28 Kasım 2014 00:50

Gezici Festival bugün yola çıktı

Ankara Sinema Derneği ile Kültür ve Turizm Bakanlığının ortaklaşa düzenlediği Gezici Festival, 20’nci yaşını kutluyor bu yıl. Bugün başlayacak olan festival 4 Aralık’a kadar yoluna devam edecek. Ankara’daki sinemaseverlerle buluşacak festival daha sonra Eskişehir’e ve Sinop’a geçecek. Festival Sinop sonrası özel bir sebeple Kastamonu’ya da uğrayacak. Ankara Sinema Derneği Başkanı Ahmet Boyacıoğlu festivalin sürprizlerini, bu senenin konuğu Murathan Mungan’ın özel seçkisini, festival bölümlerini ve daha birçok şeyi Evrensel’le paylaştı.

Paylaş

Elif Ekin SALTIK
Ankara

20 yılı geride bıraktınız ve bu festivalle sinemaya büyük emekler verdiniz. 20 yılda Türkiye sinemasında neler değişti?
Çok şey değişti. Biz 1995’te yola çıktığımızda Türkiye’de üretilen film sayısı 10-15’ti. Amerikan filmlerinin çok ciddi bir baskısı vardı. Öyle ki biz ilk yıllarımızda filmlerimizi göstereceğimiz salon bile bulamıyorduk. Hiç unutmuyorum “Bir hafta değil bir seans bile vermem, onlar kim?” Bunu söyleyen dağıtım şirketleriydi. Ama 2000’li yıllardan itibaren bu iş değişti. Amerikalıların belini kırdık diyebilirim. Bunun birkaç tane nedeni var. 2000’li yılların başında Nuri Bilge Ceylan’ın Uzak filminin Cannes’da Jüri Özel Ödülü’nü alması, ardından Çağan Irmak’ın Babam ve Oğlum filminin 4 milyonun üzerinde bir izleyici kitlesine ulaşması; bu arada Kültür ve Turizm Bakanlığının 5224 sayılı Yasa ile Türkiye’de çekilen filmlere ciddi bir maddi kaynak sağlaması. 2004-2005 yılından itibaren sinemamız bambaşka bir yere geldi. Yüzün üzerinde film yapıyoruz. Hem uluslararası festivallerde büyük başarı elde ediyoruz hem de Türkiye filmlerinin gişedeki başarısı Avrupa’da bir numara. Geçen yıl yüzde 58’di. Son derece güçlü, kendinden emin, ne yaptığını bilen bir sinemaya sahibiz.

 Festival bu sene 20. yaşını kutluyor. 20. yıla özel sürprizleriniz olacak mı?
Bana göre bu yılki sürpriz dört beş gün evvel Kastamonu’dan aldığımız bir e-posta oldu. Kastamonu Üniversitesi İletişim Fakültesinden Yrd. Doç. Ersoy Soydan çok dokunaklı bir ileti göndermiş. Aynen şöyleydi: “Burası Kastamonu. Ilgaz Dağı’nın arkasında kaldığı için Ankara da unutmuş durumda. Tiyatro yok. Bir tane ekşın filmi gösteren sinema salonu var.

Ama 900 öğrencisi olan bir iletişim fakültesi var. 20 bin öğrenci var.” diye bir ileti. Şimdi Kastamonu bizim programımızda yoktu. Fakat o kadar hoş bir iletiydi ki, telefon ettik; Sinop dönüşünde geçerken uğrayacağız.

Normalde biz hangi kente gideceğimizi önceden belirleriz, orada da birtakım işlerin yapılması gereklidir. Duyuruların yapılması, salonun ayarlanması, afişlerin, katalogların önceden yollanması gibi… Ama ilk defa 20. yılımızda geçerken bir kente uğramayı düşünüyoruz. Sinop’tan çıkacağız erken bir saatte. Kastamonu zaten bir buçuk saat. Kastamonu’ya uğrayacağız. Bazı sürprizler de götüreceğiz; film olmayacak sadece. Sürprizleri de henüz düşünüyoruz. ‘Bir günlük geçerken uğradılar’ olacak

KURTİZ HEP ARAMIZDA

Bölümler arasında Tuncel Kurtiz klasiği de var değil mi?
Tuncel Kurtiz biliyorsunuz derneğimizin üyesiydi. Festivalimizin de çok yakından bir takipçisiydi. Geçen yıl da onun için 43 dakikalık çok hızlıca bir belgesel film yaptık; ‘Gezici Festivalin Yol Arkadaşı Tuncel Kurtiz’ diye. Bu yıl da onun 1978’de çekilmiş “E-5 Ölüm Yolu” diye bir belgeseli var, onu göstereceğiz. Aslında çok önemli bir belgesel. Avrupa’ya giden ya da Avrupa’dan dönen işçilerin anlatıldığı bir belgesel.

Tuncel Kurtiz’i anmak hem de onun adını yaşatmak için bu belgeseli göstermek istiyoruz.

1. DÜNYA SAVAŞININ 100. YILINDA OSMANLI’DA SİNEMA

Bu seneki festival bölümlerinde neler olacak, bilgi verir  misiniz?
Her yıl yaptığımız bölümler var. Dünya sinemasından bölümü var. Genelde dünyanın önemli festivallerinden gösterilmiş, ses getirmiş çoğu ülkesinin Oscar adayı olan filmler var. Türkiye 2014 yılında gene altı tane seçtiğimiz film var. Onun haricinde her sene için değişik özel bölümlerimiz oluyor. Murathan Mungan “Gerçeğe Açılan Üç Kapı” diye bir bölüm düzenliyor. Burada ‘Fotoğrafta ne görmek istiyoruz’, ‘Hangi hikayeye inanmak istiyoruz?’ ‘Ne duymak istiyoruz’ gibi sorular var. ‘Fotoğrafta ne görmek istiyoruz?’ bölümünde Michelangelo Antonioni’nin 1966’da yaptığı bir sinema klasiği olan Cinayeti Gördüm çok önemli bir film. ‘Ne duymak istiyoruz?’da Francis Ford Coppola’ya 1974 yılında yaptığı konuşma var. Ki bu iki film de Cannes’da Altın Palmiye almış filmler. ‘Hangi hikayeye inanmak istiyoruz?’ Rashomon var. Bu “Gerçeğe Açılan Üç Kapı” olarak özel bir bölüm olacak.

ÖNCEKİ HABER

Arjen Arî Şiir Yarışması ikinci yılında

SONRAKİ HABER

Mücadelenin önündeki engel tüzük müdür?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa