16 Ekim 2014 16:26

Onurlu direnişi büyütelim

Kaybedilen her can tarihin satırlarına kara lekelerle yazılıyor hiç şüphesiz. Savaşın eşiğinde Kobane ve Suruç’taki insanlar yaşam savaşı veriyor

Paylaş

Rohat ÇETİN
Elazığ

Ölümle yaşamın, korku ile cesaretin, nefret ile merhametin, yıkım ile yaşamın savaşıdır bu. İnsan olmanın savaşı... Evet Kobane yaklaşık bir aydır tüm gücüyle direnirken, sağduyu sahibi insanlar sokaklarda insanlık çağrısı yaparken ve bu uğurda yaşamlarını yitirirken artık bazı şeylerin farkına varması gereken çevrelere soruyorum. Hangi din, mezhep, inanış, düşünce sistemi; insan kesen, kadınlara tecavüz eden, çocuklara işkence yapan, yüzlerce insanı soğukkanlılıkla öldüren bu insanların yaptıklarını savunabilir? Haykırmak gerek insan olduğunu. Tepki göstermek, bağırmak avaz avaz... Insanlık uğruna yakmak gerek köprüleri, yıkmak gerek duvarları...

Kaybedilen her can tarihin satırlarına kara lekelerle yazılıyor hiç şüphesiz. Savaşın eşiğinde Kobane ve Suruç’taki insanlar yaşam savaşı veriyor. Kısıtlı imkanlarla hayatta kalmaya çalışıyor. Anneler çocuklarını beslemeye, yıkamaya çabalıyor. Ekmeksiz, susuz, yataksız nasıl yaşanırsa öyle... Ama yılmadan mücadele eden de yine insanlık. Yüzlerce Kobaneli şu anda evlerini, hayatlarını, topraklarını savunuyor. Azim ve kararlılıkla süren bu direniş sadece IŞİD’e karşı değil susan dillere, görmezden gelen gözlere, sızlamayacak vicdanlara karşıdır!
Karanlığın içine yakılan her mum bizi birbirimize daha çok kenetliyor. Gelin nefret ve düşmanlığı bir kenara bırakıp insanlığı kucaklayalım. Irkçı ve ayrımcı zihniyete karşı, sömürüye karşı bu onurlu duruşu büyütelim. Bu katliama seyirci kalmayalım. Sözlerimi bitirirken Kobane için yapılan eylemlerde faşist zihniyetin karşısında devrimci saflığıyla dimdik duran yoldaşımız Mert Değirmenci’yi saygıyla anıyorum. Mert’i sınıfsız, sömürüsüz bir dünya mücadelemizde daima yaşatacağız!

ÖNCEKİ HABER

\'Abdullah Öcalan\'ın başka cezaevine nakledilme talebi yok\'

SONRAKİ HABER

Doğru mu alternatif mi?