05 Ekim 2014 18:47

Bu örtünün bir ucundan da siz tutun

Cinsel istismar, çocukların bir yetişkin tarafından cinsel uyarı ve tatmin amacıyla kullanılmasıdır. İstismar aile içinde gerçekleştiğinde ensest veya aile içi cinsel istismar olarak adlandırılır...

Bu örtünün bir ucundan da siz tutun
Paylaş

Menekşe AÇIKALIN
Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği Yön. Kur. Üyesi

Cinsel istismar, çocukların bir yetişkin tarafından cinsel uyarı ve tatmin amacıyla kullanılmasıdır. İstismar aile içinde gerçekleştiğinde ensest veya aile içi cinsel istismar olarak adlandırılır. Çocuklara cinsel istismarda bulunan kişiler çoğunlukla onları şekerle kandırmaya çalışan yabancılar değil, çocuğun tanıdığı, güvendiği, hatta sevdiği aile içinden veya dışından yakınlarıdır. Ensest çok yaygın olmasına karşın birçok durumda gizli kalır, çünkü çocuklar bunu açıklamakta güçlük yaşar, ayrıca açıkladıklarında da toplumumuzda aileye atfedilen değerler nedeniyle genelde ensestin üzeri örtülmeye çalışılır, suçluların ceza alması önlenir. Ensest konusunda bilimsel araştırma yapmak oldukça güç, buna rağmen birçok ülkede yapılan çalışmalar her 4 çocuktan 1’inin aile içinde cinsel istismar yaşadığını gösteriyor. Çocukların gelecekteki yaşantılarını da derinden etkileyecek bu olumsuz deneyim, bazen gizli kalarak yıllar boyu sürebilir ve bıraktığı hasar çok daha ağır olur.
Çocuğa yapılan şiddet ve istismara karşı durmak hepimizin görevi. Çocuklarını döven ebeveynler, öğretmenler, ucuz emek olduğu için çocukları çalıştıran işveren, onları çalışmak zorunda bırakan sosyallikten uzak devlet. Çocuk yaşta töre saçmalığı adı altında evlenmeye zorlanan, koca koca adamlara satılan çocuk kadınlar ve yine bu insanları ciddi bir bilimsel çalışma ile eğitmeyen, cezai yaptırım uygulamayan devlet. Listeyi daha da uzatabilirim.
Bir acı gerçek de ülkemizde istismara uğrayan çocukların adalet tarafından korunmadığı. Adli kurumlarda, cehalet katranına bulanmış insancıkların, çocuklara bilimsel olmayan soruları ve uygulamalarıyla yaşadıkları acıyı kat be kat çoğaltan görevlilere ve bu insanları oraya atayan zihniyetlere ne demeli? Yazacak ne çok şey var bu konuyla ilgili!

SESSİZLİK ÇOCUKLARIN SESİNİN ÜSTÜNÜ ÖRTER
Çocuğu istismara uğrayan kadınlar çoğu zaman aile ve çevre baskısının ağırlığını üzerlerinde hissediyor. “Kol kırılır yen içinde kalır” mantığı ile bu korkunç istismarın ortaya çıkmaması için müthiş bir baskılanma hissediyorlar. Kimi zaman aile ya yalnız kalmayı ve konunun üzerini örtmeyi seçiyor ya da mahalleden, şehirden ayrılmayı tercih ediyorlar. Bu baskılanmayla karşı karşıya kalan ama şimdi bizim derneğimizin varlığı ile güç alan kadınlar bu sorunu çözmek ve çocuklarına, kendilerine başka bir hayatın kapılarını açmak için bizimle buluşuyor. Derneğimize çocuk istismarı başvuruları geliyor. Çocuğu istismara uğrayan, ensest sorununa artık daha fazla göz yummamak için bize sırtını dayayan arkadaşlarımız var mahalleden. Biz, dernek olarak dayanışma ve sorunu birlikte çözme çabasını her şekilde gösteriyoruz. Ancak bizim de profesyonel yardıma, desteğe, başvurucularımıza ve bize yol gösterecek hukukçu, psikolog, pedagog, rehberlik uzmanlarına ihtiyacımız var. Bu yazı, bu konuda bizimle ortak çalışma yürütmek isteyenlere açık bir çağrıdır aynı zamanda. Sessizlik çocukların sesinin, kadınların sesinin üstünü örter. Dayanışma ise o çığlığın üzerine kapatılan örtüyü kaldırır. Bu örtünün bir ucundan da siz tutun. Gelin, hep birlikte sorunun değil, çözümün parçası olalım!

DEVLETİN ÜZERİNE DÜŞEN NEDİR?
Söz konusu çocuksa; o çocuğun kimden doğduğu, anasının babasının kim olduğu önemli değildir. Çocuklar hepimizin çocuğudur. Onların üzerindeki pis elleri ve nefesleri çekmek herkesin görevidir. Devletin görevi de bu insanlara layık olduğu cezaları vermek, şartlı tahliyesiz ve afsız ağır cezalarla hapishaneye atmak, bir şekilde cezaları bittiğinde bu kişileri dışarıda gözetim altında tutmaktır. Mahkemelerde ve adli tıp kurumunda çocuk psikiyatristlerinin yeterli sayıda bulunması ve onların bilimsel gözcülüğü altında çocuğa yardım eli uzatılmasıdır. Söz konusu çocuksa; devletin tüm imkanlarını daha çok seferber etmesi, bu konuda ciddi eğitim çalışmaları yapması, cezaların artırılması, töre adı altında çocuk satışlarının, çocuk yaşta evliliklerin büyük bir insanlık suçu ve çocuk istismarı olduğu kabullenilmesi ve kabul ettirilmesi gerekir. 

SİZ NELER YAPABİLİRSİNİZ?
Çocuğun istismara uğradığını hissetmek, anlamak ve bunu çocuğu korkutmadan ona düzgün bir yolla söyletmek her iki ebeveyne düşer.
Eğer çocuklarınız dostunuzu, akrabanızı öpmek ya da kendini öptürmek istemiyorsa buna çocuğu zorlamayın. “Hayır” deme iradesini kırmayın. Unutmayın ki çocuk istismarı genelde çocukların yakın akrabaları, ailenin yakın dostları, arkadaşlarının ebeveynleri, tanıdık bakkal amca ya da komşulardan geliyor. Bu demek değil ki etrafımızdaki herkes potansiyel çocuk istismarcısı. Ama çocuk yarın öbür gün bir şekilde bir istismarcı ile karşılaştığında, onda kırdığınız “hayır” iradesi ile belki bu sefer yapılana hayır demesi gerektiğini bilmeyecek. Karşı koymaması gerektiğini düşünüp, sizin daha önce kızdığınızı hatırlayıp ve farkına bile varmadan, istismara uğrayacak.
Çocuğunuzun hem konuşma hem davranış dilini öğrenmeye çalışın. Çocuğunuzla konuşun ve onu rahatsız etmeden sorgulayın. Direkt sorulardan kaçının. Lütfen bu konuda daha neler yapmanız gerektiği hususunda kendinizi bilgilendirin. Derneğimizde bu konuyla ilgili bilgilendirme toplantılarına katılın. Kapımız size her zaman açık.
 

ÖNCEKİ HABER

Bunları anlatma gücünü orada buldum

SONRAKİ HABER

Gülsuyu’da kadın dayanışması

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa