06 Mart 2011 12:34

Ya kime keseceğiz faturayı?

Ya kime keseceğiz faturayı?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Beyefendi diyor ki, “hiç kimse yargının tasarruflarından dolayı bize fatura kesmeye, bize çamur atmaya, bizi hedef tahtasına yerleştirmeye kalkışmasın. Biz savcı da değiliz, hakim de değiliz.”

Neden söylüyor bunu? Çünkü gazeteci Nedim Şener’le Ahmet Şık gözaltına alınıyorlar. Ne yapmışlar? Gazetecilik.

Başka? Kitap yazmışlar. Yani araştırmacı ve yazarlar. İkisi de, beyefendi ve arkadaşlarının beğenmedikleri türden yazılar yazanlardan. Şener, Hrant cinayetini araştırmıştı örneğin. “Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları” kitabını yazmış, polis içinde yuvalanmış Fethullahçıları ve Dink olayındaki rollerini deşifre etmişti. Arı kovanına çomak sokmuştu kısacası. “Ergenekon Belgelerinde Fethullah Gülen ve Cemaat” de bir diğer kitabıydı. Dik duruşuyla “Dünya Basın Özgürlük Kahramanı” ödülü almıştı.

İşin ilginciyse, Fethullahçıların düşmanlığını kazanan Şener’in Ergenekoncuları savunmak bir yana Ergenekon Davası’nın sulandırıldığını yüksek sesle dile getirmesiydi. Ama Fethullahçıların hukuki katakullilerini de deşifre ettiği için, hükümet değil, ama “hedef tahtası”nda Şener vardı. Örneğin binlerce faili meçhulün üzerine gidileceğine, hukuksuz gözaltı ve aramalar, kurgulanmış düzmece delillerle hukuka takla attırılmasını eleştiriyordu. Mutlak iktidar peşinde olanlar önlerinde engel saymışlardı. Yoksa kesin ki, ne Ergenekoncuydu, ne savunucusu. Ama kimin derdi Ergenekondu ki?

“Türkiye bir hukuk devleti”ymiş.. “Türkiye kuvvetler ayrılığı üzerine bina edilmiş bir demokratik rejim”miş.. “Yürütmenin, yasamanın ve yargının görev ve yetkileri belli”ymiş! Onun için “yargının tasarruflarından dolayı” fatura kesilemezmiş!
Allah Allah… Peki Ahmet Şık neden tutuklandı öyleyse? Neden üzerine varılıyor? Ergenekon soruşturması başladıysa, bunda Şık’ın birinci dereceden katkısı olmuştur. Nokta’da, A. Görmüş’le birlikte, adı “Darbe Günlükleri” olarak geçen Ö. Örnek’in günlüklerini haberleştiren Şık’tır. E. Mavioğlu ile “Kontrgerilla ve Ergenekon’u Anlama Klavuzu”nu kitaplaştırarak, bu karanlık örgütü deşifre etme uğraşı vermiştir. Onun Ergenekonculuğuna kargalar güler! Metin Göktepe’nin kader arkadaşı olmuştur, ama Ergenekon için küçük parmağını oynatmamıştır. Vicdan diye bir şey vardır. Ve ne Şener ne de Şık’ın Ergenekon’la bağlantılılığı halkın vicdanına sığdırılamaz. Cami duvarına işemek gibidir!
Hangi hukuk? Bunca ters yüz edilmişliğe kim hukuk diyebilir? Dediğinde kim inanır? Hangi “hukuk devleti”? Mübarek’inki de “hukuk devleti”ydi. O da medyayı kendine bağlamış, beğenmediği gazeteciyi “içeri” attırmıştı. Ama o türden hukuk ve “hukuk devletleri”nin sonu iyi olmuyor!

Peki, hukuk denerek herkesin gözünün içine sokulan bunca tersliği kime fatura edeceğiz?

27 Mayıs’ı hiç sevmez beyefendi. Menderes’i sever ve rahmetle yad eder. Onun Meclis’te kurduğu bir “Tahkikat Komisyonu” vardı. Hukuksa hukuktu! Yasama yasalaştırmış, kağıda geçirmiş, milletvekillerine varıncaya kadar muhalifler soruşturulmaya başlanmıştı. Ama Menderes’in sonu oldu.

Şimdi? Kimin hesabına yazılacak fatura? Tabii ki kararları alanlar var. Ama kararları alanları kim atıyor, tayinleri kim yapıyor? Kim tahliye kararları veren Ergenekon hakiminin yerini değiştirdi? Onca suç duyurusu olmasına karşın Ergenekon savcılarının soruşturulmasını ve görev yeri değişikliklerini kim önlüyor? HSYK mı? Peki HSYK’yı kim atıyor? Yeni HSYK yasasını kim çıkardı, bunun için anayasayı kim değiştirdi?

A. Gül de “Cumhuriyet savcılarının kararı, söyleyecek bir şeyim yok” diyor. Peki, bu HSYK üyelerinin dördünü Gül atamadı mı? Nasıl söyleyecek şeyi yokmuş? Geri kalan on üye birinci sınıf hakimler tarafından bakanlık bürokrasisinin dolaysız örgütlemesiyle seçilmedi mi? Üç daireye bölünen Kurul’un her üç daire başkanın belirlenmesinden de habersiz miydi yani beyefendi?

Nasıl fatura edilemezmiş? Nasıl beyefendi ve heyeti sorumlu demek “çamur atma” olurmuş?

Cemaate kim dokunuyorsa, Şık’ın dediği gibi “yanıyor”! Kitabında işkencelerini de anlatan yılların polisi H. Avcı’yı “devrimci” örgüte üye yazanların yapmayacağı şey yoktur! Ama fatura da önlerinde durmaktadır!

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...