14 Temmuz 2011 17:23

Boykot yasağına yanıt: Susmayacağız

İsrail parlamentosunun (Knesset) İsrail’e karşı Boykot, Yatırımların Geri Çekilmesi ve Yaptırımlar (BDS) kampanyasına desteği suç kabul eden, bu kampanyada veyahut İsrail’e veya herhangi bir kurumuna karşı diğer kısmi boykotta faal olan İsrailli kişi ve kurumları cezalandıran yeni bir yasa çıkarmasına ‘içeriden’ yanıt ge

Boykot yasağına yanıt: Susmayacağız
Paylaş

BDS Çağrısı’na İçeriden Destek grubunun açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Bizler, İsrail vatandaşları, Boycott! üyeleri, İsrail uluslararası hukuka ve evrensel insan hakları ilkelerine uyana kadar İsrail’e karşı Boykot, Yatırımların Geri Çekilmesi ve Yaptırımlar (BDS) Çağrısı’na olan destek ve teşvikimizi bu vesileyle yineliyoruz. Bizim ve ortaklarımızın faaliyetlerini cezalandırmayı amaçlayan, ifade ve siyasi örgütlenme özgürlüğünü zedeleyen ve daha da önemlisi İsrail vatandaşlarının devletin içler acısı politikalarını sindiremediği zaman vicdanlarının sesini dinlemelerini yasaklayan İsrail Knesset’inin bu yeni yasasına karşın bunu ilan ediyoruz.

Anti BDS yasası, BDS kampanyasının susturma amaçlı ilk girişim değildir. Yıllar boyunca İsrail, Filistinli liderleri, aktivistleri, sözcüleri ve örgütçüleri idari gözaltında ve hiçbir suçlama olmaksızın veyahut bazı zamanlar ‘tahrik’ ve ‘yasa dışı gösteriler’ düzenlemek gibi çeşitli insafsız suçlamalarla tutuklamıştır. 22 Eylül 2009’da 34 yaşındaki Muhammed Osman, Norveç Ekonomi Bakanı Halvorsen ile yaptığı bir toplantıdan işgal altındaki Batı Şeria’ya döndüğünde Allenby Kapısı’nda tutuklandı. O ayın başında Bakan Halvorsen, İsrail şirketi Elbit’ten ‘etik kaygılardan’ dolayı Norveç’in yatırımlarını geri çektiğini ilan etmişti. Osman, hukuk dışı bir idari gözaltı emriyle tutuklandı ve hiçbir suçlama ya da duruşma olmaksızın alıkonuldu ve 113 günlük tutukluluğunun çoğunu hücre hapsinde geçirdi. Siyasi aktivistlerin tutuklanması, Filistinli insan hakları savunucularına karşı neredeyse rutin bir uygulamadır.

Böylesi baskıcı uygulamalar gibi İsrail’e karşı bir boykot başlatan veya destekleyen İsrail vatandaşları veya sakinlerinin ödeyeceği ceza ve ‘tazminatı’ belirleyen yeni onaylanmış bu İsrail yasası da başarısız olmaya mahkumdur. Bu vesileyle Filistinli ve diğer Arap sivillere karşı sürekli şiddete ve ölümcül saldırılara başvurmasından dolayı İsrail’e hemen ve kapsamlı bir askeri ambargo uygulanması için yapılan en son Filistin çağrısını destekliyor ve savunuyoruz. TIAA-CREF’in İsrail işgalinden yatırımlarını geri çekmesini sağlamak için yürüttükleri kampanyada Jewish Voice for Peace (Barış İçin Yahudilerin Sesi) ile omuz omuzayız ve “İsrail’in Yasa Dışı A1 Tren Projesi’ni Raydan Çıkarın” kampanyası gibi yatırımların geri çekilmesine yönelik BDS ile bağlantılı öteki kampanyalarını da destekliyoruz.
Son olarak İsrail’de sahne almayı planlayan sanatçılara İsrail’in işgalinin, İsrail’in kendi Filistinli vatandaşlarına karşı kurumsallaşmış ayrımcılığının ve İsrail’in Filistinli mültecilerin geri dönüş ve tazminat hakkını reddetmesinin, Faithless’den Maxi Jazz’ın zamanında ifade ettiği gibi, ne uygun ne de normal olduğuna dair net bir mesaj vermeleri konusunda ısrarlıyız. Roxette, Ziggy Marley, Dream Theater, George Benson, Nino Katamadze, Paul Simon ve John Cale - bunu söylediğimiz için zulme uğrama riskimiz var - Filistin BDS çağrısına kulak verin ve İsrail’deki gösterilerinizi iptal edin!

Birzeit Üniversitesinin eski başkanı ve şimdilerde İsrail’e Akademik ve Kültürel Boykot İçin Filistin Kampanyası’nın Yürütme Komitesi üyesi olan Prof. Gabi Baramki ise, yeni yasaya tepkisini şu sözlerle ifade etti: “Boykot kanun teklifi, Knesset’in İsrail’in apartheidini, sömürgeciliğini ve Filistin halkına karşı diğer baskı biçimlerini yasallaştırmada on yıllardır oynadığı öncü rolün devamından başka bir şey değildir.” (DIŞ HABERLER)


FİLİSTİN BOYKOT KAMPANYASI: SİVİL DİRENİŞ SUÇLU İLAN EDİLİYOR

Filistin’deki siyasi partiler, sendikalar, STÖ ve kitle örgütlerinden oluşan en büyük Filistin sivil toplumu koalisyonu Filistin BDS Ulusal Komitesi’nin (BNC) koordinatörlerinden Hind Awwad, İsrail parlamentosunun aldığı karar ilişkin şunları söyledi: “İsrail, bir kez daha Filistin halkı üzerindeki apartheid, sömürgecilik ve işgal sistemine karşı sivil direnişi suçlu ilan etmek için zalimane tedbirler alıyor. Ancak İsrail, Gazze Şeridi’ndeki yasadışı ablukasını, zalim işgalini, Filistinli mültecilerin geri dönüş hakkını inkarını ve Filistinlilere karşı kurumsallaşmış ayrımcılık sistemini sürdürdükçe bunlar gibi baskıcı edimler sadece İsrail siyasi yaşamının demokratik olmayan ve baskıcı özünün yeni delili olacaktır ve vicdan sahibi daha çok insanı özgürlük, adalet ve eşitlik için olan küresel BDS hareketimize katılmaya motive edecektir.”
Awwad ayrıca şunları söyledi: “Bu yasanın birincil hedefi olan ve temel hakları olan düşündüklerini söyleme ve devletlerini uluslararası hukuka uyar hale getirmek için şiddete başvurmadan hareket etme hakkını kullandıkları için cezalandırılabilecek ve hatta hapse atılabilecek olan tüm ilkeli İsrailli vatandaşlar ve örgütler ile dayanışma içindeyiz.”

ÖNCEKİ HABER

Dün altın, bugün su

SONRAKİ HABER

Kentlere KHK darbesi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...