15 Aralık 2014 01:00

Değişen dengeler evcilleşen Katar

Geçen hafta yaşanan önemli gelişmelerinden biri Körfez İşbirliği Konseyi’nin (KİK) 6 üyesinin Mısır Körfez Ülkeleri’nin ve uluslararası güçlerin “evcilleştirme” sürecine sistematik olarak maruz kalan Katar, Körfez Konseyi’nin ‘en kısa zirvesi’nde “Mısır’a ve Cumhurbaşkanı Sisi’ye tam destek” kararının altına imza attı. Katar’ın, Müslüman Kardeşlere siyasi ve maddi olarak desteğini tamamen çekeceğini ve “tamamen veya kısmi olarak Türkiye’den ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan ayrılacağı” öne sürülüyor.

Değişen dengeler evcilleşen Katar

Ali KARATAŞ
Yusuf ERTAŞ

Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi’nin ‘Siyasi yol haritası’na ve Kahire yönetimine tam destek kararı alması oldu. Gözlemciler, Körfez ülkeleri tarafından atılan bu adımı sadece Mısır’ın Arap coğrafyasındaki ağırlığını arttırmakla kalmayacak aynı zamanda Müslüman Kardeşleri de hayli sıkıştıracak bir adım olarak değerlendiriyor.

Körfez ülkelerinin ve uluslararası güçlerin “evcilleştirme” sürecine sistematik olarak maruz kalan Katar, Körfez Konseyi’nin ‘en kısa zirvesi’nde “Mısır’a ve Cumhurbaşkanı Sisi’ye tam destek” kararının altına imza attı. Salı günü gerçekleşen Körfez İşbirliği Konseyi toplantısının, Guinness rekorlar kitabına konseyin “en kısa zirvesi” olarak gireceğini belirten Abdulbari Atwan, “Tarihin en kısa Körfez Zirvesi, Katar’ı Mısır’ın kucağına yeniden oturttu ve Sisi ile çıkar birliğini onayladı” yorumunu yaptı. Katar’ın Sisi’yi desteklemesi, birçok noktada taahhütleri yerine getirmesine yol açan ve kendisine yönelen sonuçlar doğuracağına dikkat çeken Atwan, Katar’ın, Müslüman Kardeşlere siyasi ve maddi olarak desteğini tamamen çekeceğini ve “tamamen veya kısmi olarak Türkiye’den ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan ayrılacağını” öne sürdü.

Mısır’daki askeri darbenin ardından darbeyi destekleyen Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn ile Müslüman Kardeşler’i ve devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi destekleyen Katar arasında anlaşmazlık patlak verdi. Söz konusu üç ülke, 5 Mart 2014’te Katar’ın ‘içişlerine müdahale etmesini’ gerekçe göstererek büyükelçilerini Doha’dan çekmişti. Geçtiğimiz ay Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da gerçekleşen Körfez İşbirliği Konferansı toplantısında elçilerin Doha’ya geri gönderilmesi kararı alındı.

EN NAHDA’DA İSTİFA VE ÇATLAK

Öte yandan dört yıl aradan sonra Tunus’ta yapılan ilk Parlamento ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde peş peşe yenilgi yaşayan Müslüman Kardeşlerin Tunus kolu en Nahda Hareketi ciddi bir bölünme ve istifa dalgasıyla karşı karşıya. Londra merkezli al Arab gazetesi, Jabali’nin istifasının en Nahda’nın içindeki bölünmenin önünü açtığını yazdı. Gazete, Tunus Müslüman Kardeşler örgütünün eski Genel Sekreterleri Hamdi Jebali’nin istifasının ardından kendi içinde istifa ve ayrılık dalgasına tanık olduğunu aktardı. Attounissia.com.tn haber sitesi de en Nahda Şura Konseyi üyesi Hadi Berik’in, hareket içindeki otoriter eğilimin hesabının verilmesi gerektiğini söylediğini yazdı.

HALK CEPHESİ MARZUKİ’YE DUR DİYECEK

26 Ekim’de yapılan Parlamento seçimlerinde 16 milletvekili çıkaran Halk Cephesi, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda üyelerine Kartaca Sarayı’nın yolunu Marzuki’ye kapatmaları çağrısında bulundu. 23 Kasım’da yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda Nida Tunus Partisi Adayı Essebsi birinci, en Nahda’nın adayı mevcut Cumhurbaşkanı Marzuki ikinci ve Halk Cephesi’nin adayı Hamma Hammami üçüncü olmuştu. Middle East, “Halk Cephesi’nin Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci aşamasında ‘En Nahda ve müttefiklerinin adayı Marzuki’nin yeniden başkan olmasını engellemek için’ yaptığı çağrı Nida Tunus’un adayı Beci Kaid Essebsi için Kartaca Sarayı’nın yolunu açıyor” yorumunu yaptı. Halk Cephesi’nin kilit konumda olduğuna dikkat çeken uzmanlar ve siyasiler Halk Cephesi’nin duruşunun sadece Marzuki’nin şansını azaltmayacağı aynı zamanda Nida Tunus Partisi adayı Essebsi’nin şansını arttıracağı görüşünde. Tunus’ta ikinci tur Cumhurbaşkanlığı seçimi 21 Aralıkta yapılacak.


LİBYA’DA YENİ İSLAMCI KOALİSYON KURULDU

Al Akhbar

Doğu Libya kenti Derna’daki İslamcı milisler hükümet yanlısı güçler tarafından gerçekleştirilecek bir saldırı öncesinde yeni bir koalisyon oluşturduklarını söylediler.

Yeni kurulan Mücahidin Şura Konseyi adına yapılan açıklamada, “Herkes Bingazi’de neler yaşandığını gördü; Haftar destekçilerinin suçlu elleri ile gerçekleşen felaket, kurumların tahrip edilmesi, evlerin yıkılması ve cami ve üniversitelerin yakılması” diye yazıldı.

Halife Haftar ve uluslararası olarak tanınan Başbakan Abdullah Essani’ye sadık güçler, Trablus’un tam kontrolünü ele geçirmek ve Bingazi’yi İslamcı milislerden temizlemek için savaşıyorlar. Haftar, Libya’nın ana kentlerinden İslamcı milisleri çıkaracağına söz verdi. Uluslararası camia tarafından tanınan Temsilciler Meclisi, Haftar’ın cihatçılara karşı yapacağı operasyonu desteklediğini açıkladı.
Cumartesi günü Libya’nın uluslararası kabul görmüş hükümetine sadık güçleri, rakip güçlerin tesislere doğru ilerleyişlerini durdurmak için Ras Lanuf ve El Sidar petrol limanları yakınlarındaki hedeflere yönelik bir hava saldırısı gerçekleştirdiler. Bir yetkili, günlük ihracatın 300 bin varilden daha fazlasını bulunduran Libya’nın iki büyük petrol limanında işlerin normal olduğunu söyledi.

Trablus’tan yayın yapan Naba Televizyonu, Fecr Libya (Libya Şafağı) adı verilen bir grubun Ağustos’ta başkenti ele geçirmesinden beri Trablus’a yerleşen rakip meclis Genel Ulusal Kongresi tarafından görevlendirildiği söylenen bir kuvvetin limanları almak için bir saldırı başlattığını aktardı.

Uluslararası Af Örgütü Ekim ayında yaptığı bir açılamada, her iki tarafın da tutuklulara işkence ve sivillerin hedef alınması dâhil savaş suçu işlediklerini açıklamıştı.

Geçen hafta, hükümet yanlısı güçler batı Libya’da sahil kenti Zuara’ya gerçekleştirdikleri bir hava saldırısı esnasında beşi Afrikalı göçmen işçiler olmak üzere yedi kişi öldürüldü.

2011 ayaklanmasından bu yana Libya derin bir krize sürüklendi. BM’nin şiddete son verilmesi için görüşmelerin başlatılması yönündeki çabalarına rağmen ülke rakip hükümetler, parlamentolar ve güçlü milisler tarafından parçalandı.

Analistler, Derna’daki bir dizi grubun IŞİD’e bağlılığını ilan ettiğin ancak ne kadar destek sunduklarının belirsizliğini koruduğunu söylüyor.


KATAR’DAN SİSİ’YE TAM DESTEK        

Abdulbari ATWAN
 Rai al yavm

Tarihinin en kısa Körfez Zirvesi, Katar’ı Mısır’ın kucağına yeniden oturttu ve Sisi ile çıkar birliğini onayladı. Bu İhvan’la “geri dönülmez bir boşanma”, el Cezire’nin yayın politikasının değişmesi ve Erdoğan’la müttefikliğin son bulması anlamına mı gelir?

Salı günü gerçekleşen Körfez İşbirliği Konseyi toplantısı, Guinness rekorlar kitabına konseyin “en kısa zirvesi” olarak girecek. Zirve iki saat bile sürmedi. Üç tane ana konuşma ile sınırlı kaldı. Birincisi zirvenin lideri ve ev sahibi Şeyh Tamim Bin Hamad Essani, ikincisi bir önceki zirvenin lideri Kuveyt Emiri Şeyh Sabah el Ahmed, üçüncüsü konseyin genel sekreteri Abdullahtif el Ziyani. Lakin Arap ülkeleri veya Körfez ülkeleri bakımından zirvenin değeri sadece gerçekleştirilme zamanı ile sınırlı değil. Zirvede katılımcı ülkelerin gündemleri ve siyasi pozisyonları üzerinde etkisi büyük olacak önemli kararlar açıklandı. Konseyin liderlerinin sonuç bildirgesinde; “Mısır’a ve Cumhurbaşkanı Sisi’ye tam destek Mısır’ı istikrara ve zenginliğe ulaştırır”  açıklaması nedeniyle, Doha toplantısı ve sonuçları bir “istisnadır” demek mümkündür. Herhangi bir kelime oyunu olmadan açıkça söylemek gerekirse; Körfez ülkeleri arasında ayrılıkları ortaya çıkaran ana engel kaldırılmıştır. Katar devleti bütün uzlaşma şartlarının temsilcisi olmuştur ve Körfez filosuna dönme kararı almıştır.  

Katar’ın, Sisi’yi ve “yol haritası” ile ifadesini bulan siyasi programını desteklemesi, istikrarı ve refahı için hükümeti ve halkı ile Mısır’ı desteklemesi anlamına gelmekte ve birçok noktada taahhütleri yerine getirmesine yol açan, kendisine yönelen sonuçlar doğurmaktadır.

Birincisi; Katar, Müslüman Kardeşler’e siyasi ve maddi olarak desteğini tamamen çekecektir. İslam Âlimler Birliği Başkanı Yusuf  Kardavi ile birinci ve ikinci derecedeki kadroları Doha’dan gidecek veya Mısır iktidarına karşı olan siyasi aktivitelerinde adım atmaları engellenecektir.

İkincisi; el Cezire kanalının kapsama alanı ve Mısır dosyası konusundaki tutumu ve Sisi ve hükümetine yönelik hücumları radikal bir değişime uğrayacaktır.

Üçüncüsü; ekonomik yardımda bulunma veya Mısır hazinesine verilecek yardımların hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesi meselesi. Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdülaziz’in, Sisi Cumhurbaşkanlığını kazandıktan sonra resmi olarak çağrıcısı olduğu ve “ Mısır’a ekonomik yardımda bulunmayan bizden değildir” dediği konferansın gerçekleştirilmesi çağrısında bulundu. Katar Muhammed Mursi’nin cumhurbaşkanlığı döneminde Mısır’a on milyar dolar civarında maddi yardımda bulunmuştu.

Dördüncüsü; Katar’ın tamamen veya kısmi olarak Türkiye’den ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan ayrılması. Özellikle Mısır ve Libya dosyasında ve Esad rejiminin devrilmesi merkezli politikadan... İki ülke Mısır’da İhvan’ı destekledi. İki ülke yine parlamentoya ve Hafter güçlerine karşı Libya’da İslami grupları özellikle Fecr Libya (Libya şafağı) grubunun yanında yer aldı.
Doha çeyrek yüz yıldır sürprizlerin kaynağı oldu. Körfez İşbirliği Konseyinin sonuç bildirgesi aynı şekilde sürprizle sonuçlandı.  Lakin ters yönde bir yönelimle.

Katar, Arapların, Körfez Ülkeleri’nin ve uluslararası güçlerin evcilleştirme sürecine sistematik olarak maruz kaldı ve en nihayetinde neticesini verdi. Lakin bu değişim uzun mu sürecek, kısa mı?


TUNUS ESKİ BAŞBAKANI ENAHDA’DAN İSTİFA ETTİ

Middle East

Tunus eski Başbakanı ve en Nahda genel sekreteri Hamdi Jebali, Perşembe günü kendi facebook sayfasında artık politikaları ile mutabık olmadığından partisinden istifa ettiğini açıkladı.

Şimdi kendini en Nahda’dan ayrı gören Jebali, “zulme ve yolsuzluğa” karşı “özgürlük ve adalet” adıyla 1970’lerin başlarında harekete katıldığını söyledi. Arap Baharı’nın fitilini ateşleyen 2011 devrimi ile devrilen Zeynel Abidin bin Ali rejimi altında cezaevinde uzun yılar geçirdi. Jebali, Tunus’un özellikle “zulüm ve yolsuzluğa” bir dönüşün tehdidi altında olarak şimdi “büyük zorluklarla” karşı karşıya olduğunu söyledi. “Ben barışçıl devrimin zaferini gerçekleştirmeye istekli aktivitlerin arasında olmayı seçtim. Kendimi artık en Nahda’nın politikaları ile aynı noktada olmadığımı gördüm” dedi.
Ekim ayında yapılan parlamento seçimlerinde, en Nahda, Nida Tunus Partisi tarafından yenilgiye uğratıldı. Seçimde aldığı yenilgi üzerine ikinci turu 21 Aralık’ta yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday çıkarmama kararı aldı.  

Jebali, en Nahda’nın kazandığı ülkenin ilk serbest seçimlerinden sonra Aralık 2011’de Başbakan oldu. Şubat 2013’te tanınmış muhalefet lideri Şükrü Belaid’in öldürülmesinin ardından patlak veren siyasi kriz esnasında istifa etti.

Evrensel'i Takip Et