8 Temmuz 2011 08:40

AKP ve Meclis sorumluluk alsın!


‘AKP’NİN DEMOKRASİYE YAKLAŞIM SORUNU’

Vekillerin durumuyla ilgili Meclis tatile girmeden adım atılması gerektiğinin altını çizen Tüzel, “Mesele sadece vekil arkadaşlarımızın durumu değil, bugünkü egemen siyasetin ve AKP yönetiminin demokrasiye, Kürt sorununa yaklaşımı meselesi” dedi.

Tüzel, “Tabii hepimiz Türkiye emekçilerinin ve halklarının vekiliyiz Ama Dicle ve KCK tutuklusu vekil arkadaşlarımızın durumu Kürt sorununun çözümü için çok hassas bir nokta.  Bu konuda emek ve demokrasi güçleri tarafından dillendirilen tepkilerin dikkate alınarak, bu konuda adım atılmasını bekliyoruz” diye konuştu.

Anayasa Mahkemesinin Dicle için aldığı kararı da değerlendiren Tüzel, Anayasa Mahkemesinin “Topu tekrar Meclise attığına” dikkat çekti. Tutuklu olmayan diğer blok vekillerinin de yargı kıskacı altında alınmak istendiğini kaydeden Tüzel, yargının verdiği siyasal kararların ve Başbakanın sorunu aşmaktan uzak söylemlerinin güvensizlik yarattığını söyledi. Tüzel, “Eğer adalet, demokrasi, halk iradesi hakim olacaksa bu yargılamalar tehdit ve baskı unsuru olarak kullanılmamalı. Seçilmiş vekiller kayıtsız şartsız görevlerine teslim edilmeli. Uluslararası hükümler dikkate alınmalı, gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı. Meclisin bunu yapacak gücü var. Ama anahtar Başbakanda ve hükümet partisinde” dedi.

‘HALK GÜÇLERİNİN TUTUMU ÖNEMLİ’

Halkın, emek ve demokrasi güçlerinin bu konudaki girişimlerinin çok önemli olduğunu belirten Tüzel, yapılan çözüm mitinglerini ve İstanbul’da 700’ü aşkın aydın, sanatçı ve akademisyenin sorunun çözümüne çağrı yapan açıklamasını örnek gösterdi. Krizin aşılması için emek ve demokrasi güçleriyle çalışmalar yürüteceklerini kaydeden Tüzel, bu süreçte blok partisi çalışmalarının da süreceğini dile getirdi. Tüzel, “Blok güçleri ve seçilen vekiller Türkiye’nin geleceğidir. Blok, çözüm bekleyen, demokrasi, barış ve eşit haklar dileyen güçler için bir umut olmuştur. Hızlı davranmak niyetindeyiz. Bu nedenle seçim öncesi Blokun dışında kalan çevrelere ulaşmak, görüş ve önerilerini almak, aydınlar, akademi, sendikalar ve meslek örgütleriyle buluşmak istiyoruz” diye konuştu.

‘5 VEKİLİMİZ REHİNE’

BDP Grup Başkan Vekili Hasip Kaplan da, halkın kendilerini sorunlar Meclis’te çözülsün diye seçtiğini belirterek, “Daha Meclise gelirken ‘6 fireyle girin’ demek, milletin iradesine saygısızlıktır” dedi. YSK’nın Dicle konusundaki tutumunun siyaset tarihinde unutulmayacak bir durum olduğunu ifade eden Kaplan, DEP’in kapatılması sürecinde Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde suçlu bulunmasından sorumlu olanlardan hesap sorulmamasının bugünkü krizin de önünü açtığını söyledi.

5 KCK tutuklusu vekilin durumuna da değinen Kaplan, “5 tane arkadaşımız Ergenekon ve Balyoz soruşturmasının rehinesi durumundadır. Ergenekon ve Balyoz sanıkları devleti yıkmaktan, hükümeti devirmekten müebbetle yargılanıyorlar. Bizim KCK davası tutuklusu arkadaşlarımız basın açıklaması yapmaktan, düşüncelerini açıklamaktan yargılanıyorlar. Davalarının bir tek mağduru yok” diye  konuştu.  

HALK İRADESİNE ZULÜM

Yapılanın “Halkın iradesine zulmetmek” anlamına geldiğini belirten Kaplan, “Meclise girebilen milletvekilleri dahi yargı tehdidi altında. Yargıtay’daki dosyaları nedeniyle Dicle’ninki gibi diğer vekillikler de düşürülebilir. Bu koşullarda demokratik bir parlamenter sistemden bahsetmek ancak kendimizi  ve halkı kandırmak olur” dedi.  

Meclis Başkanı Cemil Çiçek’le yaptıkları görüşme hakkında bilgi veren Kaplan, Çiçek ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “Kolaylaştırıcı olacağız” söylemlerine karşın Başbakanın  söyleminde hiçbir değişiklik olmadığına dikkat çekti. Meclis Başkanı Çiçek’i sorumluluk almaya çağıran Kaplan, “8-9 üyesi Meclise gelemiyorsa Meclis Başkanı sorunu çözmek, formül bulmak zorundadır” diye konuştu.

‘AHLAKINIZ NEREDEYDİ?​’

Hasip Kaplan,Başbakanın boykot yapan vekillerin maaşları konusunda ortaya attığı tartışmaya da yanıt verdi. Kaplan, “AKP, CHP, MHP hazine yardımını paylaşırken ahlakınız neredeydi? Biz bu halkın özgürlüğü ve halkın iradesinin tecellisi için her şeyi göze alan bir parti ve blokun mensuplarıyız. Bizi bu tür sınavlara kimse çekemez” dedi.

Kaplan, “Bu kilitlenmenin anahtarı Başbakan da. Eğer demokratikleşme ve yeni anayasa yapma niyeti varsa Başbakan bu kilitlenmiş durumu aşar. Niyeti yoksa hükümet programı palavradan öte bir şey olmaz.. Top Başbakanda. Ya Türkiye demokrasinin önü açılacak, ya da Türkiye kilidi denizin ortasına atılmış paslı bir kapı gibi 12 Eylül Anayasasının da gerisine düşecek totaliter bir rejime dönüşecek” diye konuştu. (Ankara/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et