03 Kasım 2014 16:00

Işığın yükseldiği yere dönsün yüzümüz

Mezopotamya’da medeniyetin beşiği olan topraklarda IŞİD çeteleri tarafından “insanlık” katledilirken modern dünya kör ve sağırdı. Dünya ülkeleri, Rojava'da, Şengal'de IŞİD katilleri tarafından insanlar vahşice katledilirken, kadınlara tecavüz edilip öldürülürken, köle pazarlarında satılırken, yüzlerce çocuk susuzluktan göç yollarında ölürken, annelerin feryatları göğü delerken sadece izliyor, susmakla yetiniyorlardı.

Paylaş

Yasemin AKPINAR

Rojava’nın Kobanê kantonuna ağır silahlarla dört bir koldan saldıran IŞİD barbarlarını, koalisyon güçleri eli kolu bağlı izlerken tanrıça İştar’ın kızları tüm insanlık adına savaşıyordu.
Bir haber ve bir fotoğraf düştü ekranlardan evlerimize... Simsiyah gözlerindeki umut ve sevinçle bize bakan genç bir kadın, bir savaşçı. Miştenur’ da katil IŞİD çetelerine karşı özgürlüğü ve insanlığı savunmak için bedenini silaha dönüştürmüş bir fedai. “Irk ve din farkı olmadan kendimizi kendimiz koruyoruz, IŞİD’e karşı başkaları korumayacak bizi” diyen YPJ’li kadınlardan sadece birisiydi Arin. Kobanê'de IŞİD barbarlarının ilerlemesini engellemek için kadın düşmanlığını ve neler yapabileceklerini bildiği halde, onlara doğru koşarak... Tüm dünyaya bir genç kadının vatanı, inandıkları ve özgürlüğü için neler yapabileceğinin gücünü göstermiş onurlu bir yürek…
Rojava ve Kobanê artık düşünen, mücadele eden, eşitlik ve özgürlük isteyenlerin umut ışığının yükseldiği yerdir. İktidarın Türk-Kürt ayrımcılığını körükleyerek, sokağa çıkanları vandallıkla suçlamasına, polis şiddetine rağmen sokakları terk etmeyen kadınlar, gençler, öğrenciler -zulme karşı ezilenden yana oldukları için- şiddeti, tutuklanmayı ve hatta ölmeyi göze almıştır.
Kobanê’de direnen kadınlar, kadınlar tarafından öldürüldüğünde cennete gidemeyeceklerine inanan katil IŞİD çetelerine karşı değil sadece, topyekûn bir zihniyete karşı bir bütün olarak direndiklerini tüm dünyaya gösterdiler.
Bizler de YPJ’li kadınların direnişini sahiplenmeliyiz.
Peki nasıl?

MİRABEL KARDEŞLERDEN KOBANÊLİ KADINLARA…

Birkaç gün sonra 25 Kasım... Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ve Dayanışma Günü. Yani, Dominik’te faşist diktatörlüğe karşı mücadele ederken işkenceyle öldürülen ve ölümlerinin arkasından yükselen kadın mücadelesinin şiddete karşı mücadeleye dayanak olduğu Mirabel Kızkardeşlerin anısını bugüne taşıyacağımız gün. Mirabel Kızkardeşlerden bugüne savaş ağaları, diktatörler, ortaçağdan fırlamış gibi görünen gerici savaş makineleri, onları besleyenlere karşı mücadele kadına yönelik şiddetin kaynağına karşı da mücadele anlamına geldi. İster ev içinde olsun, ister devlet eliyle olsun kadınlar özgürlükleri için mücadele etmediklerinde şiddetin her türlüsünü “kader” diye yaşamak zorunda bırakıldılar, ama hep kadınların umudunu diri tutan dirençli kadınlar yer buldu tarihte. İşte Ortadoğu’dan yükselen kadın mücadelesi de bu mirasın devamcısı. Ama biz de o mirasın sahibi kadınlarız.
Tam da bu nedenle, 25 Kasım’a giderken her semtte, her mahallede, her fabrikada savaşa neden hayır dememiz gerektiğini, kadınların her gün maruz kaldığı şiddetin savaştan bağımsız olmadığını, işyerlerinde karşılaştığımız emek sömürüsünü, yok sayılmayı, iktidarın yeni bütçe tasarısı ile askeri ve güvenlik harcamalarına ayırdığı payı arttırdığını, oy verdiğimiz ya da vermediğimiz iktidar partisinin bu savaşın tarafı olduğunu, vatanından kaçmak zorunda kalan insanların mağduriyetinde rol aldığını her kesimden kadınla konuşmalıyız. Bu tartışmalarımız dayanışma ve mücadele olanağını nasıl yaratacağımızı da içerecek elbette. Ki bu olanak, kadınlar için başka bir dünyanın umudunu taşıyacak. Biliyoruz. Bu 25 Kasım’da erkek egemen sistemin şiddetine, emek sömürüsüne ve savaşa hayır demek için, Ortadoğu’da yükselen kadın mücadelesinin bizim de mücadelemiz olduğunu, gericiliğe karşı savaşın bizim de savaşımız olduğunu haykırmak için alanlarda olacağız. 

ÖNCEKİ HABER

Nazilerin korkulu rüyası: GECE CADILARI

SONRAKİ HABER

Şer gelen yerden mücadele eksik edilmez

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...