01 Aralık 2014 14:52

Arınç, seçim barajı tartışmasını değerlendirdi

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında açıklamalarda bulundu. Arınç, seçim barajı ile ilgili olarak, "Bizim böyle bir derdimiz, sıkıntı yok. Bu kriz anlamına da gelmez. Mahkeme ne karar verirse versin bunun gerekleri demokrasi içerisinde yerine getirilir. Hiçbirimiz bir endişe veya yarın ne olacak kaygısı içerisinde değiliz" dedi.

Paylaş

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın seçim barajı konusunda yaptığı açıklamalar ile mahkemenin hak ihlali var, derse ne olacağı ve bu durumun 2015 seçimlerine olası etkileri sorulan Arınç, şunları söyledi:

"Sayın Kılıç'ın kendisine atfen yaptığı bazı konuşmaların gazetelerde yer alması üzerine bir tartışma başlamıştı. Bugün bildiğim kadarıyla Anayasa Mahkemesi'nden Anayasa Mahkemesi'nin tüm üyelerini içine alan bir açıklama yapıldı. Bence gazetelerde Haşim Kılıç'a atfen yayınlanan haberlerden ziyade Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'ndan yapılan açıklamayı dikkate almamız lazım. Hukuk onu gerektirir. Anayasa Mahkemesi'nin kuruluş ve yapısıyla ilgili kanun onu gerektirir. Bu konuda önlerine gelen bir konuda kamuoyuna önceden herhangi bir bilgiyi sunmak imkanı yoktur. Gazetelerde yayınlanan haberler, gazeteciliktir. Onu da kınamıyorum. Önemli bir konuyu gazeteci aldığı habere istinaden bu şekilde yazmıştır. Bireysel başvuru hakkını 2010 referandumunda Türkiye için çok önemli bir demokratikleşme olarak gördük ve anayasaya evet oyu verdik. Hayır diyenler düşünsünler. Bu sorularınızın cevabını onlar vicdanlarında nasıl verirler onu bilemem. Önlerindeki bu konu çok hayati bir konudur. Biz hamdolsun barajları kendisi için dert etmeyen bir siyasi iktidarız. 13 yılda 9 tane imtihandan geçtik. Hepsinde birinci olduk. Bu barajı bir getirmedik. 15 aylık bir partiyken seçime giderken bu baraj anti demokratik, önümüzü kesiyor diye şikayet etmedik."

'BU, KRİZ ANLAMINA GELMEZ'
Başbakan Yardımcısı Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu konuyla ilgili olarak Türkiye'de Anayasa Mahkemesi'ne başvurular yapıldı 90'lı yıllarda. Bugünkü noktaya onların reddedilmesiyle geldik. Sonra 2004'lerde 2005'ler Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gidildi. 2008'de bir karar verildi. O da yüzde 10'luk barajın bütün partiler için geçerli olduğu hatta bağımsız adayların da bunu bilerek seçime katıldıkları yönünde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı olmadığı konusunda kararlar verildi. Biz muhalefet partilerine teklifte bulunduk. Gerçek düşüncenizi ifade edin bu baraj kalmalı mı, kalkmalı mı? Hiçbirisinden incir çekirdeğini dolduracak bir şey gelmedi. Bazı partiler baraj kalsın ki ben bütün oyları toplayayım hevesinde bazı partiler baraj kalksın ki ben de yüzde 2 bile alsam parlamentoya girelim derdinde. Anayasa Mahkemesi önündeki konuları mutlaka en iyi şekilde tartışacaktır. Bizim böyle bir derdimiz, sıkıntı yok. Bu kriz anlamına da gelmez. Mahkeme ne karar verirse versin bunun gerekleri demokrasi içerisinde yerine getirilir. Hiçbirimiz bir endişe veya yarın ne olacak kaygısı içerisinde değiliz."

'SÜRECİN SONUCA VARABİLMESİ İÇİN ŞART KOYDUĞUMUZ GELİŞMELERİN YAŞANMASI GEREKİYOR '

Çözüm süreci ile ilgili soru üzerine Arınç, "Bu ülkenin başbakanı 3 aydan beri bir tek şey söylüyor; 'Kamu düzenine, kamu güvenliğine zarar verecek hiçbir şeyi mazur göremeyiz' diyor. Karşı taraf bu konuda evet diyor mu açıkça? Türkiye'de kamu güvenliğini bozanların artık bir daha bu taşkınlıkları yapmaması için üzerimize düşeni yapacağız diyor mu? Biz çok adımlar attı bugüne kadar. Ama 6-7 Ekim'den sonra atacağımız adımlar birilerinin ciddi ve dürüst olarak bir şeyler yapmasına bağlı. Bunun beklentisi içindeyiz. Süreç devam ediyor. Sürecin sonuca varabilmesi için de yine bizim şart koyduğumuz bazı gelişmelerin yaşanması gerekiyor" dedi. 

'ZİYARETLERDE ÖNEMLİ KONULARIN ELE ALINACAĞINI HEPİMİZ ÇOK İYİ BİLİYORUZ'

Konuşmasında cuma ve cumartesi günü Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Yunanistan'a ziyaret gerçekleştireceğini aktaran Arınç, "Beraberinde 10'a yakın bakan ile yüksek düzeyli stratejik ilişki kapsamında Yunanistan'ı ziyaret edecekler. Bu ziyaretlerde önemli konuların ele alınacağını hepimiz çok iyi biliyoruz. Önümüzdeki pazartesi ve salıda yani 8 ve 9 Aralık tarihlerinde Başbakanımız 2 günlük bir Polonya ziyareti gerçekleştirecek. Polonya ile diplomatik ilişkilerimizin 600. yıldönümünde toplantıların sonuncusunu ve geleneksel olarak hep iyi ilişkilerde bulunmuş iki ülke arasındaki bütün temel konuların görüşüleceği bir yurt dışı ziyareti yapılacak. Daha sonra da Irak başta olmak üzere başka ülkelerin de devlet ve hükümet başkanlarının Türkiye'yi ziyaretleri söz konusudur" ifadelerini kullandı.

UYUŞTURUCUYLA MÜCADELE, DAVUTOĞLU'NUN KATILACAĞI GÖSTERİYİ BEKLİYORMUŞ

Uyuşturucu ile mücadele kapsamında kurulan Narko TİM'lerin Başbakan Davutoğlu da katılacağı bir gösteriyle başlatılacağını söyleyen Arınç, "Kamuoyunda ilginç karşılandı Narko TİM'ler konusu. Narko TİM'lerin de ilk 8 vilayetimizdeki örnek çalışmasını başbakanımız önümüzdeki günlerde bir toplantıyla kendisinin de dahil olacağı bir gösteriyle başlatmayı düşünüyor. Yoksa şu anda bütün illerimizde görev yapacak arkadaşlarımız eğitildi. Adlarına mobil imkanlar temin edildi ve yapacakları görevler kendilerine iyi bir şekilde eğitim olarak verildi. Bir pilot uygulamasını başbakanımız kamuoyunun duyarlılığını göstermek bakımından bizzat kendisinin de katıldığı bir toplantıyla açıklamak istiyor" dedi. 

'ÇÖZÜM SÜRECİ DEDİĞİNİZ KONUNUN DÜRÜST BİR ZEMİNDE GİTMESİ LAZIM'

Çözüm süreci ile ilgili olarak müzakere taslağında ne olduğu sorulan Arınç, "Çözüm süreci dediğiniz konunun dürüst bir zeminde gitmesi lazım ve iyi niyetle gitmesi lazım. Hiçkimse buradan kendine şahsi bir pay çıkarmadan Türkiye'nin geleceğini düşünerek ve hükümetimizin gösterdiği istikamette bu konuyla kendisini ilgili gören herkesin katılımda bulunacağı bir süreç olarak görmesi lazım. Bildiğim kadarıyla 4 kişi gitti ve döndükten sonra bu mesajların ne olduğu konusunda bir açıklama yaptılar. Bu konuşulanları ilgili kurumlarımız değerlendirecek. Biz de muhtemelen her çarşamba yaptığımız gibi çözüm süreci ile ilgili bir çalışma yapıyoruz. Yarından sonra ilgili kurumlarımızın önümüze getirdiği analizlere bakarak bunların ne alama geldiğini, ne beklendiğini, ne istendiğini elbette söyleyeceğiz" açıklamasını yaptı. 

'ATACAĞIMIZ ADIMLAR BİRİLERİNİN DÜRÜST OLARAK BİR ŞEYLER YAPMASINA BAĞLI' 

Çözüm süreci kapsamında yürütülen sürecin müzakere süreci mi olduğu yoksa bu ifadenin maksatlı olarak mı kullanıldığı sorulan Arınç, "Öcalan başmüzakerecidir, diyen bir arkadaşımıza sert çıkmıştım da beni kınamıştınız. Tekrar soruyorsunuz. Müzakere süreci midir, şu mudur, diye. Bunların hepsi adım adım ve herkesin üzerine düşeni yaptığında konuşacağımız konulardır. Bu ülkenin başbakanı 3 aydan beri bir tek şey söylüyor; 'Kamu düzeni esastır. Kamu düzenine, kamu güvenliğine zarar verecek hiçbir şeyi mazur göremeyiz' diyor. Karşı taraf bu konuda evet diyor mu açıkça? Biz de gayret sarf edeceğiz diyor mu? Türkiye'de kamu güvenliğini bozanların artık bir daha bu taşkınlıkları yapmaması için üzerimize düşeni yapacağız diyor mu? Eğer bu konuda bir adım atılıyorsa sizin o sorduğunuz yol haritaları, müzakereler bunları hepsi sırayla gelir. Bunların hepsi temmuz ayında çıkardığımız kanun kapsamında rahatlıkla yapacağımız şeylerdir. Ama her maraton ilk adımla başlar. Biz çok adımlar attı bugüne kadar. Ama 6-7 Ekim'den sonra atacağımız adımlar birilerinin ciddi ve dürüst olarak bir şeyler yapmasına bağlı. Bunun beklentisi içindeyiz. Süreç devam ediyor. Sürecin sonuca varabilmesi için de yine bizim şart koyduğumuz bazı gelişmelerin yaşanması gerekiyor" diye konuştu. (ANKARA)

ÖNCEKİ HABER

AKP’nin IŞİD desteğine HDK’den tepki

SONRAKİ HABER

Eşyanın tarihi: Şemsiye

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa