8 Temmuz 2011 12:21

Raporda, düşünce ve ifade özgürlüğüne, örgütlenme özgürlüğüne, din ve vicdan özgürlüğüne, basın özgürlüğüne yapılan baskıların önemli ölçüde arttığı kaydediliyor. Özgürlüklere müdahalenin, muhalif seslerin otorite tarafından bastırılması anlamına geldiği kaydedilen raporda, AKP İktidarının kanunlardan, ve kanunlardaki boşluklardan yararlanarak, muhalif kesimi gözaltı, tutuklama, işkence ve çeşitli cezalandırma yöntemleri ile susturmaya çalıştığına dikkat çekiyor. MAZLUMDER’in 2010 yılı raporunda ocak ayında tespit edilen hak ihlali sayısı 33 iken, aralık ayına kadar düzenli bir artış ile 119’a çıkıyor. Türkiye ayrıca, hak ihlalleri konusunda AİHM tarafından en çok mahkum edilen ülke konumunda.

MAZLUMDER, 2010 Türkiye İnsan Hakları Raporu’nu açıkladı. Raporda, bir yıl içerisinde yaşanan insan hakları ihlalleri, yaşam hakkı, adil yargılama hakkı, işkence yasağı, düşünce ve ifade özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, ayrımcılık yasağı, özel yaşamın gizliliği, basın yayın özgürlüğü, hasta hakları, çocuk hakları, mülteci hakları, AİHM kararları ve Türkiye başlıkları altında inceleniyor. Raporda, MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, AKP Hükümeti döneminde hızlı artış yaşanan insan hakları ihlallerinin ortadan kalkması için, anayasanın tümüyle değişmesi ve yenilenmesi gerektiğinin altını çiziyor. Ünsal, yeni bir anayasanın yanı sıra, bazı yasal ve kurumsal değişikliklerin de zorunlu olduğunun altını çiziyor.

BU KANUN NE İŞE YARAR?

Rapora göre, “örgütlenme özgürlüğü”ne yapılan baskılar AKP iktidarında “Muhalif olan tüm seslerin susturulması” olarak karşılık buluyor. Örgütlenme özgürlüğüne yapılan ihlallerin 2011’de toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde meydana geldiğine dikkat çekilen raporda, yüzlerce kişinin polis tarafından darp edildiği, haksız gözaltıların olduğu ve onlarca insanın hapis cezasına çarptırıldığı ifade ediliyor.

Raporda, toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet suçuyla hapis cezasına çarptırılanların büyük çoğunluğunun, kamuoyunda “TMK mağdurları” olarak bilinen çocuklar, siyasileri eleştiren öğrenciler ve yasal yollardan haklarını arayan işçiler olduğu kaydediliyor.

Raporda, “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası”nın amacı bu tür yürüyüşlerin nizamını sağlamak olmasına rağmen, bu kanun sesini yükseltenlere karşı cezalandırma aracı olarak kullanılmaya devam etmektedir” deniliyor. Raporda yasaya dayanarak yapılan gözaltı ve tutuklama örnekleri ise şunlar: Bingöl’ün Genç ilçesinde Abdullah Öcalan’ın cezaevi koşullarını protesto etmek için gerçekleştirilen gösteriye katıldıkları gerekçesiyle tutuklanan üç çocuk hakkında, yasaya muhalefetten beş yıl hapis istenmesi, Akkuyu Nükleer Santralini engellemek için topladıkları 170 bin imzayı Meclise getiren, fakat imzaları teslim edecekleri bir yetkili bulamadıkları için Meclis önünde oturma eylemi yapmaları sebebiyle gözaltına alınan 58 eylemcinin 31’i hakkında dava açılması.

‘NEREDE AÇIKLAMA YAPABİLİRİZ?​’

Raporda Ağrı Valiliği tarafından şehrin büyük bir kısmında toplantı ve gösteri yürüyüşünün yasaklanması da yer alıyor. Raporda Eğitim Sen Ağrı Şube Başkanı Cezmi Gündüz’ün bir basın açıklamasında polis engeli ile karşılaşması üzerine valiliğe başvurusunda sorduğu, “Nerede basın açıklaması yapabiliriz?​” sorusuna da yer veriliyor.
Raporda, derneklere kesilen cezaların da, denetimlerin de kanuna aykırı olduğu kaydediliyor. (Ankara/EVRENSEL)


2010’UN ‘İLERİ DEMOKRASİ’ İNCİLERİ:

*Çorlu’da işten çıkarılan işçilere destek amacıyla yürüyüş düzenleyen DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası Çorlu Şube üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunuldu,
*Siirt’te KESK üyelerinin AKP binası önünde yapmak istediği basın açıklamasına polisin izin vermemesi üzerine polisle tartışan 25 KESK üyesi gözaltına alındı,
*Şubatta TEKEL işçilerine destek amaçlı yapılan meşaleli yürüyüşe katıldıklarından dolayı 25 kişilik gruba art arda iki soruşturma açıldı,
*TEKEL işçilerine destek amacıyla İstanbul’dan Ankara’ya gelen Pir Sultan Abdal Kültür Derneği yöneticilerinin ve üyelerinin 21 Şubatta dönüş yolundayken Kocaeli’nin Gebze ilçesinde kolluk kuvvetlerinin aşırı müdahalesine maruz kadı ve 8 kişi darp edilerek gözaltına alındı.
*Yıl içerisinde yaşanan hak ihlalleri Mazlum Der tarafından ocak ayında 33, şubatta 40, martta 54, nisanda 69, mayısta 77, haziranda 83, temmuzda 87, ağustosta 92, eylülde 95, ekimde 104, kasımda 112, aralıkta 119 olarak belirlendi.
*Grev ve sendika haklarının da dolaylı yollardan ihlal edildiği belirtilen raporda, Mersin Taşucu’ndaki Medmar Mermer İşletmesinin 34 işçisinin, üyesi oldukları Türkiye Maden İşçileri Sendikasının şube genel kuruluna katıldıkları için işten atılması da örnek olarak gösteriliyor.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Sömürge madenciliği felaketinin yıl dönümünde İliç: Toprak zehirli, halk işsiz

Sömürge madenciliği felaketinin yıl dönümünde İliç: Toprak zehirli, halk işsiz

İliç siyanür faciasının üzerinden 1 yıl geçti. Hava, toprak ve su zehirlendi; 9 işçi can verdi. Daha fazla altın için kuralsız çalışmanın önünü açanlar aklandı. Halk zehirlenmiş doğa ve işsizlikle baş başa. Facianın ana sorumlularından uluslararası maden tekeli SSR, hisse senedi değerlerinin yükselmesiyle felaket öncesine geri döndü. İliç’teki altın için de “iş birliği içinde olduğu iktidarla” pazarlıkta.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Başpınar işçilerinin Demokrasi Meydanı'nda yapacağı eylem polis engeline takıldı. BİRTEK-SEN Genel Başkanı gözaltına alınıp serbest bırakıldı.

Evrensel'i Takip Et