Dün Hizbullah bugün Hüda-Par
KOBANÊ’ye saldırılar artarken hiç kimse Kuzey Kürtlerinin sessiz kalmasını bekleyemezdi. Orası yanarken buranın güllük gülistanlık olmasını ummuyorduk.
Cumhur DAŞ
Diyarbakır
KOBANÊ’ye saldırılar artarken hiç kimse Kuzey Kürtlerinin sessiz kalmasını bekleyemezdi. Orası yanarken buranın güllük gülistanlık olmasını ummuyorduk. Nihayetinde Suruç’ta sınır boyunda devam eden eylemler birkaç gündür başta Kürt illeri olmak üzere büyük bir yaygınlık kazandı. IŞİD’e destek verdiği belirtilen AKP’ye gösterilen tepki kentlerin her caddesine, sokağına yansıdı. Hükümet politikaları bu gelişmeleri tetiklerken, Diyarbakır ve Batman’da ise Kobanê’ye destek verenlere polisle birlikte Hizbullah yanlısı olduğu belirtilen kişiler de saldırdı. Kobanê’yi savunanlara farklı noktalarda silahlı saldırılar gerçekleşti. Karşılıklı çatışmalar tetiklendi. Diyarbakır Emniyet Müdürü’nin açıklamasına göre 8 kişi yaşamını yitirdi.
HÜDA-PAR SALDIRILARI YENİ DEĞİL
90’lı yıllarda bölgede karanlık günler yaşatan Hizbullah ile bağını hiçbir zaman gizlemeyen HÜDA-PAR üyeleri bir süredir Kürt yurtseverlerine karşı saldırı girişimlerinde bulunuyordu. 2 Kasım 2013’te Batman’da sokak ortasında yapılan bir düğüne silahlı saldırı sonucu Özcan Temel hayatını kaybetmişti. Olayla ilgili gözaltına alınanların HÜDA-PAR üyesi olduğu duyuruldu. Yerel seçim döneminde de Diyarbakır’da, Lice’de, Batman’da BDP’liler ile HÜDA-PAR’lılar arsında gerginlikler yaşanmıştı. Lice’ye giren HÜDA-PAR konvoyundaki araçlarda satır, pala, sopa gibi aletlerin çıktığı basına yansıdı. Ramazan ayında da kalabalık bir grup Büyükşehir Belediyesinin iftar çadırına saldırmıştı. Geçtiğimiz hafta Diyarbakır merkezde Kobanê eylemlerini izleyen Azadîya Welat ve JİNHA muhabirlerine sakallı, şalvarlı bir grubun linç girişimi olmuştu. Bir muhabir 8 yerinden bıçaklanmıştı. Öte yandan Diyarbakır’da bazı derneklerde IŞİD propagandası yapıldığı ve IŞİD’e katılmak için gençlerin gönderildiği epeydir dillendiriliyor.
AKP DÖNEMİNDE HİZBULLAH’A TAHLİYE
Bu tablo içinde geçmişe göz atalım. 1992-1994 yılları arasında resmi rakamlara göre PKK-Hizbullah arasındaki çatışmalarda toplam 700 kişi hayatını kaybetti. Hizbullah İddianamesine göre ise 526 kişi Hizbullah’ın eylemleri sonucu öldürüldü.
2000 yılında Beykoz’da yapılan operasyonda sağ yakalanan Hizbullah askeri kanat sorumlusu Cemal Tutar, birçok cinayeti Hizbullah’ın işlediğini kabul etti. Mahkeme Hizbullah sanıklarına çeşitli cezalar verdi. Ancak Tutar’ın da aralarında olduğu Hizbullah ana davası sanığı 16 kişi Yargıtay’ın davayı karara bağlamaması sonucu uzun tutukluluk süresi nedeniyle 2011 yılında tahliye edildiler. Hizbullah sanıkların sonra yurt dışına kaçtığı anlaşıldı. AKP döneminde salıverilen Hizbullahçılar 198 silahlı eylem, 156 cinayet, 80 yaralama olayından sorumlu tutulmalarına rağmen 10 yıl hapis yattıktan sonra serbest bırakıldılar. Davada Hizbullah’ın devletle olan ilişkisine hiç değinilmedi. Buna rağmen devletin Hizbullah’ı PKK’ye karşı kullandığı, desteklediği hep dile getirildi. Devlet yetkilileri Hizbullah olan ilişkilerini gayri resmi şekillerde dile getirdiler. Resmi ağızlardan Hizbullahçılar için, ‘Terörle mücadele eden Müslüman vatandaşlar’ açıklamaları yapıldı. 23 Mart 2007 tarihli Zaman gazetesine konuşan dönemin OHAL Valilerinden Hayri Kozakçıoğlu, devletin Hizbullah’a sempatiyle baktığını, JİTEM, MİT ve Emniyet’in Hizbullah ile istihbarat paylaşımı yaptığını itiraf etti. Dönemin İçişleri Bakanı İsmet Sezgin ise Hizbullah’ın müsamaha gördüğünü açıkladı.
DEVLET-HİZBULLAH BAĞI HEP SÜRDÜ
Şimdi AKP’nin Rojava’da PYD’ye karşı IŞİD’i destekleme politikası aslında Türkiye içinde 90’lı yıllarda başlayan ve AKP’yle devam eden devlet politikanın devamı. Kürt özgürlük hareketine karşı bu tür grupların desteklenmesi hep devletin gündeminde olmuştur. Bu günden düne bakınca Hizbullah sorumlularının AKP eliyle serbest bırakılması da bu günlere hazırlık yapıldığı izlenimi veriyor.
‘Boş tencere’ iktidarın neresinde?
Tehlike nedir?
Yeni anayasa tartışmaları, AKP’ye can suyu olur mu?
Erdoğan'ın Irak ziyaretinin 3 sebebi ve değişim rüzgarı!
Özgürlükçü Anayasa
1 Mayıs ve sonrası
Galatasaray kaparak, Fenerbahçe kaptırmayarak…
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
