13 Temmuz 2011 04:55

AYM, başkanın dahi katılmadığı kararı onayladı

Anayasa Mahkemesi, 2525 sayılı Soyadı Kanunu’nun yabancı ırk ve millet isimlerinin soyadı olarak kullanılamayacağına ilişkin hükmünün iptali istemini oy çokluğuyla reddetti. Yüksek mahkemenin 9 üyesinin aldığı ret karara, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ve 7 üye farklı gerekçelerle katılmadı.Tartışmalı

AYM, başkanın dahi katılmadığı kararı onayladı
Paylaş

Anayasa Mahkemesi, 2525 sayılı Soyadı Kanunu’nun yabancı ırk ve millet isimlerinin soyadı olarak kullanılamayacağına ilişkin hükmünün iptali istemini oy çokluğuyla reddetti. Yüksek mahkemenin 9 üyesinin aldığı ret karara, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ve 7 üye farklı gerekçelerle katılmadı.

Tartışmalı kararlarla gündeme gelen Anayasa Mahkemesi, yeni bir tartışmalı karara daha imza attı. Türkiye’de yaşayan diğer milletlerin ve ırkların kendi dilinden ad ve isim kullanmasına ilişkin Süryani Favlus Ay isimli yurttaş, ad ve soyadını kendi dilenden Paulus Bartuma olarak değiştirmek için dava açtı. Davacının Süryanice "Bartuma" kelimesini soyadı olarak kullanmak istemiyle açtığı davada, Midyat Asliye Hukuk Mahkemesi, Soyadı Kanunu’nun "Rütbe ve memuriyet, aşiret ve yabancı ırk ve millet isimleriyle umumi edeplere uygun olmayan veya iğrenç ve gülünç olan soyadları kullanılamaz" hükmünü içeren 3. maddesindeki "... yabancı ırk ve millet isimleriyle..." ibaresinin anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Anayasa Mahkemesi’nin iptal istemini oy çokluğuyla reddine ilişkin kararı Resmi Gazete’de yayımlandı.

Mahkeme’nin gerekçesinde, şunlar kaydedildi: "Bu işlevleri nedeniyle yasa koyucu, nüfus kayıtlarının düzenli tutulması, resmi belgelerde karışıklığın önlenmesi, soyun belirlenmesi, ailenin korunması, ulusal birliğin sağlanması, dil ve dil kimliğinin korunması gibi sebeplerle soyadı kullanımını yasal düzenlemelerle kural altına almaktadır. Kamu yararı ve kamu düzeni gerekleri uyarınca soyadı kullanımına yapılan bu müdahalede, Anayasa’ya uygun olmak koşuluyla yasa koyucunun takdir hakkının bulunduğu açıktır. Yasa koyucu kural ile birleştirici, bütünleştirici, çoğunluğun içinde azınlığın hak ve hürriyetlerinde ayrımcılık yapılmasını engelleyen, ulusal aidiyet ilkesi içinde anayasal birliktelik altında aynı topraklarda ve ortak atmosferde yaşayan vatandaşlar yönünden ulus kimliği ve dili altında toplanan bir dil kimliği anlayışı getirmiştir. Ulus bütünlüğünün algılanabilmesi ve aynı iklimde yaşayan insanların tasa ve kıvanç ortaklığı, koruma, kollama, yardımlaşma duygularının devamlılığı ve birbirlerine karşı yabancılaşmalarının önlenmesi nedeniyle yasa koyucunun bu alana müdahale yetkisi, kamu yararı ve kamu düzeni niteliğini içermekte ve takdir yetkisi içinde kalmaktadır." Gerekçede, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin de soyadı kullanımıyla ilgili başvuruları Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesinde yer alan "özel hayatın ve aile hayatının korunması" ilkesi kapsamında incelediği ve kararlarında "nüfusun eksiksiz olarak kaydedilmesi, kişisel kimlik saptaması veya belli bir ismi taşıyanların belli bir aile ile bağlantılarının kurulabilmesi gibi kamu yararının gerekleri uyarınca soyadı değiştirme imkanına yasal sınırlamalar getirilebileceği, ulusal yasa koyucunun bu sınırlamaları da kendi devletiyle ilgili tarihi ve siyasal yapısına bağlı kalarak seçmesinde takdir hakkının bulunduğunu" belirttiği kaydedildi.

Kuralın yeni alınacak soyadını yabancı ırk ve millet ismi olarak almak isteyen herkese ayrım gözetmeksizin uygulandığı belirtilen gerekçede, bu nedenle kuralın Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı yönü bulunmadığı kaydedildi.

MAHKEME BAŞKANI KARARA KATILMADI

Anayasa Mahkemesi’nin 8’e karşı 9 üyenin oyuyla verdiği kararda, çoğunluk görüşüne Mahkeme Başkanı Haşim Kılıç ile 7 üye katılmadı. Haşim Kılıç ve üye Engin Yıldırım’ın karşı oy gerekçesinde dil, din, etnik ve ırk farklılıklarının millet olmaya engel teşkil etmediği, "yabancı ırk ve millet isimleriyle" ibaresindeki "yabancı" kelimesinin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları arasında çoğunluğu oluşturanlardan farklı etnik ve/veya dini topluluklara mensup olanları ima edecek şekilde anlaşılmaması gerektiği kaydedildi.

Anayasanın 10. maddesine göre, herkesin kanun önünde eşit olduğu ve eşitlik ilkesinin bu ilkeden yararlananlar için temel bir hak sayıldığı belirtilen karşı oy gerekçesinde, "Yani eşit işlem görmeyi ya da ayrım gözetilmemesini isteme hakkı doğurmaktadır. 10. maddede belirtilen özellikler bakımından dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep bakımından ayırım yapan bir kanun anayasaya aykırı olacaktır" denildi. (Ankara/DİHA)

ÖNCEKİ HABER

İçişleri Bakanlığı'ndan JİTEM itirafı

SONRAKİ HABER

9. kattan düşen iki işçi yaşamını yitirdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...