06 Kasım 2014 02:00

Yaşlı Kitap’taki yalın ve derinlikli şiirler

“GÖL”, “Bir Yüzle Yürümenin Kitabı”, “Yer Gece Dinlenir”ve “Meydanda Kalalım/ Ortadoğu’ya Şiirler” gibi pek çok şiir kitabının yazarı olan Yavuz Özdem son şiirlerini “Yaşlı Kitap”ta topladı.

Paylaş

İsmail BİÇER
İstanbul

“GÖL”, “Bir Yüzle Yürümenin Kitabı”, “Yer Gece Dinlenir”ve “Meydanda Kalalım/ Ortadoğu’ya Şiirler” gibi pek çok şiir kitabının yazarı olan Yavuz Özdem son şiirlerini “Yaşlı Kitap”ta topladı.
Özdem, ustalardan ve genç şairlerden seçtiği örneklerden yola çıkarak, ‘biçim-biçem-imge’ gibi konularda ele aldığı değinileri, “Rüzgâr Odası” başlığı altında, Hürriyet Gösteri dergisinde -2009’dan beri yayımlanıyor. Ayrıca, 1992’de yayımlanmaya başlayan “Atika Şiir” ve 2005’te ilk sayısını veren “Şiirden Dergisi”nin yönetiminde de bulundu.
 “Yaşlı Kitap”; “Zamanlar-Mekanlar”, “Bir Sesi Denize Atmak”, “Havadisler”, “Gecenin Kıyısı”, “İpin Ağzı”, “Ölümün Kapısı” olmak üzere dört bölümden (toplam kırk dört şiirden) oluşuyor.
Yavuz Özdem, önceki şiir kitaplarında olduğu gibi, “Yaşlı Kitap”ta da yalın ve derinlikli anlatımı elden bırakmıyor. Dil, onun için “Bir uzlaşmalar bütünüdür.” Hayatla, dünyayla yüzleşmeyi dil üzerinden yapıyor. Dile bu yüzden çok önem veriyor; şiirin temel unsuru olarak görüyor. Şair Celal Soycan’a göre, Yavuz Özdem şiiri; “Bilgibilimsel (epistemoloji) ve dilsel (linguistik) düzeyde işleyen bir mekiktir.”

‘İMGELER OKURA KÖPRÜ OLUYOR’

Yavuz Özdem’in şiirlerinde, alçak gönüllü/naiflik hep kendini gösterir. Bunlardan biri olan “Yazı” başlıklı şiir, aynı zamanda bir yolculuk şiiri.
“Ben, yeni bir yere giderken/ çocukluğuma dönerim. Yazı/ bu. İkibinonsenesinin yirmiüç/ eylülünde Edirne’ye gittim./ Meriç Nehri’ni gördüm. Yazı/ gibi akıyordu./ Yoğunlaşamadım çocukluğumla./ Yazı değişti./ Dedim ki kendime:/ Sen bir nehre aşıksın,/ nehrin yazı gibi aşkına/ çırp elini/ günün mürekkebi saçılsın/ yazıya.// Rehber bellemek bir nehri/ Ferahlatır/ Yazı da.” (s. 28).
Kitapta yer alan bir başka şiir “Gizli Çiçek Kolonyası”, öykü diline çok yakın duruyor olsa da, şiir dilini, yer yer çarpıcı imgeleri; okuyucuyla çok rahatlıkla kurulabilecek köprüyü taşıyor. İzmir için, bir dipnot olarak da görülebilir.
“1960’lar İzmir’inde kolonya kokan evler varmış. / Elhamra Sinemasına giderken, yol üstünde./ İzmirli bir arkadaşım anlattı:/ Yedi-sekiz yaşlarındayken hep içerisini görmek istermiş/ bu kolonya kokan evlerin. İçeride boneli ablalar/ olduğunu, onların da konuklarına gizli çiçek kolonyası/ ikram ettiğini hayal edermiş. (s. 24)

ÖNCEKİ HABER

Mavi Marmara saldırısına takipsizlik

SONRAKİ HABER

Nekropolis Gezgini: Halil Turhanlı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa