15 Aralık 2014 01:04

Bu gidişe el koymaktan başka çare kalmadı

Evrensel gazetesinde geçen gün BSH fabrikasında çalışan bir işçinin yazdığı “Kaderimizi biz işçiler tayin edelim” başlıklı yazıyı okudum. Ben de aynı fabrikada çalışıyorum. Yazıda bahsedilen konular tamamen doğru olup gerçekleri dile getirmiş.

Paylaş

BSH İşçisi/Çerkezköy/Tekirdağ

Evrensel gazetesinde geçen gün BSH fabrikasında çalışan bir işçinin yazdığı “Kaderimizi biz işçiler tayin edelim” başlıklı yazıyı okudum. Ben de aynı fabrikada çalışıyorum. Yazıda bahsedilen konular tamamen doğru olup gerçekleri dile getirmiş.

Yıllardır BSH fabrikasında çalışan biz işçiler sürekli geriye gidiyoruz. O kadar mutsuzuz ki, yıllar önce BSH’a girmek için can atan işçiler bugün çalışma koşullarına dayanamadığı için kendisi ayrılmak istiyor. Sürekli üretimi artması için tempoyu yükselten yöneticiler bizler üzerindeki baskıyı çekilmez hale getirmiş durumdalar. Fabrikada işçilerin birbirine selam verecek zamanımız bile olmuyor. Aramızdaki arkadaşlık ilişkileri çalışma temposundan dolayı zayıflamış durumda. Son dönemlerde mesailerde artmaya başlayınca kendimizi eve zor atıyoruz. Elimizi kaldıracak halimiz kalmadığı için dışarıda da ilişkilerimiz zayıflamış durumda.

Biraz da sendikamız Türk Metal Sendikasından bahsetmek istiyorum. Ben yıllardır fabrikada sendika odasına gitmiş değilim. Çünkü kendimi orada rahat hissetmediğim gibi bana müdür odası gibi geliyor. Sendikanın adamlarının dışında nerede ise hiç bir işçi gitmiyor.

İşçiye uzak olan sendikadan hiç bir beklentim kalmadı. Geçen sözleşmede uyduruktan eylemler yapıldı. Düdük çal dediler çaldık, kaşık vur dediler vurduk. Bir dakikalık üretim durdurulması mı olur? Her gün aynı sayıyı çıkardıktan sonra ne anlama gelir ki! Hak almak için üretimi tamamen durdurmak gerekliydi. Ama Türk Metal grev tarihini bile açıklamadan sözleşmeye imza attı.
Bu sene uyuşmazlık da bitti ama bir sonuç yok. Geçen sözleşmede genel başkan bir çok kez Çerkezköy’e geldi. Bu sene hiç gelmediği gibi şube başkanı bile hiç toplantı yapmadı. Sendika bizlere hiç bilgi vermediğinden dolayı gelişmeleri sendikanın sitesinden takip ediyoruz. Bazen de sendika telefon mesajı atıyor. Bir sözleşmede hak almak böyle mi olur? Geçen sözleşmede yenilere biraz iyileştirme yapıldı ama eski işçi de yeni işçi de hâlâ mutsuz.

Türk Metal ülkenin en büyük ve güçlü sendikası olduğunu söylüyor. Belki doğrudur. Ama bu gücü MESS’e ve patronlara değil işçiye kullanıyor. Bizler Türk Metal ile bir yere gidemeyeceğimizi anladık. Fabrikada sendikaya öfke duymayan işçi neredeyse kalmadı. Ama işçiler kendi arasında birlik olamadığından dolayı korkularını yenemiyor. Ama korkuda bir yere kadar. Birlik olabilirsek ne güçlü denilen Türk Metal, ne MESS, ne BSH yönetimi nede hükümet kalır. Biz çalışmadık mı hayat durur. O zaman kendileri mi gelip çalışacak.

Bu dönem sözleşmede daha büyük haklar kaybedilecekmiş gibi bir durum var ortada. Sözleşme üç senelik olursa bir yılımız kaybolacak. MESS ve Türk Metal bizi devletin TEFE-TÜFE’sine mahkum etmek istiyor. Bu bizim ücretlerimizin daha da erimesi demek. Bu sene bile yıl sonunda son altı aylık enflasyon zamları bize hiç yansımadığı gibi geri bile gittik. Çünkü vergi dilimi arttıkça, zamdan aldığımızdan daha çoğu kesilmeye başladı.

Bu gidişe dur demek için sendika değiştirmekten ya da bu sendikacıları başımızdan atmaktan başka çıkış yolu yok. Gerekirse görüşmelerin yapıldığı yere topluca gitmek lazım. Yani işçiler olarak olaya el koymaktan başka çare kalmadı gibi geliyor bana. Bütün işçi arkadaşları buradan selamlıyorum.

ÖNCEKİ HABER

Sınıfsal dayanışmanın adımları

SONRAKİ HABER

Emek olmadan para hiçtir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa