Ülker işçilerini en iyi biz anlarız

Vedat YALVAÇ
İstanbul

Yoğun çalışama sürelerine ve sömürüye karşı hiçbir şey yapmadığını düşünen ve Öz Gıda-İş’ten ayrılarak DİSK/Gıda-İş’e geçtikleri için işten atılan Ülker işçilerin yaşadıklarının aynısı Nestle işçilerinin başına geldi. 20 yıla yakındır Öz Gıda-İş’in örgütlü olduğu Nestle’de, yıllar sonra sözleşme sürecine müdahale ederek komisyon kuran işçilerin 87’si listeye alındı. işçilerin 28’i ücretsiz izne gönderildi Sendikalarından hiçbir destek görmedikleri için sendika değiştirerek Tek Gıda-İş’e geçen 28 işçi işten atıldı. Sendikanın her dönem inisiyatif kullanarak hiçbir işçiye sormadan sözleşme imzaladığını söyleyen Nestle işçileri, “Öz Gıda-İş her yerde aynı Öz Gıda-İş” diyerek Ülker’de yaşanan süreci en iyi kendilerinin anladıklarını söylediler.

YILLARCA GÖZÜMÜZÜ BOYADI

2002 yılından beri Nestle’de çalışan Emrah Daştan, daha önceki sözleşmelerde Öz Gıda-İş’in yalnızca göz boyadığını belirterek, işçilerin artık patlama seviyesine geldiğini ve bu nedenle son sözleşmeye müdahale ettiklerini söyledi. 2000 ile 2005 yılları arasında Tek Gıda-İş ile Öz Gıda-İş arasında süren yetki tartışması nedeniyle sözleşme yapamayan işçiler buna rağmen yıllarca Öz Gıda-İş’e aidat vermeye devam etmiş. Bu süre zarfında çok büyük kayıplarının olduğunu belirten Daştan, “2006’dan sonra yetkili olan ve sözleşmeye oturan Öz Gıda-İş’ten kayıpların giderilmesini istedik. Ancak giderilmediği gibi kayıplarımız artmaya başladı. Sendikanın bu tutumundan güç alan patron, en son sözleşmede 1 ikramiyeyi geri alacağını söyleyerek pazarlığa başladı” diye konuştu.
Bu duruma daha fazla dayanamayan işçiler, bir komisyon kurarak kendi taslağını kendileri hazırlamaya başladı. Herkese tek tek sorularak hazırlanan taslakta her bir işçi farklı rakamlar istese de bütün işçiler net 235 TL zamda anlaştı. “Ben 400 TL’e zam istedim, başka arkadaşlarım 450-500 TL istedi. Çıkan rakam çoğumuzu tatmin etmese de ortak karar olduğu için saygı duyduk” diyen Daştan, “Net 235 TL zammı da kırmızı çizgimiz olarak belirledik” diye konuştu. Sendikacıları uzun baskılar sonunda Karacabey’de toplantı yapmaya ikna eden işçiler, bu toplantıda bu taslağı sundu. 400’e yakın işçinin katıldığı toplantıda işçilerin sendikaya “Bu bizim taslağımız. Eğer yine bizden habersiz inisiyatif alıp sözleşmeyi bu taslaktan bağımsız imzalarsan seni bu fabrikada barındırmayız” dediğini anlatan Daştan, burada öne çıkarak konuşma yapanların hepsinin 1 Temmuz’da işten çıkarıldığını söyledi.
İşçilerin net 235 TL zam talebine karşılık Nestle’nin net 110 TL zam dayattığını hatırlatan Daştan, sendikacıların buna çanak tuttuğunu ifade etti.

ÜLKER’DEKİ SORUNLARIN AYNISI

Ülker işçilerin en çok sorun yaşadığı ağır çalışma koşullarından kaynaklı olarak bel fıtığı ve benzeri mesleki hastalıkların çoğu burada da yaşanıyor. Keyfi olarak vardiya değişimlerinin yaşandığı belirten Tezel, “Yapılan ankete göre memnuniyet anketi en düşük çıkan Karacabey’deki Nestle fabrikası. Bunun üzerine göstermelik insan kaynakları direktörü gelerek bir toplantı yaptı. Onun dışında işçiyi dinleyen yok. 10 yıllık işçiyim, bırak sendikanın bizimle ilgilenmesini fabrikaya uğramıyordu bile” dedi.

En ufak meseleler için bile işçilerden savunma istendiğini belirten Ercüment Tezel, “Kaç yıldır kendisine hizmet veren işçisine dalga geçer gibi telefonla soruşturma açıyor. Biz yıllardır bu sendikaya aidat veriyoruz. Bu sorunlarımız için kılını bile kıpırdatmadı” diye konuştu. 28 kişinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine sendikadan avukat desteği isteyen işçilerin bu talebinin karşılanmaması, hiçbir yöneticinin gelmemesi üzerine sendika değiştirerek Tek Gıda-İş’e geçmişler.

