10 Aralık 2014 01:00

İş cinayetlerini ancak örgütlü bir sınıf önleyebilir

Haber-İş Sendikası Avrupa Yakası Şubesi işyeri temsilcileri maden faciasında hayatını kaybeden işçi aileleri ile dayanışma ve yardımlaşma amacıyla geçen hafta Ermenek’teydi. 4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nde gerçekleşen ziyaret ve dayanışma ile ilgili Ermenek’e giden işçilerle görüştük. Ermenek’te “ölümün soğukluğu’ ile karşılaştıklarını söyleyen haber işçileri, madende hayatını kaybeden işçi ailelerinin evlerini gördüklerinde neden bu koşullarda çalışmak zorunda kaldıklarını daha iyi anladıklarını ifade ettiler.

Paylaş

Olcay ÖZAK
İstanbul

Haber-İş Sendikası Avrupa Yakası Şubesi işyeri temsilcileri maden faciasında hayatını kaybeden işçi aileleri ile dayanışma ve yardımlaşma amacıyla geçen hafta Ermenek’teydi. 4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nde gerçekleşen ziyaret ve dayanışma ile ilgili Ermenek’e giden işçilerle görüştük. Ermenek’te “ölümün soğukluğu’ ile karşılaştıklarını söyleyen haber işçileri, madende hayatını kaybeden işçi ailelerinin evlerini gördüklerinde neden bu koşullarda çalışmak zorunda kaldıklarını daha iyi anladıklarını ifade ettiler. İş cinayetlerinin önlenmesi için devletin gerekli düzenlemeleri yapmasını isteyen Haber-İş İşyeri Temsilcileri, “İş cinayetlerini ancak örgütlü bir işçi sınıfı ve onların örgütleri olan sendikalar önleyebilir, yasaları uygulatabilir” diyor.

İş cinayetlerinin en önemli sebebi önlem alınmaması. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Fedai Aydın (Gayrettepe Telekom İşyeri Baştemsilcisi): Aşırı kar hırsının olduğu, insan hayatının değersiz paranın değerli görüldüğü bir sistemde yaşıyoruz. Emek hırsızlığı yapılarak insan hayatı hiçe sayılıyor.

Sizce ne yapılırsa bu iş kazalarının önüne geçilebilir?
Fedai Aydın: Kesinlikle denetim yapılmalı ve denetimler kanuna uygun olmalı. Şöyle ki hiçbir kurumda, çalışan insanlar kendi kendini denetleyemez. Özerk denetleme kurumları oluşturulmalı. Bu denetleme kurumlarının içinde sendikalar ve işçilerin seçeceği temsilciler, sağlıkçılardan ve mühendislerden uzmanlar olmalı. Denetimlerde iş güvenliği açısından yetersiz bulunan işletmeler ya kapatılıp ruhsatları iptal edilmeli veya daha caydırıcı cezai işletmeler yapılmalı.

Bu tür yaptırımlar söz konusu olduğunda da patronlar işletmeyi kapatmakla, işçileri işsiz bırakmakla tehdit ediyor, Soma’daki gibi. Bu nasıl önlenecek sizce?
Fedai Aydın: Özelleştirmelerin sonucu olaylar bu noktaya geldi. Devlet bu kurumları kamulaştırmalı. Taşeron çalıştırmayı yasaklamalı. Sendikalar da örgütlenmeye daha fazla güç vermeli. Aksi takdirde ne işçiler ne sendikalar ne de Türkiye bu işten karlı çıkacak.

Numan  Akbaş (Tekindağ Telekom İşyeri Baştemsilcisi): Devlet iş güvenliğinde yaşanan eksiklikleri gidermediği sürece bu kazalar devam edecek. Taşeronlaştırma tüm işkollarında kaldırılsın. Türk-İş, Hak-İş ve DİSK’in bu iş güvenliği kurullarının oluşması için güç birliği yapması lazım. Sendikal bürokrasi önemli bir sorun. Sendika bürokratları kendi gündemlerinin etrafında işçilere havanda su dövdürüyorlar. İşçilerin yaşadıkları asıl sorunlar gündem olmuyor.

İbrahim Ballıkaya (Eminönü Telekom İşyeri Baştemsilcisi): Taşeron çalışma sendikalaşmanın ve örgütlenmenin önündeki en büyük engel. Sendikalar örgütlenme konusuna özel önem vermeli;örgütsüzlük yeni iş cinayetlerine davet çıkarıyor. Yasaların olması da önemli değil, uygulanmadıktan sonra... Bu iş cinayetlerini ancak örgütlü bir işçi sınıfı ve onların örgütleri olan sendikalar önleyebilir, yasaları uygulatabilir. Yoksa dün Soma‘da, bugün Ermenek’te veya hemen her gün memleketin bir yerinde birer beşer ölmeye devam edecek işçiler.

BU, BÜTÜN İŞÇİLERİN MESELESİDİR

Aslı Arıcı (Haber-İş İstanbul 1 No’lu Şube Mali Sekreteri): Yaşanan iş cinayetlerini şube temsilciler kurulunda konuşurken Şube Başkanımız maddi yardımda bulunmayı önerdi, temsilci arkadaşlarımız da kabul etti. Her temsilci kendi müdürlüğünde veya bulunduğu birimde bunun çalışmasını yaptı. Yardımların Ermenek’e ulaştırılması safhasında da gönüllülük esası ile arkadaşları ayarladık. Bizim amacımız işçi arkadaşlarımızı ve ailelerinin acısını paylaşmak, yalnız olmadıkları duygusunu onlara hissettirebilmekti. Sanırım bunu başardık da... Biz de değişik duygularla geri döndük. İşçilerin birbirleriyle dayanışma içerisinde olması gerektiğini düşünüyoruz. Nerede olur isek olalım, ister Ermenek’te, ister İstanbul’da, ister ise Tekirdağ’da, Antep’te veya Kayseri’de, hiç fark etmez. Bu mesele bütün işçi sınıfın meselesidir.

ÖNCEKİ HABER

Çalışma Bakanlığı neden bizi görmüyor?

SONRAKİ HABER

Kaderimizi biz işçiler tayin edelim

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...