08 Ekim 2014 06:00

Kobanê'nin geleceği

Karanlık odada banyo suyuna batırılmış bir fotoğraf kartı gibi şimdi Kobanê… Durum giderek netleşiyor, sudan çıkartılan kartın üzerindeki fluluk yerini net bir görüntüye bırakıyor.

Kobanê\'nin geleceği
Paylaş

Ercüment AKDENİZ

Karanlık odada banyo suyuna batırılmış bir fotoğraf kartı gibi şimdi Kobanê… Durum giderek netleşiyor, sudan çıkartılan kartın üzerindeki fluluk yerini net bir görüntüye bırakıyor. Islak fotoğrafı ipe asmadan önce artık şu gerçeği paylaşabiliriz: içinde Türkiye’nin de bulunduğu “Koalisyon güçleri” çok denklemli pazarlıkların çakıştığı noktada Kobanê’yi gözden çıkarmış bulunuyor. Göstermelik hava saldırıları göz boyamaktan bile aciz!
Suriye’de hangi güçlerin hangi alanları elinde tuttuğuna ilişkin yayınlanan haritalara bakmakta fayda var. Çünkü o haritalarda da görülüyor ki; Esad, IŞİD ve Kürt güçler üç ana bölgeyi tutuyor. Eski Suriye’nin üçe bölünme ihtimalini de bu noktada artık yabana etmemek gerek.  Öte yandan üç Kürt kantonu arasında orta yerde bulunan Kobanê, koca Suriye haritasında küçücük sarı bir nokta olarak duruyor. Uzaktan seçilmesi bile zor bu küçük kent günlerdir barbarlığa direniyor. Haritanın iki ucuna savrulmuş Kamışlo ve Afrin bir yana bırakılırsa (ki Kobanê düşerse gerçekten de her iki kanton da birbirinden hepten koparılmış iki ayrı bölgede bırakılmış olacak) ortadaki bu küçük “çapak” kritik bir önem taşıyor. Yani bu çapak ‘temizlendiğinde’ eski Suriye’nin orta bölgesi, Türkiye sınırını da bütünüyle içine alan, İslam Devletinin haritası olarak vuku bulmuş olacak.
Bu bir senaryo mu idi ya da bu denklem gerçekten hangi emperyalist güçlerin ne kadar işine gelir, bütün bu sorular elbette ayrı bir tartışma konusu. Ama en azından şunu söyleyebiliriz ki; Newyork’ta yapılan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu öncesi ve sonrasında yapılan kulislerde bütün bu gelişmeler bir pazarlık konusu edilmiş görünüyor.
Küçücük bir kent, IŞİD barbarlığı kadar dünya gericiliği ve emperyalist koalisyonun ihanetine karşı da mücadele ediyor. Durum biraz İspanya İç savaşını, biraz Stalingrad’ı, bir ucundan da elbette Vietnam’ı çağrıştırıyor. İspanya İç savaşı’nda Cumhuriyetler faşist cepheye karşı direnirken de insan gücü yeterli değildi. Uçak, mühimmat desteği ve ağır silahlar olmadan Cumhuriyetin nefes alması imkansız görünüyordu. “Paris Düşerken” romanında İlya Ehrenburg, Cumhuriyetçilere aracılık eden komünistleri, Fransız devletinden beklenen silah yardımını, bu yardımlar için yapılan görüşmeleri ve nihayet Fransız burjuvazisinin ihanetini çok güzel anlatır. Sonuçta İspanya, faşist barbarlığın kanlı sofrasına terk edilir… Bugün Salih Müslim, Türkiye de dahil olmak üzere, dünya devletlerinden ağır silah yardımı isterken de durum farklı görünmüyor.
Emperyalistler ve bölge gericilikleri için sadece temizlenmesi gereken bir “çapak”, insanlık ve bölge hakları için ise boğazlanmaması ve boğulmaması gereken bir direniş olarak Kobanê’nin geleceği ne olacak? Türkiyeli işçi ve emekçiler başta olmak üzere; uluslar arası dayanışma ve halkların enternasyonal mücadelesinin düzeyi bu soruya cevap verecek…

ÖNCEKİ HABER

Sendikaya sözde karşı değiller

SONRAKİ HABER

Suruç\'ta acil olarak atılması gereken adımlar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...