21 Ekim 2014 07:40

Patron her yolu deniyor: Yatağan’da Hak-İş devrede

Yatağan Termik Santrali özelleştirme ihalesini kazanan Elsan firması, işçilerin direncini kırmak için Hak-İş’i devreye soktu. Hak-İş’in “4-c’ye geçtiğinizde istediğiniz yere yerleştireceğiz” vaadiyle sendika değiştirmeye çağırdığını anlatan işçiler bu çağrıya prim vermiş değil.

Patron her yolu deniyor: Yatağan’da Hak-İş devrede
Paylaş

Sinan Cem KAYA
Yatağan 

Yatağan Termik Santrali özelleştirme ihalesini kazanan Elsan firması, işçilerin direncini kırmak için Hak-İş’i devreye soktu. Hak-İş’in “4-c’ye geçtiğinizde istediğiniz yere yerleştireceğiz” vaadiyle sendika değiştirmeye çağırdığını anlatan işçiler bu çağrıya prim vermiş değil.  Yatağan, Kemerköy ve Yeniköy’de bulunan elektrik santrali ve madenlerde çalışan enerji ve maden işçileri, özelleştirmeyi alan firmayı işyerlerine sokmamakta kararlı. Santrallerin önünde kurulan direniş çadırlarında nöbetleşe duran işçiler, santrale gelen araç ve misafir girişlerini de sürekli takip altında tutuyorlar. İşçiler her sabah santral içinde kortej oluşturup sloganlarla yürüyüş yaptıktan sonra iş başı yapıyor. Bir yandan da destek ziyaretleri sürüyor. Son olarak Bağyaka köylüleri traktörleriyle Yatağan Santrali önüne gelerek işçilerle beraber olduklarını dile getirdiler, hükümete özelleştirmeden vazgeç çağrısı yaptılar. 

GÖRÜŞME ÇAĞRISI  YAPIYOR AMA...

Bu gelişmeler karşısında özelleştirmeciler de boş durmuyor. Özelleştirme ihalesini alan Elsan Elektrik, Yatağan Termik Santralinin özelleştirilmesi için belirlenen ilk ücret olan 33 milyon doları yatırdı. Firma yetkilileri bir yandan da Tes-İş Yatağan Şubesi ile görüşerek işçi engelini ortadan kaldırmak istiyor. Bu görüşmelerde net tavır takınan şube yöneticileri ise her fırsatta özelleştirme idaresine, firma yetkililerine ve hükümet temsilcilerine özelleştirmeden vazgeçmeleri çağrısında bulunuyor. Eslan ise bir yandan görüşme çağrısı yaparken bir yandan da kendisine engel olmayacağını düşündüğü Hak-İş’i örgütlemeye çalışıyor. Yatağan’da bir grup, Yeniköy’de ise 8 kadar işçiyi üye yapan Hak-İş’in işçilere “4-c’de size istediğiniz yere yerleştireceğiz” vaadinde bulunduğu bildirildi. Hak-İş’e üye olanlara tepki gösteren işçiler, gelişmeleri yakından takip ediyor.  Son günlerde işçileri tedirgin eden bir başka gelişme ise emeklilikler. Yaş ortalamasının yüksek olduğu santrallerde emekliliği gelen işçiler, ardı ardına başvurularını yapmaya başladı.


Yatağan, Kemerköy ve Yeniköy’de enerji ve maden işçilerinin özelleştirmeye karşı  mücadelesi sürüyor. Kemerköy Termik Santralinde çalışan işçiler gazetemize yazdıkları mektupta, özelleştirme süreci kağıt üzerinde tamamlansa da, özelleştirmecileri işyerlerine sokmamakta kararlı olduklarını bildirdiler.

