07 Temmuz 2011 12:17

2 Temmuz öncesi ve sonrası

Bu yıl Sivas katliamının 18. yıldönümüydü. Irkçılığa, gericiliğe ve katliamlara karşı çıkan insanlar yine her sene olduğu gibi madımak otelinin utanç müzesi olması için yollara çıktılar.Bizler yollara çıkmadan bize 'devlet zaten orayı müze yaptı niye gidiyorsunuz' diyenlerde oldu. Evet devlet

2 Temmuz öncesi ve sonrası
Paylaş
Erdal Eren Kotan

Bu yıl Sivas katliamının 18. yıldönümüydü. Irkçılığa, gericiliğe ve katliamlara karşı çıkan insanlar yine her sene olduğu gibi madımak otelinin utanç müzesi olması için yollara çıktılar.

Bizler yollara çıkmadan bize 'devlet zaten orayı müze yaptı niye gidiyorsunuz' diyenlerde oldu. Evet devlet orayı kamulaştırmıştır ama orayı utanç müzesi haline getirmemiştir. Bilim ve Kültür Merkezi adı altında bir yer açılmış katliamda ölenlerin isimlerinin yazdığı aynı yerde yakanlarında isimlerini yazmıştırlar. Bu çok büyük bir ayıptır. Aslında kasten yapıldığı ortadadır. Bizler devletin orayı utanç müzesi yapmadığını ve yapmayacağını biliyoruz. Bugüne baktığımızda katliamı yapan sanıkların avukatları AKP' nin içersinde önemli roller oynamaktadırlar. AKP' yi oluşturan kadrolar katliamı destekleyen ve katliamını savunan insanlardır.

TRT' de Sivas katliamı ile ilgili yayınladıkları belgeselde katilleri nasıl aklamaya çalıştıkları ve aydınları suçlu gösterme çabasında içinde olduklarını ve AKP nin bu katliama bakış açısını, tekrardan gördük. Bizler bu sene Sivas 'a ayrı bir hırs ile gittik. Bu yapılanları gördükçe katliamcılara olan kinimiz arttı. Sivas' a gitmeden önce kendi aramızda şöyle bir karar aldık. Kesinlikle Sivas esnafından tek bir çöp bile alınmayacak. Çünkü katliam yapıldığında Sivas esnafı kepenklerini kapatıp katliama katılmışlardır. Bu sene esnafın ' aleviler geliyor iyi satış yaparız'  beklentilerini boşa çıkarmak istedik. Bize potansiyel bir müşteri gibi bakmalarını istemedik. Yola çıkmadan önce yiyeceklerimizi hazırlayıp otobüslerimize doldurup öyle yola çıktık. Sivas' ta da insanlarımız esnafdan alışveriş yapmaya gittiklerinde onları engelledik. Aslında bu tavrımız katliama olan nefretimizdi.

Bizim bu katliama karşı hiç bir iyi niyetmiz yok. Sivas' a gitmeden önce Vali 2 Temmuz'da otelin önünde açıklama yapılmayacağını söylemişti. Bu açıklamaya hiç şaşırmamıştık. Bizi o otelin görmek istemediklerini biliyorduk. Sivas' a giriş noktalarında polisler otobüslerin önlerini kesmek için koşullanmışlardı. Sırf anmayı baltalamak için Sivas' a gelen insanları Sivas'ın girişinde otobanda otobüsten indirerek GBT ye soktular. Biz kimliklerimizi vermek istemediğimizi ve yola devam edeceğimizi polislere belirttik. Bunun üzerine tartışmalar yaşandı.

Daha sonrada 'Madımak Oteli Utanç Müzesi Olacak' pankartımızı kabul etmediler. Bu pankartla  Sivas'a giremeyeceğimizi Valiliğin izin vermediğini söylediler. Biz bunu da kabul etmedik. Polisle aramızda gerginlik çıktı. 1 saatten uzun süre otobanda bekletildik. Kısa süreliğine yolu trafiğe kapadık. Bize yapılanları duyan Sivas'ın içinde olan kitleler yürüyüşe başlamadılar biz gelene kadar oturma eylemi yaptılar. Anlaşmalar sağlandıktan sonra Sivas'a girdik ve yürüyüşe başladık. Şehir polis ablukası altındaydı. Her köşe başında sokak aralarında polis ekipleri vardı. Alana vardığımızda otelin önü çevik kuvvet polisleriyle dolup taşmıştı. Polis otelin önüne geçişlere izin vermedi. Ve polis saldırıya geçti anmaya gelen halkın üzerine biber gaz sıkıldı. Halk ne olduğunu anlamadan kendisini biber gazının dumanın içersinde buldu. Ama tüm bu baskılara rağmen kimse alanı terk etmedi. Bizler oraya kaçmaya değil bedel ödemeye gelmiştik. Tüm saldıralara, baskılara karşı hazırlıydık. Sivas' a gidilmeden önce alevi kurumların temsilcilerinden otele fiili işgal yapılıcak duyumunu almıştık. Bizlerde Alevi gençleri olarak bu işgale katkı sunmak için hazırdık ama beklenen tam olarak olmadı. Anma erken bitirildi. Kendimizi eleştirmek gerekirse anmaya gelen insan saysıda çok azdı.

Türkiye' nin belli başlı yerlerinden insanlar geldiler, otobüsler kaldırıldı ama beklenen sayıya ulaşılmadı. Tabi sayının artmamasından kaynaklanan bir çok etken var. Valinin otelin önünde açıklama yapılmasına izin verilmeyecek söylemi ardından bir çok genç arkadaşımız ailesinden izin alamadılar. İnsanların üzerinde ister istemez bir korku etkisi yaşatıldı. Alevi kurumları disiplinli ve özverili çalışmalar yapmadılar. Kurumların çoğu temsili olarak bir ya da iki otobüs kaldırdılar. Kaldırmayanlar da oldu. Bazı kurumların kitlesellik ya da insanları sokağa dökme gibi amaçları yoktu. Biz oraya gidelim pankartımız gözüksün düşüncesindeydi çoğu kurumlar. Sivas katliamı sadece alevileri ilgilndiren bir konu değildir. Zaten katliamda yanan insanlar içinde sünnilerde vardı. Kendine demokrat, aydın diyen ya da kısacası içinde insan sevgisi olan herkesin sahiplenmesi gereken bir davadır. İnsanları diri diri yakmanın hiç bir mantıklı açıklaması olamaz. Bu katliamı yapanlar islamdan, Kuran'ın insan sevgisini benimseyen insanlar ama bundan kendilerine tek bir pay bile çıkarmayan insanlardır. Hangi kitapta yazar insanların diri diri yakılması. Hangi insanlığa sığar bu olay. Sonuç olarak bizler bu davanın peşini bırakmayacağız. Her geçen sene biz bu katliama karşı daha çok hırslanıyoruz daha çok içimizde bir öfke birikiyor. Ama biz bu öfkemizi yakan insanlar gibi kullanmayacağız. Daha çok insanları bilinçlendirerek insaları bu konuya karşı duyarlı olmalarını sağlayarak kullanacağız.

Bu katliamın peşini bırakmayacağız.

ÖNCEKİ HABER

18 yıldır hâla yangın yeri: Sivas!

SONRAKİ HABER

Deniz Feneri’ne de dokunulacak mı?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...