurmayı, halkçı bir muhalefet görevi dahi yapamayacağını kanıtlamıştır. CHP’den hiç bir şey olmaz. Artık, CHP’yi destekleyen Aleviler ve emekçiler bunu anlamalıdır. Tek halk muhalefeti örgütü Halkın Demokratik Kongresi ve onun Meclis’teki temsilcileridir. AKP Hükümeti’ne karşı olan herkes bu muhalefet merkezi etrafında birleşmesi ve örgütlenmesi gerekir. Aksi takdirde, AKP’nin halka bugüne kadar verdiği zararların çok daha fazlasını vermesini önlemek mümkün olmayacaktır.
Evrensel'i Takip Et