HAKLI MÜCADELEMİZE DEVAM EDİYORUZ

Ayhan ÖZTÜRK
KEAŞ İşyeri Temsilcisi/ Kemerköy

Geldiğimiz süreçte işçiler olarak önce ülkenin çıkarlarını daha sonra bölge halkının çıkarlarını ve son olarak da çalışan emekçilerin haklarını korumak için sürekli mücadele verdik. Bu uzun mücadele döneminde halkını, emekçisini polisi ile askeri ile karşı karşıya getiren zihniyet elbette iflas edecek ancak verdikleri zarar onlarca yıl sürecek. Tes-İş Yatağan Şubesi olarak bir yıldır hiç durmadan üniversitelere, çevre örgütlerine, siyasi partilere, gazetelere, halkımıza ve tüm sivil toplum örgütlerine yapılan hatayı anlatmaya çalıştık. Siyasi açıdan, ekonomik açıdan çevre açısından bölge halkına vereceği zararı tek tek anlatmaya çalıştık, hâlâ da anlatmaya devam ediyoruz.
Siyasi açıdan devletin enerji gücünü yabancılara ve özel sektöre devretmesinin sakıncalarını 2006 yılında görmüştük. Ekonomik açıdan devletin en verimli gelir kaynağını terk etmek dünyadaki hiçbir devlette görülmemiş uygulamadır. Çevre açısından ise ürettiğimiz enerjinin yaklaşık yüzde 17’sini baca arıtmada kullanmaktayız. Ancak özelleştirmeden sonra çevre arıtma tesisinin kullanımı özel sektörün keyfine bırakılmaktadır. Bölge halkına verdiği zararlar ise tahmin edilemez boyutlarda olacaktır. Bu fabrikalar, bölgenin hem DSİ’si hem kara yolları, hem itfaiyesi, hem sağlık hizmetleri, hem de alt yapı ihtiyaçlarını karşılamaktadır.
Yıllardır verdiğimiz bu mücadelede taviz vermedik. İşyerlerimize sahip olduğunu sanan firmalara gelmek için bizden izin talep ettiler. Onu da kabul etmedik. Şu anda süreç devam ediyor. Biz de haklı mücadelemize devam ediyoruz.
Şunu herkes iyi anlamalı. Bu fabrikaları sadece biz çalıştırırız, işçi olmadan üretim olmaz. Tek çözüm özelleştirmeden vazgeçilmesidir.


NE GEREKİYORSA YAPACAĞIZ

Hakan ÖZÜPAK
KEAŞ İşçisi/Kemerköy


Bölge insanı ve çalışan bir işçi olarak yaşanan bu durumu kabullenemem. 8.5 milyon metrekare alan ve bunun açık ocaklardaki rezerv değeri 12.5 milyar dolar iki santralin makina park sahası en az 3 milyar dolar. Limanı, lojmanları ile paha biçilemez. Bu değerler 2.6 milyar dolara resmen peşkeş çekiliyor. Bu vatanın bir bireyi, bir çalışanı ve bölge insanı olarak bu durumu kabullenemem. Arkadaşlarım ile beraber ne gerekiyorsa yapacağız.


KRİZDEN BİZ KURTARMIŞTIK

Ergün KAHRAMAN
KEAŞ İşçisi

Enerji sektörü ülkenin can damarıdır. Can damarını kesersen, kan kaybından ölürsün. 2006 yılında 13 ilde 6 saatlik elektrik kesintisi oldu, ülkede hayat durdu. Bunun sorumlusu o zamanki özel sektördü. Zam yapmak istediler, devlet kabul etmeyince böyle oyun oynadılar. Ve o zaman krizden ülkeyi Yatağan işçisi kurtardı. Bunları unutmamamız gerekiyor. Özel olacaksa kendi kaynakları ile yeni teknolojiler ile istihdam yaratsınlar. Yoksa hazır olan devlet kurumlarına cüzi bedellerle sahip olmak, çözüm değil problemlerin başlangıcıdır. Bizler haklı mücadelemize hem kamu için hem de kendimiz için devam edeceğiz.


TOPRAKLARIMIZDAN OLDUK, ŞİMDİ DE İŞİMİZİ KAYBEDİYORUZ

Yavuz BOZKURT
KEAŞ İşçisi/Kemerköy


Bir yıldır durmadan mücadele veriyoruz. Bütün senelik izin haklarımı bu onurlu mücadelemizde harcadım. Devlet dedelerimizin topraklarını kamulaştırıp elimizden aldı. Çocuklarınıza, torunlarınıza iş vereceğiz dediler. Şimdi ise yabancı başka şahıslara yok pahasına satıyorlar. Bizi de içerisinde mal gibi veriyorlar. Bu topraklar Gökova körfezinde bulunan muhteşem araziler. Bu sahalara devlet el koymasa idi biz zaten maddi ve manevi olarak turizm ve zeytincilikten çok daha büyük gelir elde ederdik. Şimdiki durumda ise hem topraklarımızı kaybettik, hem de işimizi kaybetmek üzereyiz. Ben bu durumu çocuklarıma anlatamam. Bu yüzden mücadeleye her safhada devam edeceğiz.

ÖNCEKİ HABER

Danone işçisi neden DİSK/Gıda-İş’i istiyor?

SONRAKİ HABER

Eyüp Devlet Hastanesi\'nde \'MERS\' önlemleri

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...