14 Temmuz 2011 08:36

Yeşil Yayla 6. kez ‘hayde’ diyecek

Karadeniz Bölgesi’nin alternatif festivali Yeşil Yayla Kültür, Sanat ve Çevre Festivali, bu yıl 28-31 Temmuz tarihleri arasında Artvin’in Arhavi ilçesinde bulunan üç köyde yapılacak. Gezici olarak hareket eden festivalin bu yılki teması, “İnek”. Festivalin Karadeniz Kadın Sahnesinde ise katılımcılar, Türkiye,

Yeşil Yayla 6. kez ‘hayde’ diyecek
Paylaş
Evrim Kepenek

EVLERİN BAŞ TACI İNEKLER, YEŞİL YAYLA’NIN TEMASI

“Altıncı yılımızdayız… 6. Yeşil Yayla Kültür, Sanat ve Çevre Festivali birinci yıl ilk hazırlık yılı sayarsak; yaklaşık 7 yıldır yoldayız. Gezici olarak hareket eden, her yıl farklı noktalarda, farklı temalarla etkinlikleri oluşturan bir festivaliz biz” diyerek festival hakkında bilgi aktaran Yeşil Yayla Kültür, Sanat ve Çevre Festivali Koordinatörü S. Refika Kadıoğlu, bu yılki temayı “inek” olarak belirlemelerinde en önemli etkeni ineklerin geleneksel hayvancılıkta önemli bir yer tutması ve ineklerin bir zamanlar her evin baş tacı olması olarak açıklıyor. Festivalde, ayran ve Laz böreği yapımı, kışa hazırlık ritüelleri, yaylacılık hikayeleri, inek isimlerinin coğrafya ve kültürlerle ilişkisi gibi sunumların yapılacağı bilgisini aktaran Kadıoğlu, Buster Keaton’ın “İneğim ve Ben” isimli filmin gösteriminin; Alper Maral’ın piyanosu eşliğinde bin metre yükseklikteki Potocur/Soğucak köyünde, eski bir köy okulunda olacağını söyledi.

GÜRCÜ, ERMENİ, LAZ, AZERBAYCANLI KADINLARIN SESİ YANKILANACAK

Her yıl Karadeniz Kadın Sahnesi başlıklı konserde dinleyicilerle buluşan Karadenizli kadın seslere bu yıl; Türkiye, Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan’dan gelen kadın sanatçılar da eşlik ediyor. Sahnenin, Türkiye ayağında Sumru Ağıryürüyen, Yerel Müzisyen Güler Topaloğlu ile bir düetle dinleyicilerin karşısında olacak. Farklı sanatçıları da dinleme şansı edinen bölge halkının da yoğun bir ilgisi ile karşılaştıklarını anlatan Kadıoğlu, “İnsanlarda köy festivalleri ruhunun canlandığını söyleyebiliriz. Herkes işin ucundan tutuyor ve Gola ekibiyle, bölgede yaşayanlar arasında tam bir noderi (imece) oluşuyor, diyebilirim. Hatta o yılı bitirmeden, gelecek yıl da bizim köyde çalışın, diye davetler alıyoruz. Tabi gene de; tam popüler olmadık” diyor ve, “Bu olumlu bir durum” diye belirtiyor.

‘FESTİVALİN SOMUT ÇIKTISI KÜLTÜREL ARŞİV’

Festivalin en büyük somut çıktısının dev bir kültürel arşiv olduğunu ifade eden Kadıoğlu, festivali düzenleyen Gola Kültür Sanat ve Ekoloji Derneğinin bölge hakkında coğrafi açıdan eşsiz bir görsel arşive sahip olduğunu söyledi. Festival sayesinde kırsal mimariye ilginin arttığını da söyleyen Kadıoğlu, “İnsanlar kendilerine ait dolma taş evleri; ne yapacaklarını bilmezken, şimdi restorasyonlar başlamış durumda. Az veya çok; herkes kendi imkanlarıyla evlerini kurtarmaya çalışıyor. Ve tabi ekolojik kavramlar. Bu yönde çok büyük değerlere sahip olduğunu da göstermiş oluyoruz aslında bölgede yaşayan insanlara. Lazca ile ilgili; farkındalıkların arttığını gözlemliyorum. Ana diline sahip çıkmanın düşündükleri kadar zor ve zararlı bir şey olmadığını fark ediyor insanlar. İş yerlerine, çocuklarına Lazca isimler veriyorlar. İlçelerde; Lazcayı yaşatma kaygısıyla dernekler kurulmaya başladı. Sadece Gola’nın katkısı olmasa da; özellikle bölgede yaşayan Lazlar açısından katkımız büyük” diyor.

DİYARBAKIR’DAN VE AMERİKA’DAN KATILIMCILAR GELİYOR

Doğu Karadeniz bölgesini insanlarıyla birlikte merak eden herkes festivale katılıyor. “Yaylalar, yeşil, horon ve lahanadan ayrı; insanları tanımaya meraklı kişiler festivale geliyor” diyen Kadıoğlu’na göre, festivale, Ekolojik duyarlılığa sahip, anlamaya ve tanımaya çalışan, Yeşil Yayla Festivali’nden ne alacağını bilen kişiler geliyor genelde. Festivalin konukları arasında, İsrail’den, Diyarbakır’dan, Amerika’dan, Nevşehir’den, İzmir’den, Belçika’dan çok sayıda kişi de var.

‘İNSANLARIN YERLERİNDEN GÖÇ ETMEMELERİ LAZIM’

Festival 28 Temmuz Perşembe günü, Kapistona (Güngören) köyünde, bir yürüyüşle başlayacak. 29 Temmuz Cuma günü ise Potocur (Soğucak) köyünde meraklıları için inek sağma imkanı etkinliği düzenlenecek. Festivalin son günü 30 Temmuzda ise, Pilarget (Balıklı) köyünde bir araya gelecek olan çok sayıda kişi teması inek olan açık hava sohbetlerine imza atacak. “Dünyada sürdürülebilir yaşam modelleri arasında çok önemli bir yere sahip olan Doğu Karadeniz bölgesi; kendi insanlarıyla güzel. Doğaya karşı saygılı, toprak kokan nesiller yaşamış binlerce yıldır bu coğrafyada. Dolayısıyla; doğanın en verimli kullanım şekillerini ve doğaya en büyük saygıyı yine onlar gösterebilirler” diyen Kadıoğlu, son olarak, “İnsanların yerlerinden göç etmemeleri lazım. Ve köylerine sahip çıkmaları, geri dönmeleri... Dünyadan deneyimlerle, yerel deneyimleri herkesin eşit olarak saygı gördüğü bir yerden söylüyor festival sözünü. .Bu söze sahip çıkmak lazım. Buyurun; Hayde festivale” diyerek, festivale katılım çağırısında bulundu. (İstanbul/DİHA)

ÖNCEKİ HABER

40 derecenin altında çalışıyorlar

SONRAKİ HABER

Direniş direniş sonuna kadar direniş

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa