Polis Mert’i infaz etmek için vurdu
Fatih ilçesindeki Kocamustafapaşa semtinde önceki gün polis tarafından vurulan 24 yaşındaki Mert Mehmet Tilev’in ağabeyi Bülent Tilev, “Eğer kardeşim cuma günü Aksaray Polis Karakolu’nda sabaha kadar dövülmeseydi bunların hiçbiri olmayacaktı

Tolga Alp TURGUT
İstanbul
Fatih ilçesindeki Kocamustafapaşa semtinde önceki gün polis tarafından vurulan 24 yaşındaki Mert Mehmet Tilev’in ağabeyi Bülent Tilev, “Eğer kardeşim cuma günü Aksaray Polis Karakolu’nda sabaha kadar dövülmeseydi bunların hiçbiri olmayacaktı. Yaşananların bütün sorumlusu polislerdir” dedi. Abi Tilev, kardeşinin kasıtlı olarak kafasından vurulduğunu, “Yargısız infaz girişiminin” söz konusu olduğunu da iddia etti.
Önceki gün, elinde satırla Kocamustafapaşa Meydanına gelen 24 yaşındaki Mert Mehmet Tilev, annesinin gözleri önünde polis tarafından başından vurulmuş, Tilev’e müdahale etmek isteyen polislerden biri de satırla alnından yaralanmıştı. Yoğun bakımda tedavisi süren Tilev’in 24 Ekim Cuma Günü akşam saatlerinde gözaltına alındığı ve götürüldüğü Aksaray Polis Karakolu’nda feci şekilde darp edildiği ortaya çıktı. Cumartesi günü serbest bırakılan Mert Mehmet Tilev’in, yaşadığı travmayı atlatamadığı, çevresindeki herkese, “Benim bir suçum yoktu. Suratımın halini görüyor musunuz? Ben insan içine nasıl çıkacağım.” diye tepki gösterdiği ve kendisini darp eden polisleri bularak hesap sormak istediği ifade edildi.
SİCİLİ OLAN POTANSİYEL SUÇLU MU?
İstanbul Fındıkzade’de “Polise mukavemet” ve “Uyuşturucu bulundurma” iddiasıyla gözaltına alınan Mert Mehmet Tilev’in, ekip aracına bindirilmek istendiği sırada “Beni niye götürüyorsunuz. Benim bir suçum yok. Çocukken bir suç işlemiştim. 7 yıl yattım çıktım. Sicilimde bu gözükebilir ama aramam yok. Ben bir şey yapmadım” dediği öğrenildi. İddiaya göre bunun üzerine ekip aracına binmek istemeyen Mert’in gözüne biber gazı sıkılarak, ellerine ters kelepçe yapıldı. Bu şekilde ekip aracına bindirilen Mert, burada tartaklandı. Mert, daha sonra Aksaray Polis Karakolu’na götürüldü.
‘KARDEŞİME İŞKENCE YAPTILAR’
Aksaray Polis Karakolu’nda kardeşinin yaşadıklarını anlatan Mert’in abisi Bülent Tilev, “Karakolda gece saat 3’ten sabah 7’ye kadar kardeşimi dövüyorlar. Gözleri patlıyor. Burnu kırılıyor. Kan revan içinde karakoldan atıyorlar, git diyorlar. Kardeşime resmen işkence yapıyorlar. Kardeşim de ‘Sizin hepinizi Cumhuriyet Savcılığı’na şikayet edeceğim, suç duyurusunda bulunacağım’ diyor. Polislerden de ‘Git nereye şikayet edersen et’ cevabını alıyor” dedi.
KARAKOLDA 20-25 POLİS DÖVMÜŞ
Cuma gecesi karakolda polis tarafından darp edilen Mert’i görmeye giden kuzeni Kadir Paketçi ise tanık olduklarını şöyle anlattı: “Bize telefon geldi. Mert, ‘Aksaray’da karakoldayım. Polisler yüzümü mahvettiler’ dedi. Mert’in ablası Emel Tilev ile beraber apar topar karakola gittik” dedi. Karakola gittiklerinde Mert’in gözünün mosmor ve şişmiş olduğunu, yüzünden kanlar aktığını anlatan Paketçi, “Mert’i 20-25 polis dövmüş. Polisler, olayın üzerini örtmek için itirazlarımızı savcılığa sevk etmediler. Biz de Mert’in fotoğraflarını çektik. Sonra gidip darp raporu aldık.”
ABİ TİLEV: AYAĞINA ATEŞ EDEBİLİRLERDİ
Pazar günü Kocamustafapaşa Meydanı’na giderek “Beni bu hale getiren polisi buraya getirin” diye bağırmaya başlayan Mert Mehmet Tilev, çevresini saran polislerle tartışmaya başladı. Kendisini darp eden polisten hesap sorulmasını isteyen Mert’e, polis ateş açtı. Sokak başına kadar kaçabilen Mert, burada yere düştü. Yerde yatan Mert’in kafasına ateş eden polisin kurşunu, Mert’in alnından girerek beynini parçaladı ve kafatasının arka tarafına saplandı. Mert’in abisi Bülent Tilev, “Polis resmen öldürmek için, infaz etmek için vurdu” dedi. Meydanda yirmiden fazla polis olduğunu anlatan abi Tilev, “Etkisiz hale getirebilirlerdi. Ayağına ateş edebilirlerdi. Yerde yatan bir insanın kafasına neden kurşun sıktılar” dedi.
‘Sokak infazları artabilir’
Polisin yetkilerini attıracak ‘Güvenlik Paketi’ne ilişkin konuşan Avukat Mehmet Bayraktar, tasarının yasalaşması halinde polisin ikaz etmeden ateş etme yetkisine sahip olacağını bunun da sokak infazlarının artmasına neden olacağını söyledi.
Polise doğrudan ateş etme yetkisi tanıyan, gözaltı, arama ve tutuklama tedbirlerini kolaylaştıran yasa taslağına ilişkin DİHA’ya konuşan Avukat Bayraktar, polisin keyfi uygulamalarının artacağı konusunda uyarırken, “Bu tasarı Almanya’daki polis devleti yasalarını hatırlatıyor. Eğer Türkiye Almanya’ya öykünüyorsa bedelleri de ağır olur” dedi. Düzenlemenin hem uluslararası sözleşmelere hem de Avrupa Birliği normlarına aykırı olduğunu ifade eden Bayraktar, “ ‘Güvenlik Paketi’ adı altındaki bu yasa toplumda daha çok güvensizliğe, kaosa ve kargaşaya neden olur. Bunun bedeli de hükümete ağır olur” diye konuştu. (İzmir/DİHA)
‘Makul şüphe’ talimatını kim verdi?
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Başbakan Davutoğlu’na, gazeteci Aytekin Gezici’nin ‘makul şüphe’ gerekçesi ile gözaltına alınması talimatının kim tarafından verildiğini sordu.
TBMM Başkanlığına verilen soru önergesinde “Gazeteci Aytekin Gezici’nin sosyal medyada paylaştığı iddia edilen bazı tenkitler nedeni ile makul şüphe oluştuğu gerekçesi ile Adana 2. Sulh Ceza Hakimliği tarafından arama kararı verilmesini sağlayan işlem talimatını kim vermiştir?” ifadesi yer aldı. Tanrıkulu şu soruları yöneltti:
* Sanal Devriye Büro Amirliği’nin görevi, AKP genel başkanına ve bakanlara yönelik eleştirileri takip edip, eleştiri yapanları gözaltına aldırmak mıdır?
* Sosyal medyadaki bir eleştirinin devlet büyüklerine hakaret içerdiğine karar verip işlem yapmak polisin görevi midir? (Ankara/CİHAN)
Evrensel'i Takip Et