ROTA
Bugün de emperyalist odakların savaş kamplaşmasının halinde olan Türkiye halklarının ödeyeceği bedel ortadadır. Şimdi yazının başında bahsettiğim arkadaşıma söylemek isterim ki; Kardeşim, o düşürülen uçağın bedelini ne ahkam kesen AKP Hükümeti ne de NATO ödeyecek. O bedeli biz ödeyeceğiz.
Darbe denilen 35 yıl öncesinde kalmış, bir yakın tarih vakası değil. Sermayenin o günden bugüne değişen ihtiyaçları doğrultusunda başka başka isimlerle ama aynı hesap ve politikalarla hayatımızın içinde duruyor.
Sohbet koyulaştıkça biz de son sorumuzu sormaya yaklaşıyoruz; “Bu baskı ve yıldırma politikalarına karşı üniversiteli gençlik ne yapmalı sizce?” diye sorduğumuzda cevap Çağla’dan geliyor yine. “Elbette geçlik kendi talepleri etrafında birleşmeli, mücadele etmeli. Bugün için barış mücadelesi vermek bizim için elzemdir. Üniversite mücadelesi de bundan bağımsız değil.” diye sonlandırıyor sözlerini.
Oysa diğer yanda binlrece öğrenci eğitim hakları etrafında birlşemiş, sınıfından fakültesine kadar birlite hareket etmiştir. Evet,bugün öğrencilerin ortak talepleri etrafında verdiği mücadele sonucu Pamukkale Üniversitesi’nin 100 olan kontenjanı 800’e yükseltilmesi olumludur. Ama bunun yeterli olduğunu üniversite hareketi açısından kim savunabilir?
Üniversite zaten tüm imkanlarıyla sermayenin büyümesine hizmet ederken Ulcay, “Bu üniversitede eksik olan nedir?” diye soruyor ve akıl almaz biçimde sanayi ile daha sıkı bağlar cevabını buluyor.
Hiçbir hocanın üniversite üzerine ettiği bir kelime hatırlamıyorum. Sayısal ve sözel dersleri görmeksizin bir üniversite hayali nasıl kurulabilirdi ki? Temel liselerin çıkışı ile zaten küçük bir kırıntı durumunda olan üniversite hayali heptenkapitalizmin rüzgarına kapılıverdi. Üniversite bir hayaldi... Biz de vazgeçtik zaten.
İki sene içersinde okulumuzdauyuşturucu kullanımı, kavga, adam yaralama ve haraç kesmeolaylarıbaş gösterdi. Okulumuzun çevresiuyuşturucu satıcılarının meskeni oldu. Yakınında karakol olmasına rağmen neden engel olmadılar?
Verdiğimiz mücadelenin irili ufaklı olmasına bakmaksızın en ilerden Erdal'ın bize bıraktığı mirası, mücadelesini büyütmek için sokaklarda, fabrikalarda, okullarda "Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm!" şiarını daha yüksek sesle söylemeli, daha fazla insana ulaştırmalıyız.
Evrensel Gazetesi’nde 27 Kasım günü Ali Kenanoğlu’ nun bir köşe yazısı çıkmıştı. Yazıda, yeni kurulan Alevi Gençlik Hareketi’nden bahsediliyordu. İlgimizi çekti ve bu arkadaşlarla tanışmaya karar verdik. Buluştuğumuz arkadaşımız Taylan. 25 yaşında bir genç.
Sınıfımızda konuştuğumuz arkadaşlarımız problemlerini 5 temel konuda birleştirdi; yemekhane problemi, yurt problemi, kütüphane problemi, spor tesislerinin problemi ve sosyal tesislerin problemi. İlk olarak bu sorunlara çözüm aranmasını istediklerini belirttiler.
Bizi uyuşturmak, oyalamak, yormak ve gerçeklere ilgisiz hale getirmek için oluşturulmuş bu eğitim sisteminin içindeyken biz liseliler Genç Hayat'ı sınıflarımızda tartışabiliyorsak eğer, söylemlerimiz hedefine ulaşıyor demektir.
Geleceğin hukukçuları olarak biz mesleğimizi yaparken korku içinde olmadan, öldürülmeden, tutuklanmadan, özgürce düşüncemizi açıklamak istiyoruz. İşte bu yüzden hepimiz Tahir Elçi'yi örnek almalı ve mücadele etmeliyiz.
Bizler daha şimdiden baskı altındayız. Okullarımızda gerici çetelerden, polislerden, özel güvenliklerden dayak yiyoruz. Göz altına alınıyoruz.
Kapitalist kriz ve Türkiye…
Şaşkın ördek
İki kupalı amatör
Fatih Polat, Suriyeli Nura'ya konuk oldu | Kafesteki kuş, camdaki bayrak ve bir göçmen
Hazırlayan: Fatih Polat
AKP eski milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın koruma ve yakınları tarafından eşi ve 2 oğlu katledildiği için adalet mücadelesi veren Şenyaşar hakkında "cumhurbaşkanına hakaret" iddiasıyla dava açıldı.
MKG ve DFG, basın çalışanlarına yönelik operasyonları kınayarak, "Bu saldırılar özgür basın emekçilerini yıldıramaz. Artık bu tarz yönelimlerden vazgeçin" diye açıklama yaptı.
MESEM'li Ali: "Ağabey iş zaten zor ve kötü bir de ustalar işi daha da zorlaştırıyorlar. Küfreden var, bağıranlar var…İşe gidiyorum ama istemeye istemeye."
AKP'lilerin lüks yaşamlarını sosyal medyada paylaşmaları tepkilere neden olunca, parti yönetimi milletvekillerini, "Giyim kuşamdan yemeden içmeye, her konuda hassas olun" diyerek uyardı.
İTO başkanı Avdagiç, "Bütün Trakya'yı, Çanakkale, Bursa, Sakarya ve bütün çevredeki Organize Sanayi Bölgeleri'ni canlı izleyen, OSB radarı gibi çalışacak bir sistem kurguluyoruz" dedi.
İstanbul ve Ankara'da gazetecilere dönük operasyonda 8 gazeteci gözaltına alındı.
Çoçuklar bugün sermayenin ucuz işçileri. 13, 14 ve 15 yaşında işçi çocuklar anlattı: "Oyuna zamanım olmuyor. Akşam 10’da evde oluyorum, biraz telefonla oynuyorum. Sonra yorgunluktan uyuyorum."
Bugün 23 Nisan çocuk bayramı ama Türkiye’de çocukların yaşam koşulları bayrama çok uzak. Yüz binlerce çocuk atölyelerde sömürülüyor. Çocuk eğitim hakkından mahrum, hayalleri ise çalınmış durumda.
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
AKP’li Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan, 31 Mart seçimlerinin ardından işten atma ve sürgünlere başladı.
Buca Belediyesi temizlik, fen işleri, park ve bahçeler işçileri olmak üzere tüm çalışanların ücret, fazla mesai ücretleri ve gıda kartı ödemelerinde yaşanan sorunlara işçiler tepkili.
TED Aliağa Koleji’nde veliler hakları için örgütlenme mücadelesi veren öğretmenlere destek verdi.
Smyrna’dan İzmir’e Kentin Gündemi'nde mücadeleci işçilerle 1 Mayıs'a nasıl hazırlandıklarını ve taleplerini konuştuk.
Miray Madencilik A.Ş.’ye ait “Termal Turizm Amaçlı Jeotermal Kaynak Arama Sondaj” projesi bilirkişi raporunda kamu yararı olmadığı çevresindeki tarımsal faaliyete zarar vereceği belirtildi.
Aliağa İZSU ve Yerel Hizmetler birimlerinde Genel-İş 2 No’lu ve Tüm Bel-Sen 1 No’lu Şube iş yeri temsilcilikleri, işçileri talepleri için 1 Mayıs'ta alanlarda olmaya çağırdı.