06 Temmuz 2011 12:02

Patrona 15 yıl ya devlete?

İstanbul Halkalı’da meydana gelen ve 31 kişinin öldüğü sel felaketinde Pameks Tekstil’e ait serviste ölen 8 kadın işçiyle ilgili savcı sorumlular hakkında 15 yıl ceza istedi.Halkalı’daki Pameks Tekstil fabrikasında çalışan Güldane Çiftçi (22), Özlem Ünal (19), Bircan Karataş (21), Naciye Karadeni

Patrona 15 yıl ya devlete?
Paylaş

Halkalı’daki Pameks Tekstil fabrikasında çalışan Güldane Çiftçi (22), Özlem Ünal (19), Bircan Karataş (21), Naciye Karadeniz (47), Altun Yüksek (46), Fikriye Özentürk (43), Nuriye Can (37), Nebahat Salkım (39) isimli 8 işçi 9 Eylül 2009 tarihinde işe gitmek için bindikleri kapalı kasa servis aracının sel sularına kapılması sonucu hayatını kaybetti. Faciayla ilgili Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede selde hayatını kaybeden 8 işçinin olay günü kapalı kasa kamyonetin arkasında iş yerine gittikleri, servis aracından inmek istedikleri sırada sel sularının birikmesi neticesinde araç içinde kalarak öldükleri belirtildi.

BİLİRKİŞİ ‘SEL’İ SORUMLU TUTTU

Davayla ilgili olarak mahkeme heyetinin talep ettiği son bilirkişi raporu ise önceki gün mahkemeye ulaştı. Raporda sel felaketi asli, sanıklar ise tali kusurlu bulundu. Savcı sanıklardan Servis Sürücüsü Mehmet Oğur’un beraatini talep ederken sanıklardan Pameks Tekstil’in Sahibi Mehmet Cevdet Karahasanoğlu ve İdare Müdürü Ferit Göncü’nün hazırlanan bilirkişi raporu, tanık beyanları, olayın oluşumundaki zararın büyüklüğü, ölü sayısının fazla oluşu dikkate alınarak olayın oluşumunu engellemek amacıyla önlem almadıkları gerekçesiyle “Taksirle adam öldürmek” suçundan 3 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme heyeti eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.

‘ASIL GÖREVİNİ YAPMASI GEREKEN DEVLET’

Konuyu gazetemize değerlendiren Avukat Ayşe Batumlu 29 Aralık 2005’de 5 kadın işçinin, Bursa’da Özay Grup Tekstil’de çıkan yangında yaşamlarını yitirdikleri olayı hatırlattı. “Bu olayda işverenin kusuru o kadar çoktu ki, bunun adı olsa olsa cinayetti. Kimyasal madde ve elyaf bulunan iş yerinde yangına ve benzeri risklere karşı gerekli önlemler alınmamış, havalandırma tertibatı dahi yapılmamıştı. Bursa 4.Ağır Ceza Mahkemesi, fabrika sahibine “Tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme sebebiyet verme” suçundan 10 yıl hapis cezası verdi ama, bunu  182 bin TL para cezasına çevirdi. Oysa işçilerin sigortası dahi yokken,fabrika ve içindeki makineler 4 milyon TL’ye sigorta ettirilmişti. İşçiler  kaçıp gitmesin düşüncesiyle işçilerin üzerine kapı kilitlenmişti. Üstelik eğer devlet gerekli denetimleri yapıp bu para cezasını daha önce vermiş olsaydı 5 kadın şimdi yaşıyor olacaktı” dedi.

