Arkadaşları ve ailesi Ağırnaslı'yı andı

Kobanê'de 7 Ekim'de yaşamını yitiren Paramaz Kızılbaş kod adlı MLKP’li Suphi Nejat Ağırnaslı için Boğaziçi Üniversitesi kuzey kampüsünde ailesi ve arkadaşlarının katılımıyla anma etkinliği gerçekleştirildi.

Anmaya Ağırnaslı'nın anne ve babasının yanı sıra HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, arkadaşları ve akademisyenler katıldı. Anma öncesinde güney kampüsünde bir araya gelen ailesi ve arkadaşları, Ağırnaslı'nın anısını yaşatmak için kampüs içinde fidan alanına fidan dikti. Kitle ardından, "Her yürek devrimci bir hücredir, hayal gücü iktidara" yazılı pankart açarak anmanın yapılacağı Boğaziçi Üniversitesi kuzey kampüsüne doğru yürüyüşe geçti. 7 Ekim'de Ağırnaslı ile birlikte yaşamını yitiren YPG'liler Beritan Deniz, Rizgar Cudi, Reber Mezlum ve Omer Qamişlo kod isimli YPG'lilerin fotoğrafları ve YPG bayrakları ile kızıl bayrakların taşındığı yürüyüşte sık sık, "Biji berxwedana Kobanê", "Suphi Nejat ölümsüzdür", "Şehidna mırın", "Biji berxwedana YPG" sloganları atıldı.

'NEJAT 'ARADIĞINIZ ÖZNE KOBANÊ'DEDİR MESAJI VERDİ'

Kuzey Meydanı'nda sonlandırılan yürüyüşün ardından özgürlük ve devrim mücadelesinde yaşamını yitirenler için saygı duruşunda bulunularak, Rojava Marşı okundu. Ağırnaslı'nın Kobanê'ye gitmeden önce ailesi ve arkadaşlarına bıraktığı mektubun okunmasının ardından babası Hikmet Acun duygu ve düşüncelerini dile getirdi.

Baba Acun, "Nejat, bu düşünce halinin ete kemiğe bürünmüş halidir Kobanê'de. Devrimcilere, 'bakın aradığınız özne buradadır, Kobanêdedir' mesajı verdi" dedi. "Nejat kahraman olmak istemedi, ölümüyle bize başka bir şey anlattı" diyen Acun, Rosa Lüxemburg'un Almanya'daki anıt mezarı üzerinde yazılı olan, "Ölüler bizi uyarıyor" ifadesine atıfta bulunarak, "Nejat bizi uyarmak istedi ölümüyle. Hayatının sonunu bunun üzerinden kurgulayarak, 'Rojava bizim ne yanımıza düşer' sorusunu sormamızı istedi" dedi.

'KOBANÊ'DE YÜZLERCE SAVAŞÇININ DA AYNI EYLEM HAREKET DİLİNİ KULLANIYOR'

Ardından söz alan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ise sözlerine Kobanê'de yaşamını yitiren YPG ve MLKP savaşçılarını anarak başladı. Ağırnaslı'nın yaşamın en öğretici dilini kullanarak kendini anlattığını vurgulayan Yüksekdağ, Kobanê'de yüzlerce savaşçının da aynı eylem ve hareket dilini kullandığını söyledi. Ağırnaslı'nın sosyalist ve devrimci bir birey olarak yaşamın en temel kuralını çözümlediğini belirten Yüksekdağ, "Aslolan yaşamı ve dünyayı yorumlamak değil, onu değiştirmektir. Nejat'ın kavradığı en temel kriter buydu. Nejat'ın bir hakikat savaşıcısı olması bu kriterin peşinden gitmiş olmasıdır" diye konuştu.

Yüksekdağ, "Bugün Kobanê'de direniş bir nefes borusu bulabiliyorsa bu Kobanê'deki gerçeği kavramış olmamızla ilgilidir. Nejat hayallerimizin en iyi ve güçlü biçimde ödünsüz ve tavizsiz savaşarak gerçekleştirebileceğimizi gösterdi" şeklinde konuştu.

Ağırnaslı'nın annesi Nuran Ağırnaslı ise, Lübnan Sosyal Demokrat Hınçak Partisi tarafından gönderilen mesajı paylaştı. Ağırnaslı'nın arkadaşları ve Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Zafer Yenal'ın da yaptığı konuşmalarla duygu ve düşüncelerini dile getirdiği anma, Ağırnaslı için yapılan sinevizyon gösteriminin ardından sona erdi.

'HER YÜREİK DEVRİMCİ BİR HÜCREDİR'

Anmada okunan Ağırnaslı'nın kaleme aldığı son mektubundan bazı bölümler ise şöyle; "Sıradan bir genç olarak sıradan çelişkilerden dolayı, sadece bir tercihte bulundum; her şeyden önce bu tercihi kendim için yaptım. Ulvi bir inanç için yola çıkmadım, ulvi olmayan insanlarla hayatı, büyüsüz bir dünyayı, şeyleşmiş bir dünyayı büyülemek istedim o kadar. Çelişkilerimin aşılamayacağını, zira bunlar toplumsal oldukları için ancak insanın çelişkilerini örgütlemeyi, daha üst bir mertebede toplumsallaştırmaya çalışabileceğini öğrendim. Hayatımda hakikate vardığım en yakın nokta budur... Söke'de kaçak doğmuş, Türkiyeli bir Duisburglu, Claubergli; Türkiye'deyse her neysem işte o olaraktan hiçbir şeyden pişman değilim. Hayatta her musibet kazanımcı olduğunda insana katkılar sunan bir fırsatmış aslında. Tek derdim asla büyümemek, büyüklerin dünyasının bir parçası olmamaktı, hep çocuk kalmak yani... Şimdi tıpkı Peter Pan gibi Neverland'e gidiyorum, asla büyümemek üzere. Bundan daha çok beni mutlu eden bir şey olamazdı.... Türkiye'nin batısında sıradan emekçi insanların hayatını büyüleyecek, sıradan kahramanlar çıkaracak büyük bir çıkışın tohumlarını, hakikat arayışçılığının öncü ve artçı örgütünü yaratmanız dileğiyle... Her yürek devrimci bir hücredir." (DİHA)