06 Aralık 2014 13:25

elden ele büyüyen bir kız kardeşlik öyküsü

Kobanê’ye Kız Kardeşlik Köprüsü kampanyasının Esenyalı ayağı çok güzel buluşmalara, pek çok güzel kadın hikayesinin hayat bulmasına da vesile oluyor. Kampanyayı yürüten kadınlar meramlarını anlatabilmek için bir bildiri kaleme aldılar, okul önlerinde, sokakta, çarşıda, pazarda, işçi kadınların servis duraklarında dağıttılar. Kadınlar onlara ulaşabilsinler diye de telefon numaraları yazdılar bu bildirilerin üzerine. Bir pazaryeri dağıtımı sonrası Arzu Demirci bu numaradan kadınlara ulaşarak “ben de destek olmak istiyorum, ne yapabilirim” diye sorar. Bir işçi durağı dağıtımı sonrası Tuzla Sanayi bölgesinde bir fabrikada kadın işçilere ulaşır bildiri. Onlar da o numarayı ararlar… Gerisini onlardan dinleyelim:

Paylaş

BİR ŞEYLERİN DEĞİŞTİĞİNİ GÖRMEK NE GÜZEL

“Pazarda kadınlar elime bir bildiri verdiler, o an bakamadım bile. Pazar çantamın içine attım. Eve geldikten saatler sonra ‘neydi bu’ diye bir baktım, okumaya başladıkça çok duygulandım. Açıkçası Kobanê’yi biliyordum ama çok gündemimde değildi. Haberlerde rastlarsam öyle bir bakıyordum. Üzülüyordum, üzülmemle kalıyordum. Bildiriyi okuduğumda televizyonda haber kanalı aramaya başladım. IŞİD’in yeniden bir yerleri bombaladığını gördüm. Sonra başka bir kanalda kampları gösterdiler, o ara kendi çocuklarıma uzun uzun baktım, benim çocuklarım olsaydı ne yapardım diye. O an yapmam gerekeni yaptım, bildirinin üzerindeki telefon numarasını aradım. Evime davet ettim telefonu açan kadın arkadaşı. Kimdir nedir tanımıyorum ama olsun, ‘Esenyalı’dan Kobanê’ye Kız Kardeşlik Köprüsü kuruyoruz’ cümlesi beni çok etkiledi. Eşimle paylaştım ‘biz de yaparız bir şeyler’ dedi. Peşinden ‘hemen her şeyin içine girme, çocuklar küçük’ diye biraz da azarladı beni. Sabah oldu, beklediğim misafirim geldi, hem kahvaltı yaptık hem sohbete başladık. Gelen arkadaş derneğin başkanıydı. Bana neden bu kampanyaya ihtiyaç duyduklarını anlattı, bizlerden ne beklediklerini söyledi. ‘Bu kampanyayla biz sadece yardım toplamayacağız, savaşa karşı çıkacağız’ diye anlatırken benim aklıma mahallede bir yürüyüş yapalım önerisi geldi. Bu kampanyayı daha fazla duyururuz, hem de savaş istemediğimizi haykırırız dedim. O da bu önerimi çok güzel buldu, ‘neden olmasın zaten toplanan yardımları dernek olarak biz götüreceğiz, üstelik yalnız değiliz’ dedi. Gülsuyu Gülensu Kadın Dayanışma Evi ve Kartallı kadınlar da bu çalışmayı yürütüyormuş. Kadınlar Suruç’a gidecekmiş. Ben de çok isterim gitmeyi ama üç tane çocuğum var, bırakacak yer yok.
Bu sohbete komşularımı da çağırdım. Onlar da ne konuştuğumuzu duysun, belki onlar da katılırlar diye. Ben pek umutlu değildim ama hiç ummadığım şekilde geçti. Komşum Fatma çok duyarsız yaklaştı, neredeyse bana ne demeye getirdi. Dernekten gelen kadın arkadaş onunla başka bir iletişim kurdu, neler yapıyorsun, nasıl yaşıyorsun, sen ne iş yapıyorsun, eşin çocukların diye soruları peş peşe dizdi. O da anlatmaya başladı. ‘Eşim fabrikada çalışıyor, asgari ücret alıyor, ben çocuklardan dolayı çalışamıyorum. Evimiz kira, çok zor geçiniyoruz. Kendi sorunlarımızla uğraştığım için başkalarının sorunlarıyla ilgilenmiyorum’ dedi. Sonra konuştukça Fatma’nın da duyarlılığını kazandık, çünkü sohbet sırasında ‘ben de çok şiddet görüyorum, tabi ki isterim kadınlar birlik olsun her türlü şiddete karşı çıksın ama buna pek inanmıyorum. Ben elimden geleni yapacağım yine de bir katkım olursa ne mutlu bana. Sonuçta ben de IŞİD’e karşıyım. Allah onların belasını versin’ dedi. Ben de gülerek atladım lafa; ‘onlara belasını biz kadınlar vereceğiz’ dedim. Sohbetimizi bitirirken diğer bir komşum ‘ben de evime beklerim, arkadaşlarımı çağırırım. Benim evimde toplantı yaparız, o güne kadar bir şeyler de toplarız’ dedi. Bir şeyler yapmaya başlamış olmak gerçekten çok heyecan verici. Çok umutluyum bir şeylerin değiştiğini görmek çok güzel.”
Arzu DEMİRCİ/ Esenyalı- İSTANBUL

TUZLA ORGANİZE SANAYİ İŞÇİSİ KADINLAR:
Ücretlerimizden ayırıp Kobanê’ye göndereceğiz

Merhaba Ekmek ve Gül okurları. Ben Tuzla Sanayi’de bir fabrika işçisiyim, 25 yaşındayım, yaklaşık üç yıldır aynı fabrikada çalışıyorum. 120 kişinin çalıştığı fabrikanın yarısını oluşturan biz kadınlarız. Ben ambalaj bölümünde çalışıyorum ve erkeklerle aynı işi yapıyorum. Çalışma koşullarımız oldukça ağır, üç vardiya ve günde 8 saat çalışıyoruz. Kadın işçiler olarak gece çalışmasına karşı çıktık, sadece gündüz çalışmak istiyoruz dedik. Ustabaşlarıyla kavga ettik, talebimizi patrona iletmiyordu. Sonunda hepimiz toplanıp gittik ve şimdilik gece vardiyasına kalmıyoruz ama bu defa mesai saatlerimizi uzattılar.
Ben bir kadın işçi olarak hem kendi yaşadığımız sorunlar hem de savaş ortasında kalmış kadınların sorunlarının çok ayrı olduğunu düşünmüyorum. Bu nedenle çalıştığım fabrikada özellikle Kobanê’de yaşananları sürekli gündeme getiriyorum. Kadın arkadaşlarımla biz de bir şeyler yapalım, oradaki insanları bir nebze de olsa yaralarını saralım diye konuşuyorduk. Derken bir başka kadın arkadaşım cebinden bir bildiri çıkardı ve bana uzattı. “Senin oturduğun mahallede bir kadın derneği kampanya başlatmış. Biz de onlara ulaştıralım” dedi. Ben de o arada bildiriyi okudum, ‘evet bu bizim Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği’ dedim ve bildiriyi sesli okudum. 7-8 kişiydik ve herkes çok etkilendi. Bu meseleden uzak duran Kobanê’den konu açıldığında lafı değiştiren kadınların gözlerine yaşlar dolduğunu gördüm. Ben hemen bildirinin altındaki telefon numarasını aradım. Aradığım kadın arkadaş bize uzun uzun bilgi verdi ve bu kampanyanın sonunda da Suruç’a gideceklerini söyledi. Ben çok heyecanlandım. ‘Bize de haber verin, biz de gelmek istiyoruz’ dedim.
Şimdi fabrikada çalışan kadınlarla maaşlarımızı aldığımız gün para toplayıp çocuklar için bez almaya karar verdik. Bu kampanya çok değerli, daha şimdiden fabrikada birçok konuda fikir olarak ayrı düştüğüm kadınlarla bu konuda aynı fikirde olduk. Ve epey kadına bu kampanyayı anlattık. Karşı çıkanlar da oldu elbette, ama neticede onlar da kadın ve anne. Kadınların IŞİD tarafından satılmasına kim karşı çıkmaz ki? Bu kadın arkadaşlarımızı da yavaş yavaş ikna edeceğiz. Bildiride yazdığı gibi biz aslında bu kampanyayla sadece yardım toplamayacağız savaşa da karşı çıkacağız.
Tuzla Organize Sanayi Bölgesi’nden bir kadın işçi

ÖNCEKİ HABER

Güneşli günlere inancı sönmeyen bir kadının hikayesi

SONRAKİ HABER

Esenyali’dan Kobanê’ye Kiz Kardeşlik köprüsü büyüyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...