‘YENİ ÖLÜMLERİ ÖNLEYECEK TEDBİR YİNE ALINMADI’

Halkalı’da da sel nedeniyle servis araçlarında boğularak yaşamını yitiren 4 kadın işçinin cinayete kurban gittiğinin açık olduğunu vurgulayan Batumlu, “Çünkü servis taşımacılığına uygun bir vasıtayla taşınmadılar, o gün iş tatil edilmedi, iş yerinde de önlem alınmadı. Bu anlamda bilirkişilerce verilen haksız raporu kabul etmek mümkün değil. Savcı Uğur Başar’ın  mütalaasında belirttiği gibi, kusurun belirlenmesi, kanıtların değerlendirilmesi, olguların saptanması, kusurun olup olmadığı ile derecesinin tespiti hukuki değerlendirmeyi gerektirir ve  bu yargıcın görevidir, bilirkişi bunu yorumlayamaz. Yargıç, hakkaniyete uygun ve  kamu vicdanını rahatsız etmeyecek şekilde karar vermeli. Savcının, fiilin  “taksirle cinayet” suçu olduğuna dair mütalaası hakkaniyete uygun bir görüş. Ancak burada da verilecek cezanın para cezasına çevrilmesi çok muhtemel. Şunu ısrarla vurgulamak gerekir ki, mahkeme en ağır cezayı da verse, caydırıcı olmakla beraber  sorunu çözmekte  tek başına etkili olmayacaktır. Devlet denetimleri yapmalı ve  gerekli yaptırımlar uygulanmalı ki bu cinayetler bir daha yaşanmasın. Maalesef buna dair çok somut adımlar atıldığını göremiyoruz. Bu gün pek çok  iş yeri neredeyse bomba üzerinde. O kadar çok ihlal var ki. Maalesef bu koşullarda yarın başka bir yerde başka bir yangın, sel, göçük ya da benzeri bir felaketle başka işçilerin ölümü de söz konusu olabilir. Bu yüzden aslolan öncelikle denetim mekanizmalarının ve yaptırımların  işletilmesidir” dedi. (İstanbul/EVRENSEL)


ADALET YERİNE GETİRİLMELİ GEREKLİ TEDBİRLER ALINMALI

Av. Devrim Avcı: Mücbir sebep, hukukta görevin, taahhüdün ve sorumluluğun yerine getirilmesine engel teşkil edebilecek nitelikteki haller olarak tanımlanır. Mücbir sebep kavramı hukukun temel kavramlarından biri olup hemen hemen bütün dallarında uygulaması söz konusudur. İstanbul’da 2009 yılında yaşanan sel felaketinde bir minibüsün arkasında işlerine taşınarak giden 8 kadın işçinin ölümüne sebep olan davada savcı bu olayın oluşumunu engellemek amacıyla ölem almadığı gerekçesi ile sanıklardan işyeri sahibi ve idare müdürünün taksirle adam öldürmek suçundan cezalandırılmalarını talep etmişti. Ceza Kanununun düzenlemesine göre, taksirle işlenen suçtan dolayı verilecek olan ceza failin kusuruna göre belirlenecektir. Bilirkişilerin de daha önce kamuoyunda tartışılan ve bu ölümlerin büyük oranda kusurunu sel felaketine bağlayan raporları, gerçekten kamu vicdanını yaralayan ve adalet ve hakkaniyet ölçülerinde olduğunu söylemek mümkün değildir. Burada tartışılması gereken husus kadınların ölümünde, sanıkların kusur oranlarında söz konusu olan sel felaketinin mi olduğu, yoksa işçilerine insanca işe gidip gelebilecekleri bir servis sağlamayan işverenin bu tutumumun mu kusurlu olduğu meselesidir. Elbette hukuk varsayımlardan hareket etmez ancak, diyelim bu sel olmaz da trafik kazası olması durumunda bu şekilde taşınan kadın işçilerin ölmesi bu kez de aracı kullanan şoföre mi kusur atfedilecekti? Ya da sel hiç yaşanmamış olsaydı işçi kadınların bu şekilde işyerine gidip getirilmeleri ne kadar işverenin hukuki yükümlülüğünü yerine getirdiğini gösterecekti? Dolayısıyla, öncelikle burada sanıkların gerçek sorumlulukları çerçevelerinde cezalandırılmalarının sağlanmasının yanında, bir daha bu şekilde sel felaketinin arkasına sığınılarak asıl yükümlülüklerine yerine getirmeyen işverenlerin insanca çalışma koşulları oluşturması için gerekli önlemleri almaya zorlanmasıdır.

ÖNCEKİ HABER

Seçimle yapamadı, YSK ile yapıyor

SONRAKİ HABER

Bırakın kâr değil bilim yaşasın!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...