26 Şubat 2011 22:30

Şok doktrin, ABD

Alın size bir fikir: Belki de Madison, Wisconsin’de yaşananlar Kahire’ye değil de daha çok Bağdat’a benziyordur. Bush yönetiminin 2003’te Irak’ı idare etmesi için görevlendirdiği isimler tecrübe ve uzmanlıkları değil sadakatleri ve politik güvenilirlikleri gözetilerek seçilmişti.Okurlarımızın hatırlayac

Şok doktrin, ABD
Paylaş
Paul Krugman

Alın size bir fikir: Belki de Madison, Wisconsin’de yaşananlar Kahire’ye değil de daha çok Bağdat’a benziyordur. Bush yönetiminin 2003’te Irak’ı idare etmesi için görevlendirdiği isimler tecrübe ve uzmanlıkları değil sadakatleri ve politik güvenilirlikleri gözetilerek seçilmişti.
Okurlarımızın hatırlayacağı gibi, sonuçlar kötü manada olağanüstüydü. Bush’un adamları kısa sürede bir iç savaşa sebebiyet vereceği açık olan parçalanmış ekonomi ve toplumun sorunlarına odaklanacağına muhafazakar bir ideolojik vizyonun yerleştirilmesine odaklandı. ABD’nin Bağdat “valisi” L. Paul Bremer’ın Washington Post muhabirine önceliklerinin, devlet kurumlarının özelleştirilmesi ve insanlardaki her şeyin devletten beklenmesi algısının değiştirilmesi olduğunu söylediğinde Bağdat sokaklarında halen yağmacılar fink atıyordu.
Naomi Klein’ın daha geniş bir planın parçası olduğunu iddia ettiği özelleştirme saplantılı Geçici Koalisyon Yönetimi’nin hikayesi yazarın çok satan kitabı “Şok Doktrini”nin de en can alıcı kısmıydı. Klein’ın belirttiğine göre 1970 Şili’den bu yana sağ-kanat ideologlar krizleri kendi vizyonlarına uygun daha eşitsiz, daha anti-demokratik toplumlar yaratmak için kullandılar ve o ülkelerin sorunlarını çözmek için hiçbir şey yapmadılar.
Ve bu bizi şok doktrininin gösterime girdiği Wisconsin 2011’e getiriyor.
Son haftalarda Madison, valinin kamu çalışanlarının toplu sözleşme haklarını elinden alan bütçe tasarısına karşı düzenlenen büyük gösterilere sahne oldu. Vali Scott Walker, eyaletin mali problemleriyle başa çıkabilmek için bütçe tasarısını geçirmek zorunda olduğunu iddia ediyor. Fakat sendikalara yönelttiği saldırıların bütçeyle hiçbir alakası yok. Aslına bakarsanız o sendikalar zaten daha önce bazı ayrıcalıklarından taviz verebileceklerini belirtmişlerdi ama vali reddetmişti.
Aslında Wisconsin’de yaşananlar bir güç gasbı mücadelesidir-mali krizi kullanarak şirketlerin ve zenginlerin siyasi kuvvetine karşı son ana mevzinin de yok edilmesi savaşıdır. Ve bu gasp sendikaları ezip geçmekten daha fazlasıdır. 144 sayfalık tasarının derinliklerinde çarpıcı maddeler gizli.
Örneğin, tasarı yasalaşırsa vali tarafından atanan memurlar olağan kanuni süreci takip etmek zorunda kalmaksızın düşük gelirli ailelere sağlanan sağlık haklarında sert kesintilere gidebilecekler.
Ve şu da var: “Kurumlar, eyaletin çıkarlarını gözetecek şekilde, hiçbir açık ihale açmak zorunda kalmaksızın devletin sahibi olduğu herhangi bir ısıtma, soğutma ya da enerji santralini satmaya ve yeni santrallerin inşası için özel firmalarla iletişime geçmeye yetkilidir. Bu tip bir kamu hizmeti satışı için hiçbir kamu hizmeti komisyonunun onayı ya da sertifikası gerekli değildir.  Bu tip satın alımlar s.196.49’a dahil projelerin sertifikasyon kriterlerine uymak zorundadır ve kamu çıkarına uygun olarak kabul edilecektir.
Bu neyle ilgili? Wisconsin , devlet destekli kurumların(Wisconsin Üniversitesi gibi) da ısıtma, soğutma, elektrik gibi ihtiyaçlarını tedarik eden santrallere sahip. Bütçe tasarısı geçerse Vali’nin bu tesislerin bazılarını ya da hepsini özelleştirme yetkisi olacak. Sadece bu da değil kurumları hiçbir açık ihale olmadan istediği kişiye satma yetkisi olacak. Ve şunu unutmayın ki bu tip bir satış tanım gereği “kamu yararını gözeten” bir satış olarak gösterilecektir.
Eğer bu size kayırmacılık ve vurgunculuk için kusursuz bir kurgu gibi geliyorsa-Irak’taki kayıp milyarları hatırlayın-, yalnız değilsiniz. Aslında Bay Walker’ın sendika karşıtı atağında büyük rol oynayan Koch Endüstrilerinin sahibi milyarder kardeşlerden şüphelenen yeterince kişi var. Kardeşler, bu iddiaların dile getirilmesinden sonra bölgedeki herhangi bir enerji santralini satın alma gibi bir planlarının olmadığını açıkladı ama bu açıklama sizi tatmin etti mi?
Wisconsin’deki iyi haber şu ki; çoğunluğun sağlanmaması için senatoya gitmeyen Demokratların ani manevrasından da destek alan ve sokaklara taşan halk öfkesi bu yangından mal kaçırma operasyonunu yavaşlattı. Eğer Bay Walker’ın planı herkes gerçek hedeflerini anlamadan tasarıyı geçirmek idiyse o plan çoktan suya düştü. Ve Wisconsin’deki olaylar diğer Cumhuriyetçi valilerin benzer stratejilere yeltenmesini yavaşlatabilir.
Fakat Bay Walker ve partisinin bu hedeflerinden geri adım atmasını beklemeyin. Sendika düşmanlığı ve özelleştirme Cumhuriyetçilerin öncelikleri olarak kalmaya devam edecek ve bunları gerçekleştirebilmek için de “dengeli bütçe” hikayesini anlatmayı sürdürecekler.

New York Times'tan çeviren: Mithat Fabian Sözmen

ÖNCEKİ HABER

‘Çatışmaların sorumlusu AKP olacak’

SONRAKİ HABER

2013 Akdeniz Oyunları Mersin'de

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...