05 Ekim 2014 17:56

Güler yüz sektörünün ardındaki mücadele yayılıyor

ABD’de hazır gıda ve perakende sektöründe düşük asgari ücret, sendikasızlık, taşeronlaştırma ve esnek çalışmaya karşı hızla yükselen mücadele, ağzımızın kaçan tadını geri getirecek gibi görünüyor.

Güler yüz sektörünün ardındaki mücadele yayılıyor
Paylaş

Özge Kuru

Yaz boyu hazır gıdanın ana memleketi ABD’de yaşananlar, güler yüz sektörünün arkasındaki gerçek hayata dikkatleri çekti. 4 Eylül’de ABD’nin 100 kadar şehrinde hazır gıda sektöründe grevler ve protestolar yapıldı. Farklı yerlerdeki ortak talep, düşük ücretlerin saati 15 dolara yükseltilmesiydi. Bu grevler ve protestolar, birkaç yıldır devam eden ve son aylarda yükselen bir hareketin son halkasıydı.

Sosyalist Alternatif’ten William Blueher, süreci anlatırken 2012 yılında NewYork’ta hazır gıda sektörü işçilerinin daha yüksek maaş talebiyle greve gittiğini ve neredeyse tek bir gecede grevlerin tüm ülkeye yayıldığını hatırlatıyor. ABD Başkanı Barack Obama’nın çalışma ücretlerini saati 10.10 dolara bile yükseltmemesi, asgari ücret üzerinden yürüyen hareketin hızla yayılmasında etkili oldu.

SENDİKALAŞMA YOLDA

McDonalds çalışanları sendikalaşma hakları için yasal bir süreç başlattılar. İşçilerin örgütlenme ve sendikalaşma hakkını temsil eden Ulusal İşçi İlişkileri Kurulu’nun olumlu karar vermesinin ardından McDonalds’ın tüm taşeron şirketlerinde çalışan işçiler pazarlık masasına oturabilecek ve McDonalds karşılarına muhatap olarak şube müdürlerini değil patronu çıkarmak zorunda kalacak. Ayrıca tüm işçiler tek bir şirkete çalışıyor olarak kabul edilecekleri için birlikte sendikalaşabilecek. Bunun başka bir anlamı da taşeron şirkette çalışan işçilerin tüm McDonalds işçileri adına, örneğin, çalışma koşulları hakkında şikâyette ve talepte bulunabilecek olması.

ÇOĞU KADIN İŞÇİ

Öte yandan, Washington merkezli Ulusal Kadın Hukuku Merkezi’nden Başkan Yardımcısı Joan Entmacher, hazır gıda sektöründe olduğu gibi düşük ücretli işlerin üçte ikisinde kadın işçilerin çalıştırıldığını açıkladı. Merkez tarafından yapılan “Ödeme Az Ama Yük Çok: Düşük Ücretli İşlerde Kadınlar” başlıklı çalışması yöneten Entmacher, sağlık sigortası ve ücretli hastalık izni gibi küçük haklar nedeniyle kadınların bu işlere mecbur edildiğini söyledi.

Yıllık 28 milyar dolarlık gelir elde eden McDonalds, çok düşük asgari ücret, kötü çalışma koşulları ve sağlık haklarının kısıtlanması gibi birçok hak gaspıyla gündeme geliyor.

McDonalds işçilerinin başlattığı bu mücadele yalnızca hazır gıda sektörüyle sınırlı kalacak gibi de görünmüyor. Örneğin Seattle’da haziran ayında asgari ücretin saatlik 15 dolara yükseltilmesi umut ışığı oldu. Bahşişle çalışan işçilerin haklarını savunan ROC United sendikası Yöneticisi Saru Jayaraman, bu kararın örnek teşkil edeceğini ve etkisinin McDonalds’ı aşacağını söylüyor: “Artık şirketler ‘yapamayız’ diyemeyecek.”

Walmart’ın süper anneleri

ABD süpermarket devi Walmart’ın ortakları yıllık toplantılarına başladıklarında başlarının üstünde anne terliği sallanıyordu. Walmart anneleri olarak adlandırılan kadın çalışanlar 20 şehirde bir haftalık iş bırakma eylemi yaptı. Sosyal medyada Walmart’ta çalışan kadınlara dair haberleri paylaşan Walmart anneleri, esnek çalışmaya karşı çıkarak daha iyi çalışma koşulları, daha çok tam zamanlı iş ve daha iyi ücret talep ediyor. Eylemlerinden haberdar olmak için Tweeter’da #walmartmoms, #walmartstrikers and #OURWalmart etiketlerini takip edebilirsiniz.

In These Times’ta konuyla ilgili bir makalesi yayımlanan Sarah Jaffe Walmart kadınlarının evrimini şöyle anlattı: “Şirketin ilk zamanlarında kadınlar tam zamanlı çalışan kocalarına destek olan yarı zamanlı elemanlardı. Ama artık şirket ülkenin kadın istihdamını en çok elinde tutan şirketi. Bu da daha fazla ailenin geçinmek için bu düşük maaşlara bel bağladığı anlamına geliyor.”

 İSPANYA

Benim bedenim, senin istifan

İspanya’da kadınların kendi iradeleriyle yapılacak kürtajı yasaklamayı öngören yasa tasarısı gündemden düşerken yasanın en katı savunucularından Adalet Bakanı Alberto Ruiz-Gallardon karar üzerine istifasını verdi. Başbakan Mariano Rajoy’un hükümet olarak vazgeçtiklerini açıkladıkları ‘kürtaj reformu’ planı yılbaşında gündeme getirmiş, ardından ülke genelinde etkili protestolar başlamıştı. Ceninin engelli olduğu anlaşılsa dahi kürtaja izin verilmemesi, reşit olmayan kadınların kürtaj için ebeveyn rızası alması, annenin hayatı tehlikede değilse ya da tecavüz sonucu hamilelik yoksa hiçbir şekilde kürtaja izin verilmemesi maddelerini içeren tasarıya ülke genelinde artan tepkiler üzerine hükümet geri adım attı. Ancak Başbakan Rajoy’un yaptığı açıklamalarda 18 yaş altı kadınların ailelerinin izni olmadan kürtaj olamaması ve diğer “aile desteği” meselelerinin tekrar gündeme geleceği anlaşıldı. Rojoy, ‘aile planlaması reformunu’ yapacaklarını belirtti. İspanya’da isteğe bağlı kürtaj sınırı 14 hafta.

İktidardaki Halk Partisi içerisinde yerel seçimler öncesinde kürtaj tasarısı yüzünden bölünmeler yaşandığı ve Başbakan Rajoy’un partinin zayıflamasının önüne geçmek için tasarıdan vazgeçtiği yorumları yapılıyor. Halk Partisi’nin yolsuzluk skandallarından ve ekonomik kesintilerden bile kürtaj tasarısından etkilendiği kadar derin etkilenmediği dile getiriliyor.

ÖNCEKİ HABER

Depresyona yeşil ışık yakmayın

SONRAKİ HABER

İşçilik boyun eğmek olmasın diye...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...