İtina ile öğrenci fişlenir

Ekşi Sözlük adlı internet sitesinde kendisine yönelik yazı yazan Mikail Boz’a uzaklaştırma cezası veren Dekan Yusuf Devran, bu sefer de Marmara Üniversitesi öğrencilerinin Facebook üzerinden kurdukları “Eric Cartman” grubunu takibe alarak, grupta üniversitede yaşanan sorunlarla ilgili paylaşımda bulunan öğrencileri gruptan attırdı. Ardından gruptan atılan öğrenciler, “Yalakasız Cartman” grubunu kurarak eski ve yeni fakülte öğrencilerinin buluşmasını sağlayıp, okulda yaşanan sorunlarla  ilgili haber bülteni oluşturup, sinema-tv gibi ders ve kültürel içerikli paylaşımlarda bulunmaya başladı. Marmara Üniversitesi’nin eski ve yeni duruyla ilgili haber yapmak isteyen öğrenciler, İletişim Fakültesi’nin eski mezunu gazetecilerle Twitter üzerinden iletişime geçmişti. Fakültenin eski mezunlarından Radikal Gazetesi yazarı Ezgi Başaran'la iletişime geçen öğrencilerden Ayşe Yıldırım; Ezgi Başaran’ın haberle ilgili sorularını yanıtlamayı kabul etmesi üzerine grupta “Ezgi Başaran’a ulaşıldı, bülten için konuşacağız. Cem Tekel de Marmara mezunu onunla da iletişime geçeyim mi arkadaşlar?​” yazması üzerine Devran, Ezgi Başaran’ın 1 Mart’ta gazetesinin köşesinde yazdığı “Marmara İletişim böyle mi olacaktı?​” başlıklı yazısının fakülte öğrencisi Yıldırım tarafından servis edildiğini idda ederek, Facebook’taki kişisel sayfasından “Bazı öğrencilerin yazışmalarını takdirlerinize sunuyorum. Yazının Ezgi Başaran’a nasıl servis yapıldığını görmeniz adına. Bu mu yazarlık?​” diye yazarak kendi öğrencisini hedef gösterdi. Dekan’ın kişisel sayfası üzerinden yaptığı paylaşım, okula ait Facebook sayfalarına bölüm temsilcileri tarafından servis ediliyor. Grup sayfalarındaki paylaşımları ise ilk beğenen Yusuf Devran.   

Olay karşısında görüşlerini Evrensel’e aktaran Ayşe Yıldırım: ” ‘Fişlenmek’ aslında bu kelimenin tam anlamını bilmeden, yaşayarak öğrendim. Yaşıyorum sanırım artık yaşayacağım da. Sosyal medyadan arkadaşımın "fişlenmişsin" mesajı ile olayı öğrendim. Bugün bu duruma sebep olan hayatın gerçeklerine ve haksızlığa karşı sessiz kalmamam ve bunun bana bir suç olarak adledilmesine şahit olmam. Aslında benim dikkatimi çeken Yusuf Devran’ın paylaşımdaki şu cümlesi: 'isimleri huzurlarınıza sunuyorum.' Yusuf Devran beni ve arkadaşlarımı sundu, aslında hedef gösterdi. Anlam veremedim, anlam vermek de istemiyorum. Kime, neyi, neden sunuyor ki? Ve yine bizim "kirli planı"mız neymiş? Onlar neyi deşifre etmiş? Biz kirli planlar peşinde olsaydık o gruba seçerek insan alır, uluorta sosyal paylaşım sitesinde kirli bir oyunun deşifre edilen konuşmalarını yapacak kadar akıllı bir davranışta bulunurduk. Eğer öğrencilerin okulda giden kötü şartlar ve kötü gidişatlar üzerine yaptıkları yorumlar, kirli bir oyun ise ben de o kirli oyunun baş kahramanı olmaktan gurur duyuyorum. Ezgi Başaran'a ben veya arkadaşlarım servis yapmadı ama sevgili dekanımız bizi hedef göstererek servisini çok güzel gerçekleştirdi. Kısacası ben ne mi hissedebilirim? Tek bir cümle "susmadım, susmayacağım, korkmadım, korkmayacagım." (İstanbul/EVRENSEL)

EZGİ BAŞARAN TWITTER'DAN CEVAP VERDİ

Dekan Yusuf Devran’ ın iddalarına Twitter üzerinden cevap veren gazeteci Ezgi Başaran: “Marmara İletişim Fakültesi Dekanı Devran, sosyal medyayı öğrencilerinin ensesine çökmek için bir araç sanıyor.. Sanmaya devam ediyor" dedi.

Açıklamalarına devam eden Başaran, "‘Marmara İletişim böyle mi olacaktı' yazımdan sonra önce benim makaleyi yanlış çevirdiğimi, ingilizcemin sıfır olduğunu iddia etti... Pazar gecesi makalesininin orijinalini Twitter'da paylaştım.. Ses çıkmadı.. Şimdi ise birkaç öğrencisinin bana yazıyı yazdığını iddia ediyor. Dekan Bey, 'öğrenciler yazı servis ediyor' iftiranızı hiç umursamam ama beni bahane edip başka öğrencilerinizi mimlerseniz... Olmaz! Son kez yazıyorum: Marmara İletişim öğrencileri eski mezunlarla röportajların yer alacağı bir bülten hazırladıkları için bana mail attı. Yani benimle röportaj yapmak istediler... Benim yazdığım Dekan’ın 'derin' makalesiyle hiç ilgisi yoktu.. Zaten açıkça belli oluyor yazışmadan Dekan Devran bana cevap vermek istiyorsa, öğrencileriyle uğraşmasın... Yazımı bahane edip, Mikail'den sonra yeni kurbanlar yaratmasın!