DELEGE OLMAK İSTEDİ İŞTEN ATILDI

İşten atılan 28 işçi arasında yer alan Ercüment Tezel 10 yıllık işçi. Ancak o sözleşmeye müdahale ettiği için değil sendika seçimlerinde delege olmak istediği için işten çıkarılmış. Tezel şöyle revam etti: “Ben en son sözleşme toplantısında çok konuşmadım. Ocak ayında şube seçimleri yaklaşmıştı. Delegeler belirlenecek. Baktım bunlar ne ilan panosuna asıyorlar. Ne duyuruyorlar. Seçim olacak mı olmayacak mı hiç haberimiz yok. Ben de temsilciliğe giderek delege olacağımı söyledim. Temsilci de beni bulaştırma Şube Başkanı Yalçın Kaya’ya yazdır dedi. Sözleşme taslağı için hazırlanan komisyondaydım ve komisyonun bir toplantısında Yalçın Kaya’ya söyledim. Ben delege olacağım dedim. O iş bitti dedi. Nasıl bitti dedim. Delegeler seçildi bitti dedi. Nasıl bitiyor dedim. Ne ilan panosuna astınız, ne duyuru yapıldı, ne de başka bir şey. Neye göre belirlendi diye sordum.”

PATRON SENDİKA YÖNETİMİNİ KOLLADI

Tezel bu durumun kanuna aykırı olduğunu düşünerek ilçe seçim kuruluna diketçe vermiş. “İş yerimizde sendika delegelerinin belirlenmesinde şube başkanımız delegeleri kendi belirlemiştir. Her hangi ilan ve askı sürelerine uyulmamıştır” diyeren Tezel, dilekçeyi fabrikada işçi arkadaşları arasında dolaştırarak 1 saat içerisinde 257 imza toplamış. “Doğru düzgün imzayı dolaştıramadık” diyen Tezel, bunun nedenini şöyle açıkladı: “Çünkü 2. gün İstanbul’dan İnsan Kaynakları Direktörü ne için imza toplanıyor diyerek fabrikaya geldi.  Hemen başladılar insanları yukarı çağırıp savunma almaya. Ne ye imza attınız. İmza attığınız kağıtta ne yazıyordu. Beni de çağırdılar. Savunma istenen kağıtta greve gidileceği konusunda arkadaşlarınızı kışkırttığımız, kanunsuz grevlerin olacağı dedikodularını yaydığımız yazılıyordu. Savunma alındıktan sonra bu iş yüzünden 7 kişiye ihtar verildi.”
Kendisi de ihtar alan Tezel, “Biz sendika yönetimiz hakkında bir şey yaptık. Patron bunu yaparak Şube Başkanı Yalçın Kaya’yı ne kadar sevdiğini ve kolladığını açıkça göstermiş oldu” diye konuştu. Bu olayın Ocak ayında yaşandığını belirten Tezel, 1 Temmuz’da atılan 28 kişinin içine ihtar alan 7 kişinin de dahil edildiğini dile getirdi.

PATRONUN SENDİKA YÖNETİMİNİ KOLLADIĞININ BELGESİ

Nestle yönetimi sendika yönetimini kolladığını işçilere yolladığı tebligatta işten atma gerekçelerini sıralarken de göstermişti. O gerekçeler şöyle; “İşyerimizde bulunan ve örgütlü olan Öz Gıda-İş Sendikası ile 2014-2015 dönemi için başlatılan ve rekor zam ile sonuçlanan Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri sırasında negatif tutum ve davranışlarınız ile çalışanlarımızı etkilemeye çalıştığınız, sendika ve işyeri tekliflerinin dahi işçilere ulaşmasına engel olduğunuz, çalışanlarımızı işyerinde grev uygulamasına mutlaka geçilmesi yolunda yönlendirdiğiniz, idari izinli olduğunuz dönemde dahi işyerimizin otopark alanı önünde toplanarak çalışanlarımızı etkilemeye çalıştığınız, yazılı ve görsel medya ile sosyal medya da yine asılsız haberler çıkmasına sebep olduğunuz, çalışanlarımızın rapor almak suretiyle işe gelmemeleri yönünde etkilemeye çalıştığınız, sonuçta iş yerinde mevcut çalışma ve huzur ortamını bozucu davranışlar sergilediğiniz anlaşılmıştır.”

ÜLKER İŞÇİLERİNİN YANINDAYIZ

Ülker’de yaşananları kendi aralarında konuştuklarını belirten Daştan, “Gidip dayanışma da göstermek istiyoruz. Öz Gıda-İş’in yaptıklarını bir bir anlatmak istiyoruz. Bize yaptıklarını bilsinler ona göre güçlü olsunlar istiyoruz” diye konuştu. İşçilerin emekçilerin birlik olması gereken bir dönem olduğunu belirten Daştan, “Türkiye’de öğretmenin canı yanıyor, hemşirenin umurunda olmuyor. Böyle olmadığı içinde şuan da doktorunda, öğretmenin de, hemşirenin de canı yanıyor. Şimdi birlik olmak zorundayız” dedi. İşten çıkarıldıkları için ekonomik olarak sıkışık bir dönemde olduğunu belirten Tezel de, ekonomik koşulları ayarladıklarında Ülker işçilerini ziyarete gideceklerini dile getirdi.